Kayseri'deki toplumsal çalkalanma ve toplu þiddet vakalarý, hepimizi derinden sarstý. Bir küçük kýza yapýldýðý söylenen cinsel tacizin ardýndan toplumsal tepki, toplumsal lince dönüþtü ve olanlar korkunçtu...
Suriyelilerin yaþadýðý mahalle bir savaþ alanýna döndü, araçlar yakýldý, dükkanlar, evler, paramparça edildi... Tüm dünyada ciddi bir sorun halinde zikrediliyor göçmen meselesi. Göç ve göçmenlerin karþýlaþtýðý sorunlar, bugünkü dünya siyasetinin en belirgin kesiþim problemlerinden, çünkü göçmenler gittikleri her yerde, ýrkçýlýðýn farklý yüzleriyle karþýlaþýyorlar. Farklý bir kültürden, hayat tarzýndan geldikleri için yeni yerleþtikleri topluma kýsa sürede uyum saðlayamamak, dil sorunu, adaptasyonsuzluk, gettolaþma gibi çok zorlu handikaplarýyla, göçmen sorunu, bir siyaset sorunu olmayý da aþýp, günlük yaþam krizi haline geliyor... Seçkinlerin yaþam sürdüðü pahalý semtlerde hissedilmese de, orta ve altý semtlerde, oluþan yeni göçmen mahalleleri, zaman içinde adeta kurtarýlmýþ bölgelere dönüþüyor... Yani hem yerli toplum, hem de göçmen kiþiler hakkýnda çift taraflý ve daha önce deneyimlenmemiþ yeni keskinlikler peydah oluyor. Suriye göçmenleriyle içli dýþlý olmamýzdan evvel, sadece yurt dýþýnda çalýþmaya giden emekçilerimizin anlattýðý dýþlanmalardan ibaretti göç ve göçmen bilgimiz... Ama þimdi; göç edilen toplumlarýn yaþadýðý þaþkýnlýktan ýrkçý travmaya kadar uzanan farklý tonlardaki duygu salýnýmlarýný herhangi bir destek almadan üstelik tecrübe ediyoruz.
Hatýrlayalým ne kadar da derinden sarsýlmýþtýk... 29 yýl önce Almanya'da, feci bir ýrkçý katliam yaþanmýþtý. Almanya'nýn Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki Solingen kentinde, 29 Mayýs 1993'de Genç ailesinin Untere Werner Caddesi'ndeki evleri kundaklanmýþ, saldýrýda Gürsün Ýnce (28), Hatice Genç (19), Gülüstan Öztürk (12), Hülya Genç (9) ve Saime Genç (5) hayatlarýný kaybetmiþti.
Uluslararasý Göç Örgütü (IOM), 2020'de rekor sayýda kiþinin þiddet ve çatýþma nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldýðýný açýkladý. Örgüt hazýrladýðý Dünya Göç Raporu'na göre, geçtiðimiz yýl 26 milyon yeni mültecinin kaydý yapýldý. 55 milyon kiþi ülkeleri içinde yer deðiþtirmek zorunda kaldý. Birçok kiþi de doðal afetler nedeniyle evlerini terk etti.
Rapora dikkat çekici bulgular var. Doðduðu ülke dýþýnda yaþayanýndan sayýsý 281 milyona ulaþtý. Bu sayý 2019'da 272 milyon, 1990'da ise 128 milyondu. Küresel salgýna raðmen göçmen sayýsýnýn artmasý þaþýrtýcý bir paradoks olarak nitelenirken, Doðu Afrika ülkeleri Somali, Etiyopya ve Güney Sudan, yerlerinden edilenlerin sayýsýnýn en fazla olduðu ülkeler olarak kayýtlara geçti. Üçüncü sýradaki Etiyopya'da 1,7 milyon kiþi evini terk etmek zorunda kaldý.
Rapora göre Türkiye dünyada en fazla göç alan 20 ülke arasýnda 12. sýrada. Suriye ise, dünyada en fazla göç veren ülkeler arasýnda 5. sýrada.
Göçmenler meselesi sadece duygusallýkla, acýma hisleriyle, misafirlik görgüsüyle, dini nasihatlerle halledilebilecek bir konu deðil. Ülkemizin jeopolitiði bir köprü konumunda, kavþak ülke yani kýtalar arasýnda, dolayýsýyla bir 'Göç Bakanlýðý' kurulmasý konusunda ciddiyetle düþünmemiz gerekmiyor mu? Üstelik mesele sadece göçmenleri kabul etmek ile de bitmiyor, göçmenlerin uyum politikalarý ile geldikleri toplumun sosyolojisine uyum saðlamalarý kolaylaþtýrýlmalýdýr... Peki yerli nüfus, adamakýllý uyum politikalarý uygulanmadan bunu nasýl içselleþtirecek? Toplumu ciddi olarak ayrýþtýran ve için için yanan bir mesele var. Kayseri'de patlayan gibi.
Ülkemizdeki yoðun göçmen, mülteci ve kaçak nüfus ise, yukarýda örneðini verdiðimiz Solingen vakasýndaki gibi yasal çerçevede emekçi olarak gurbete çýkmýþ iþçilerimizin maruz kaldýðý ýrkçýlýktan farklýlaþýyor. Çünkü bizdeki göçmenler, herhangi bir anlaþma çerçevesinde, kanuni yollardan ülkemize girmiþ kiþiler deðil, farklý statülerde ve farklý korunma halkalarý içindeler... Devletin çok daha fazla itina göstermesi gerekiyor bu meseleye. Sadece göçmene yardým, destek ve kolaylýk saðlayarak deðil, bu durumu birebir göðüsleyen vatandaþlarýn da haklarýný, psikolojisini, duygudaþlýðýný, gözeterek, ince ince düþünerek yol almak çok zor olmasa gerek...
Kayseri'deki þiddet olaylarýnýn tekrarlanmasýný istemiyorsak, göçmen meselesine çok disiplinli þekilde yeni çözümler üretmemiz gerekiyor.