Yalan makinesi bir parti

HDP yalan makinesi gibi çalýþýyor. 

Algý oluþturmak için yalanýn her türünü mubah görüyor.

Eski Türkiye güçleriyle paralel yapý bu yalanlarýn algýya dönüþmesi için her türlü katkýyý sunuyorlar.

Doðan medyasý ile paralel medya bu konuda HDP yalanlarýný topluma taþýma konusunda gönüllü bir misyon yüklenmiþ durumda.

Çözüm sürecini kim bitirdi?

Seçim sonrasýnda deðil daha seçim öncesinde “çözüm süreci bitti” diye demeçler verenler HDP’lilerdi. Kandil zaten hiçbir zaman çözüm sürecine inanmadý. Öcalan’ýn çözüm sürecinin asýl amacýný oluþturan silah býrakma fikrine hep karþý çýktý. HDP Öcalan-Kandil denkleminde kendini tamamen Kandil’in yörüngesine oturttu. Dolayýsýyla Öcalan ile Kandil arasýnda mesaj teatisi yapan HDP zahiren Öcalan’dan yana görünüyor olsa bile gerçekte Kandil’in safýnda yer aldý.

Kandil, Öcalan’ýn 2013’teki silah býrakma çaðrýsýna uymadýðý gibi Dolmabahçe’deki açýklamasý karþýsýnda da kontra bir duruþ sergilemiþtir.

Dolmabahçe yalaný

Ayný kontra duruþu HDP de sergilemiþtir. Öcalan’ýn tarihe Dolmabahçe açýklamasý olarak geçen çaðrýsý, gerçekte 2013’teki çaðrýsýnýn bir devamý niteliðindeydi.

Dolmabahçe açýklamasýna ilk tepki Kandil’den geldi. PKK Baþkanlýk Konseyi üyesi Mustafa Karasu alenen bu çaðrýnýn bir karþýlýðýnýn olmayacaðýný belirtmekten kaçýnmadý. HDP Kandil’den gelen bu açýklama üzerine yüzünü Öcalan’dan Kandil’e çevirdi. Þimdi Demirtaþ kalkýp yalan söylemekte hiçbir beis görmüyor. Sýrf Kandil’in terör siyasetini haklýlaþtýrmak için Dolmabahçe sürecine dair yalan-yanlýþ bilgiler servis ediyor.

Dediði mealen þu:

“Dolmabahçe mutabakatýný Cumhurbaþkaný tanýmadý. Barýþ bir adým önümüzdeyken Cumhurbaþkaný masayý devirdi. Bugünkü savaþýn sorumlusu Cumhurbaþkanýdýr.”

Her tarafý yalan olan bir açýklama bu. 

Birincisi, Dolmabahçe’de Öcalan’ýn mektubu açýklanmýþtýr. Bu tek yanlý bir açýklamadýr. Bu mektupta sürece dair bazý öneriler de dile getiriliyordu. Çözüm sürecinden sorumlu Baþbakan Yardýmcýsý bu önerilerin pekala tartýþabilir olduðunu söylemiþtir. Önerilerin bir çerçeve taslak olarak tartýþýlabilir olduðunu söylemek, ortada bir mutabakat olduðu anlamýna gelmez.

Ýkincisi, Cumhurbaþkanýnýn savaþa neden olduðu iddiasýdýr ki buna çocuklar bile güler.

Diyelim ki 2015’te Cumhurbaþkaný böyle davrandýðý için Kandil silah býrakmaktan vazgeçti. Peki 2013’te söz verdiði halde niçin silahlý güçlerini sýnýr dýþýna çekmekten vazgeçti? Kandil en baþýndan itibaren Öcalan’ýn çaðrýsýna karþýydý. Elindeki silahý býrakmaya niyetli deðildi. Çünkü dýþ/bölgesel konjonktürün kendi lehine olduðuna inanýyordu ve Suriye’nin kuzeyinde kendisine bir iktidar alanýnýn açýlacaðýný görüyordu. Çözüm sürecinden yararlanarak kendine Türkiye’de de bir iktidar alaný açmak istiyordu.

HDP de çözüm süreci üzerinden siyasi güç devþirebileceðine inandýðý için sözde savunur gibi görünüyordu. Demirtaþ’ýn Kandil tarafýndan baþlatýlan terör siyasetini meþrulaþtýrmak için Cumhurbaþkanýmýz üzerinden geliþtirdiði bu yalan, HDP siyasetinin her türlü ahlaki ilkeden yoksun olduðunu gösteriyor.

“Çamur at, tutmazsa izi kalýr!” ilkesizliðinin siyasete bu þekilde taþýnmasý ciddi bir ahlakilik sorununu da beraberinde getiriyor. Varsayalým ki Cumhurbaþkanýnýn bu tavrý dolayýsýyla Kandil böyle bir karar vermiþ olsun. Peki bu durumda terör meþru ve haklý mý gösterilmeli?

Demirtaþ/HDP siyasetinin, PKK terörünü her halûkarda meþru ve haklý gördüðü biliniyor. Ama buna gerekçe oluþturmak için yalana dört elle sarýlmasý, demokratik siyasete sürdüðü bir kara leke olarak tarihe geçmiþ bulunuyor.

‘Savaþ kararý’ný kim verdi?

HDP’nin bu soruya verdiði cevap en baþýndan itibaren belli: Cumhurbaþkaný Erdoðan.

Doðan medyasýndan ve paralel medyadan köþe yazarlarý da bu yalan üzerinden bir algý operasyonuna yöneldiler. Ciner medyasýndan Umur Talu gibi sorunlu isimlerin de bu yalan üzerinden Türkiye’nin haklý terörle mücadelesine zarar veren bir tutum sergilemesi manidardýr. Seçimlerden hemen sonra HDP’nin aldýðý oy oraný üzerinden büyük bir gurura kapýlan Kandil’in çözüm sürecini bitiren açýklamalarýný Umur Talu gibiler görmüyorsa ortada baþka bir sorun var demektir. 

Kandil’deki savaþ baronlarý alenen “çözüm süreci bitmiþtir!” diyerek asker ve polis cinayetlerine yöneldiler. Kandil’in infaz timleri þehirleri yakýp yýkmaya baþladý. “Savaþ kararý”ný bizzat veren ve uygulayan Kandil olmasýna raðmen o birilerinin Erdoðan’ý hedef göstermesi tam bir ahlaksýzlýk örneðidir.

Erdoðanfobizmin yol açtýðý ihanet

Erdoðanfobizmin HDP yandaþlýðýndan sonra terör yandaþlýðýna doðru evrilmiþ olmasý önemle not edilmelidir. Karþýmýzda “savaþ kararý” alan bir Kandil var. Kandil’in terör siyasetini meþru görüp destekleyen bir HDP var.

Hala o birileri hýrsýz yerine ev sahibini suçluyorlar.

Gel de buna ihanet deme...