Bir gün bir þeyh müsveddesinin, öteki gün bir sahtekar mollanýn hanesine giren, yataðýna giren bir kadýn imgesini, kuvvetli bir organizasyonla milletin gözüne soktular. Bütün baþörtülü kadýnlar utandý. Bütün mü’min erkekler utandý. Bütün baþörtülü kadýnlara ‘potansiyel o kadýn’ gözüyle baktýlar. Bunu saðladýlar.
O kadýncaðýzýn da suçu yoktu belki. Belki aldatýldý, kullanýldý. Kullanýldý ve atýldý. Kirli bir kaðýt mendil gibi, þimdi kim bilir nerelerde. O kadýný da utandýrdýlar.
Adam öldürdüler. ‘Kürt iþadamý’ diye öldürdüler. Tanrýlýk iddiasý gibi bir þeydi, kendinden menkul adalet. Sapanca’ya veya baþka yere, götürüp öldürdüler.
Faili meçhul binlerce cinayet iþlediler. Yani binlerce insanýn kafasýna kurþun sýktýlar ve ölüsünü oraya buraya attýlar. Analarý aðlattýlar, babalarý aðlattýlar. Milletin yüreðini yaktýlar. Ne vicdanlarý vardý bunlarý yaparken, ne imanlarý. Vatan için yapýyor göründüler, kendileri için yaptýlar.
Yazar-çizer öldürdüler. Solcu öldürdüler ve ‘olaðan þüpheliler’ tayin ettiler. ‘Müslümanlar’dý olaðan þüpheli. Nasýl adlandýrýrsanýz, dindarlar, muhafazakarlar, Ýslamcýlar... Toplumun bir kýsmýný öteki kýsmýna düþman ettiler.
Binlerce masum insan, binlerce masum insandan nefret etti neredeyse 40 yýl.
Danýþtay’ý basýp hakim öldürdüler. Hakim’i Allah rýzasý için öldürdüklerini söylediler.
Tepeden týrnaða yalan olan ‘hikaye’nin içine bir de ‘tekbir’ yalanýný soktular.
Halbuki, yalancýlarýn ‘Allah bir’ demesine inanýlmaz. ‘En büyük Allah’ demesine de inanýlmaz. Çünkü onlar söylediðinde, ‘Allah bir’ de yalandýr, ‘Allahu Ekber’ de yalandýr.
Kendileri öldürdüler Danýþtay hakimini, ‘müslümanlar öldürdü’ demeye getirdiler. Veya Ýslamcýlar. Bir tür faþistti katiller halbuki.
Maksat, milleti bölmekti. Maksat, nefret üretmekti.
Ecevit’i hastane köþelerinde periþan ettiler. Aleme rüsvay ettiler. Ondar sonra da, hakimin tabutunun peþinde gezdirdiler. ‘Konrgerilla’ lafýný en erken telaffuz eden adamý öldürdükleri hakimin cenazesinde þuursuzca koþturdular.
Bunlarýn hepsini yaptýlar. Acýmasýzca, namussuzca. Ýhanetin daniskasýydý yaptýklarý. Elleri kanlý hepsinin.. Yüzleri kanlý, ruhlarý kanlý.
Bunlarý yaptýlar ve yüzlerinde bir ‘sevap’ mutluluðu. Sanki bir hayýr hasenat iþlemiþ gibi kasýlýyorlar.
Bu, geçiþtirilecek bir þey deðil. Bu bir baþarý. Bir tür ‘halkla iliþkiler’ baþarýsý.
Binlerce insaný Silivri’ye toplamayý baþardýlar. Bu insanlarýn içinde, Ergenekon’un iflah olmaz taraftarlarý vardýr. Cinayetleri savunmaya hazýr militanlar vardýr.
Ama, gerçekten, Ergenekoncular’ýn masumiyetine inandýrýlmýþ insanlar da vardýr.
Bir de baþarýsýzlýk, fiyasko var, bu hikayenin içinde. Bir ‘halkla iliþkiler’ fiyaskosu.
Ergenekon davasý, Türkiye’nin en önemli, en gerçek, en ciddi davalarýndan biridir.
Bu dava sürecinde, Veli Küçük gibi, zamanýnda Meclis’e gidip görüþ bildirmeyi zül addeden bir organizatörün tutuklanmasý, koca koca paþalarýn hapse gönderilmesi, daha önce görülmemiþ, hayal bile edilmemiþ büyük iþlerdir.
Ama ayný süreçte, bazý tartýþmaya müsait uygulamalar, davanýn ciddiyeti konusunda gereksiz kuþkular uyandýrdý.
Bazý gazetecilerin çok ciddi olmayan gerekçelerle tutuklanmasý, tutuksuz yargýlanmaya müsait bazý sanýklarýn ille de tutuklanmasý, sadra þifa olmayan ev baskýnlarý, Ergenekon’a bulunmaz istismar vasýtalarý saðladý.
Aylarca, Ahmet Þýk, Nedim Þener tartýþtýk. Haftalarca Türkan Saylan’ýn evinin basýlmasýný konuþtuk. Ýlker Baþbuð’un tutuklanmasýndaki ýsrar defalarca manþetlere çýktý.
Bunlar, Ergenekon davasýnýn doðru yönetilip yönetilmediði konusunda tereddütler üretti.
Bu ayrýntýlar, zaman oldu, onca cinayetin, onca ihanetin, darbe giriþimlerinin, povokasyonlarýn önüne geçti.
Binlerce kiþiyi Silivri’ye toplamak nasýl bir ‘halkla iliþkiler’ baþarýsýysa, dava sürecinde, orada bir ‘Cumhuriyet Mitingi Nostaljisi’ üretmek isteyenlere malzeme saðlanmasý da, bir tür ‘halkla iliþkiler fiyaskosu’dur.
Nihai kararý hakimler verecek. Ve ben bu karar arifesinde þunlarýn gerçekleþmesini diliyorum: Hiçbir masum ceza almasýn. Hiç bir suç, cezasýz kalmasýn. Sadece adalet olsun. Baþka hiç bir þey olmasýn.
Vatanseverlik kisvesi altýnda millete düþmanlýk edenler, devleti mafyalaþtýranlar, bundan böyle iki kere düþünmek zorunda kalsýn.