15 Temmuz gecesi, ümmetin ve tüm mazlumlarýn umudu, sýðýnacaðý güvenli limaný olan Anadolu’yu iþgale yönelik saldýrý neden yapýldý?
Bu suale verilecek cevap, bundan sonrasý için yolumuzun kýlavuzu olacak.
Ýlk önce þunda anlaþalým: 15 Temmuz gecesinde Anadolu’ya yapýlan saldýrý, daha önce yaþanmýþ darbelere benzeterek “darbe” diye adlandýrýlýp geçilemez. 15 Temmuz, darbe deðil Anadolu’yu iþgal saldýrýsýydý!
Ortak dil üzerinden mevzular konuþulursa, muhtemel yeni iþgal saldýrýlarýna karþý hazýrlýðýmýz ona göre olur ve mukavemetimiz de artar. Fikir zikir meselesi...
Evet, niçin Anadolu iþgal edilmek istenmiþti?
Denildiði gibi, silâhsýz halkýn üzerine mermi ve bomba yaðdýranlar demokrasiye mi kastetmiþlerdi? Demokrasiye düþmanlar mýydý?
Demokrasiyi, Afganistan ve Irak gibi Ýslâm beldelerine bombalarla, çoluk çocuk katlederek getirenler, demokrasiyi kaldýrmak adýna Anadolu’daki uþaklarýna niçin halký bombalatsýnlar? Týynetlerine aykýrý!..
Doðru sualin cevabýný yanlýþ yerde arýyoruz...
Ne demek istiyorum?
Ne demek istediðimi ben deðil de, Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman’ýn yazýsýndan iktibasla anlatmaya çalýþayým; kimseye, “her þeyi de kendi düþüncesine göre yontuyor” dedirtip de nefes israfý yaptýrtmayayým! Prof. Kahraman Sabah Gazetesi’nde “1960’tan, 60 yaþýna, darbe..” (18 Temmuz 2016) baþlýklý yazýsýnýn sonunda þu tespiti yapýyor: “Bu arada hemen vurgulayayým: her darbe giriþimi o dönemin iktidarýna karþý yapýlýr. Öyle genel manada demokrasiye karþý falan deðildir darbeler. O genel bir sonuçtur.”
Sayýn profesör, darbecilerin demokrasiyle bir dertlerin olmadýðýný söylüyor...
“Genel sonucu” bir tarafa býrakýp bugün, Ak Parti’nin 14 yýllýk iktidarýnýn bir iþgalle sonlandýrýlmaya çalýþýlmasýnýn saiklerine bakalým. Batý’nýn Anadolu’yu iþgale hazýrlandýðýna dair yazdýðým yazýlarda hep þunu vurguladým: Halk, Ak Parti üzerinde kökünü arýyor. Bu arayýþ sýrasýnda hatalar yapýlmýyor mu, tabiî ki yapýlýyor ama bu hatalar olmamasý neredeyse imkânsýz! Mümkün mü, kökten koparýlmasý için bir asýrdýr her türlü zorbalýða mâruz kalmýþ bir halkýn ve o halkýn içinde çýkan yönetici kadrolarýn hatasýz olmasý.
Müslüman Anadolu halkýnýn, bilerek veya bilmeyerek kökünü aramasý ve bu arayýþýn Ak Parti üzerinden makes bulmasý rahatsýzlýk vericiydi, izin verilemezdi. Bir de üstüne, nerede mazlum varsa, nerede ezilmiþ, zulme uðramýþ varsa hepsinin de, kök’e nisbetle yaþandýðý eski günlerdeki gibi, sýðýndýðý bir liman olmuþtu Türkiye.
Ýþte Anadolu’yu iþgal etmeye yeltenmelerin ana sebebi budur. Diðer mevzular, ana mevzuya nisbetle füruattýr!..
Hamdolsun iþgal, tekbirlerle önlenmiþtir. Bu bizim için bir nimet olduðu gibi ayný zamanda kuvvetli bir ikâzdýr. Mâdem ki iþgali tekbirlerle önledik, kurþunlara karþý attýðýmýz tekbirlerin hakkýný vermeliyiz. Nimetin hakkýný vermezsek elimizden alýnacaðýný unutmayalým.
Bu arada, iþgal gecesi ortalýkta olmayýp da tehlike geçince ortalýða çýkýp Ak Parti’den yana gözüküp televizyon ve gazete köþelerinde hiç gereði ve lüzumu yokken ‘düþüncelerini’ bizlerle paylaþanlara sesleniyorum: Sizlerde; meydanlarda atýlan tekbirlerden, iþgalcinin kurþununa karþý göðsünü siper eden sarýklý, sakallýlardan rahatsýzlýk belirtici emareler görüyorum, sakýn ha...
Ýþgale karþý meydanlarda direnen halk, çoluk çocuk sokaklarda direnmeye devam ediyor. Lâkin, baþta belediyeler olmak üzere resmi ve özel kurumlar sýnýfta kaldý. Hizmet sýfýr! Bu halkýn üzerinden para kazanýp da vatanýn iþgale direnen halka üç kuruþluk hizmet yapmayý çok görenlere yazýklar olsun. Batýcý Gezi ayaklanmasýnda, ayaklanmayý destekleyen þirketlerin Gezi Parký’ný nasýl açýk büfe haline getirdiðini unutmadýk. Nerede Müslüman Anadolu’dan yana olduðunu iddia eden þirketler? Öyle gazetelere “darbeye karþýyýz” ilaný vermekle olmuyor. Darbeye karþý olduðunuzu meydanlarda göstermeniz gerek. Göz görmek istiyor!..
Bir de, tekbirlerle kazanýlmýþ zaferi, Allah aþkýna popçulara kaptýrmayýn. Halký iþgalcilere karþý “Oynama þýkýdým” taifesiyle mi motive etmeyi düþünüyorsunuz. Yapmayýn, kaybeden siz olursunuz. Halkýn ise kaybedeceði makamý, mevkisi, parasý yok ama kazanacaðý þehadeti var!.. Onun da peþinden nasýl koþtuðunu 15 Temmuz gecesi gördük.