Ýstanbul Büyükþehir Belediye Meclisi, yýllardýr “deðiþmeli” denilen Þehir Tiyatrolarý yönetmeliðini nihayet deðiþtirdi. Tiyatrolarýn yönetimini “tek adam”dan aldý, 2’si belediyenin görevlendireceði uzman, 5’i oyuncu 7 kiþilik bir “kurul”a devretti.
Tiyatrolarýn repertuvarlarýnýn dünyada da örnekleri bulunan “kurul” tarafýndan belirlenmesi, öteden beri masada olan, tartýþýlan seçeneklerden en güçlüsüydü.
Bugüne gündeme alýnýp da yapýlamayan bu deðiþikliðe nasýl sýra geldi?
Özetleyelim;
Þehir Tiyatrolarý’nýn “tek adam”ý Genel Sanat Yönetmeni, oyunculara, soðuk savaþ
yýllarýnda “ABD’nin nükleer sýrlarýný Sovyetler’e satma” suçundan yargýlanýp idam edilen Rosenberg çifti üzerinden “Mc Carthy dönemi cadý avcýlýðý”ný eleþtiren “Rosenbergler Ölmemeli” oyununa hazýrlanmalarýný buyurdu.
Oyuncular ezberlerini, dekoratörler sahneyi, müzisyenler besteyi çalýþýrken, belediye de tüm bunlarýn bedellerini öderken, oyunun yönetmeni, “Mc Carthy dönemini eleþtiren oyunun, Türkiye’nin bugünkü haline benzerliði nedeniyle seçildiðini” röportajlarýnda anlatmaya baþladý. Türkiye’de Ergenekon, Balyoz, 12 Eylül, 28 Þubat darbe davalarý üzerinden “cadý avcýlýðý” yapýlýyordu!
Ýlk arýza bu sýrada çýktý.
Zira, “muhalefet” þehvetine kapýlan Genel Sanat Yönetmeni, oyunun telif hakkýný almamýþtý. Telif hakký talebine cevap gelmesi beklenmeden çalýþmalar baþlatýlmýþtý.
Arýza kýsa süre sonra skandala dönüþtü.
Oyunun yazarý, oyununun oynanmasýný yasaklamýþtý!
Nedeni, deðil tiyatrocu, tiyatroyla ilgili kiþilerin bile bileceði kadar açýktý: Rosenberg çiftinin casus olduðu kanýtlanmýþtý. Yýllar sonra dönemin Sovyet lideri de “Rosenbergler’e çok þey borçluyuz” demiþti.
Oyunun yazarý da, nasýl bir “Komünist propaganda”ya alet olduðunun farkýna vararak, oyununun sahnelenmesini yasaklamýþtý.
Þehir Tiyatrolarýný iki dudaðýnýn arasýnda tutan Genel Sanat Yönetmeni bunu bilmiyordu!
Olsundu; yine de isyan edebilirlerdi.
Ettiler de...
***
Harbiye Muhsin Ertuðrul Sahnesi önünde toplanýp, oturdular. Herkes arandý, destek istendi.
Arkadaþ hatýrýna gelenler, en önde oturan CHP milletvekili Çetin Soysal’ýn arkasýnda yerlerini aldýlar. Tepelerindeki pankartlar, sloganlý tiþörtler eylemin yüksek sanat, etik, zeka ve seyirciye saygý düzeyini yansýtýyordu: “Seyirci uyuma tiyatrona sahip
çýk”, “Þehir tiyatrolarýný kapatmak Güven Özveri Tecrübe ister” ve “to belediye or not to belediye”...
Gazete haberlerine göre, eylemde “çav bella” þarkýsýyla kalabalýðý coþturan oyuncu Fýrat Tanýþ, gitarýný akord ederken gecenin anlam ve önemini özetlemiþ: “Keþke herkesi akord edebilmek mümkün olsa.”
Zaten mesele de bu ya.
Kendi ideolojik þarkýsýna uydurmak milleti akord etme hevesi...
Üstelik þarký da kendisinin deðil. Asýl adý “Bella Ciao/Elveda güzelim”... Faþist Musollini Ýtalyasý’nda Komünist partizanlarýn þarkýsýdýr. Müziði bir Ýtalyan halk þarkýsýndan alýntýdýr.
Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný Kadir Topbaþ, bir yandan Sanat Danýþmaný’na
danýþmayan ekibine kýzýyor, bir yandan da yýllardýr birlikte çalýþtýðý oyunculara kýrgýnlýðýný dile getiriyor: “Neden acele ediyorlar anlamadým. Sabrederlerse iyi niyetli olduðumuzu görecekler. Sahneleri yeniledik, koltuk sayýsý 6 bini geçti. Beni üzmemeliydiler. Çünkü bizi biliyorlar.”
Yanýldýnýz Sayýn Baþkan, sizi bilmiyorlar. Bilmek istemiyorlar.
Yazarýnýn bile reddettiði oyunlarý kendi siyasetlerine alet etmeyi biliyorlar. Milleti “akord etmeyi” biliyorlar.
Sizin toplamda 3 dönem belediye baþkanlýðýnýzdan bilinen olanca nezaketinize raðmen “Topbaþ tiyatrosu” baþlýðýný atmayý, tiyatrolara “Aile salonumuz vardýr” yazacaðýnýzý iddia etmeyi biliyorlar.
Sizden önceki baþkanýn da otobüsleri harem-selamlýk yapacaðýný iddia etmiþlerdi tam 18 yýl önce. Geçen yýllarda bir nesil yetiþti, o baþkan Baþbakan oldu, böyle bir þey olmadý. Ama onlar hala ayný þeyi söylemeyi biliyorlar.
Kendileri dýþýndaki herkesi kalas ilan etmeyi biliyorlar.
Utanmayý bilmiyorlar.
Sizi bilmiyorlar Sayýn Baþkan; sizden maaþ almayý biliyorlar.
Kendi mahallesinde isyan çýkýnca taraf deðiþtirmeyi biliyorlar.