Fenerbahçe Avrupa kupalarýndan men edilince Ersun Yanal “Biz cevabýmýzý sahada vereceðiz, þampiyon olacaðýz” yorumunda bulunmuþtu. Aylardan Temmuzdu... Galatasaray galibiyeti sonrasý Yanal, yine çok iddialý konuþmuþtu. Þampiyon biziz, diðerleri sýralamayý yapsýn... Ýlk yarýnýn son maçý sonrasý 8 puanlýk farkla liderliði “Bu hedeflediðimiz bir yolculuktu, F.Bahçe ikinci yarý puan farkýný daha da artýrarak þampiyon olacak. Bunu sezon baþýnda da söylemiþtik” diye deðerlendirdi. Evet söylemiþti. Ýlk yarýnýn ayrýntýlý deðerlendirmesini yaparken yine “Puan farkýný gözetmeden iþimize bakacaðýz. Sezon sonunda biz þampiyon olacaðýz” diyerek hedefini bir kez daha tekrarladý. Büyük bir takýmýn teknik direktörünün sezon baþýndan itibaren sarsýlsa da, puan kaybetse de, kazansa da hiç çekinmeden bu sýklýkla þampiyonluktan bahsetmesi, beklentiyi nakýþ gibi iþlemesi dikkat çekici. Aslýnda insanlar genelde yaptýklarý iþleri, sahip olduðu þeyleri beðenir. Yanal kendinin üstün nitelikleri olduðuna inanan megolaman biri olabilir mi. Ya da kendi deðerlerini ve yeteneklerini fazlasýyla abartan, ukala, kendini beðenmiþ, gösteriþ meraklýsý narsist bir kiþilik, takýmýnýn herkesten üstün olduðuna inanan ve öyle mutlu olan biri. Bunlarý neden yazdým. Ersun hoca son deðerlendirmelerinde “...kimse bize dayanamaz. Biz böyle güçlü bir takýmýz” diyerek megolaman ve hatta narsit biri gibi algýlanabilir. Bence bunlarýn hiç biri. Sadece kendine ve takýmýna güveniyor. Öz güveni yüksek, gücü yönetiminden, ekibinden, futbolcularýndan ve Fenerbahçe taraftarýndan alýyor. Aldýðý gücü çalýþkanlýðýyla, bilgi birikimiyle, teknolojik alt yapýyla, uygulamalarýyla donatýyor. Gerçeklerden asla uzaklaþmýyor, hayal aleminde dolaþmýyor. Bizim dýþarýdan gördüklerimizin aslýnda öyle olmadýðýný söylüyor. Mesela Sow küstü dedik. Oysaki oyuncunun dayanýklýlýða ihtiyacý var, çalýþmasý lazým, üstelik sakatlýk problemi vardý. Biz kriz var sanýyoruz. Bu kanýya varmamýzýn bir nedeni de antrenmanlarýn genelde basýna kapalý olmasýndan kaynaklanýyor.
Hayal görmüyor diyoruz, çünkü takýmýndaki eksikleri de söylüyor. Taktik uygulama ve oyun disiplini anlamýnda sorunlar var, top rakipteyken, hücumlarda takým oyunu eksiklikleri, agresif oyun gibi. Bunlar kendi söylemi. Eksiklerin giderilmesi, bilgilerin pekiþtirilmesi açýsýndan devre arasý büyük bir fýrsat. Umarým çalýþmalar Ersun Yanal’ýn istediði gibi gider.
Ancak futbol bambaþka bir oyun. Bazen ne kadar teknoloji kullanýrsanýz kullanýn, tahtada taktikler çizerseniz çizin, antrenmanda deðiþik varyasyonlarý sayýsýzca tekrarlayýn, Konya maçýndaki gibi 2-0’dan geriye düþebiliyorsunuz, ya da Karabük karþýsýnda olduðu gibi karlý-buzlu, çamur, bozuk bir saha zemininde tel tel dökülebiliyorsunuz. Aradaki 8 puanlýk fark, Kasýmpaþa, Erciyes, Bursaspor ve Antalyaspor maçlarýnda son dakika golleriyle kazanýlan 8 puan. Fark olduðu sürece haklýsýnýz.
Hepinize saðlýklý, mutlu, huzurlu ve baþarýlý bir yýl geçirmenizi dilerim.