Yaptırımlar Rusya’yı durdurur mu?

 

 

Batının giderek Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar, sertleşen Rusya profilini daha da belirginleştiriyor. Zira Rusya ve özellikle Ruslar baskıya dayanıklı ve dahası baskı nedeniyle daha da mobilleşen bir toplum olduğunu unutmamakta fayda vardır. 

Zaten Batının anlayamadığı ve hep hata yaptığı nokta burasıdır. Genişlemek istediği bölgeleri tanıdığını, araştırdığını zanneder, ama sonuç ortada!

Rusya; Yunanistan, Hollanda değil. Baskılar veya ekonomik yaptırımlar bu ülkelerde hükümetleri sallar ve yeni hükümetlerin kurulmasına neden olur. Rusya için bu geçerli bir malzeme değil. Nitekim, şimdi Putin karşıtları bile, Batının yaptırımları nedeniyle hükümete destek vermektedir. Zaten Putin’in de istediği tablo bu idi. Toplumu; dışarıdan gelen tehdit üzerine, yeniden kendisinin etrafında birleştirme çabası ABD’nin sayesinde gerçekleşmektedir.

Evet, Ruslar çalışkan bir halk değil. Alkol ise ayrı bir bela. Toplumun hatırı sayılır çoğunluğu bu belanın içinde. Putin, Rus gençliğini bu beladan kurtarmaya gayret etse de nafile... Alkol orta okuldan itibaren gençliğe bulaşmaktadır. Hükümet her türlü yasağı uygulamaktadır. Zira Rusya; esas sorununun alkol olduğunu biliyor. Uyuşturucu meselesine hiç girmeyeyim!

Uzun lafın kısası, Rusya kendi içindeki sorunlarla ve Batının yaptırımlarıyla başa çıkacak kapasitede bir ülkedir. Acaba neden?

1. Rusya’da eğitim düzeyi yüksektir. İnsanları, toplu taşıma araçlarında bile kitap okurken göreceksiniz.

2. Rusya ekonomik olarak Batının refah seviyesine gelmediği için ve toplum ekmeği kolay elde etmediği için, ekmekle gelen sınava hazırlıklıdır ve ekmek yokluğu insanları sokağa dökmez, hükümet aleyhinde itirazlara sürüklemez.

3. Taksicisi bile emperyal düşünür. Bakarsın, adam alkolik ama konuşurken büyük devlet anlayışını taşır. Sokaktaki serserinin ailesinden birine hakaret edersin sana saldırmaz ama Rusya’ya hakaret etmen saldırıya uğrama nedeni olabilir. Bu da ayrıca sosyolojik araştırma isteyen durumdur. Toplumu tanımak adına bu hususlara dikkat etmekte yarar vardır. Yani Rusları yenmek için “para” işe yaramaz bir araçtır.

4. Rusların sertliğinin ve siyasi üsluplarının kabalığının en esas nedeni; bulunduğu coğrafyanın hava şartlarını dikkatten kaçırmak olmaz. Zaten sıcak denizlere inme hayalinin başında coğrafi sertlikler yatmaktadır.

Rusya’nın karakterini ifade eden Rusya profilini ise Putin çizmektedir. Hiç abartısız; Putin Rusya’dır, Rusya Putin’dir.

Zaten Putin’i iyice gözlemlesek, Rusya’nın özünü anlamış oluruz.

Batının yaptırımları, petrol fiyatlarındaki oynamalar (inme eğilimleri) Rusya’yı bayağı sarsacaktır. Ama Batı istediğine ulaşamayacaktır. Aksine Putin’in; küresel güce karşı  Rusya’yı yeni güç merkezi yapma hırsını artıracaktır.

ABD’nin esas meselesi Rusya değil; Rusya’nın yapmak istedikleri ve buna neden olan Putin’dir. Dolayısı ile tüm çabaları Putin’i göndermektir. Buna da nafile diyeceğim. Ruslar her ne kadar Batılı gözükselerde, özünde doğululuk yatmaktadır. Aynen doğudaki gibi, lider çok önemlidir. Putin; karşıt görüşte olan Rusların bile arzuladığı bir profildir. Güçlü ve karizmatik. Yukarıda anlattığım gibi Ruslar baskı sevmez, baskı ters teper. Aynen Putin gibi...

Meseleye Rusya tarafından bakıldığında, bu duruş milli menfaattir. Diğer taraftan, “bu duruşa” Rusya tehditinden rahatsız olanların gözüyle bak! Durum feci...

Çünkü Rusya’nın da kendi coğrafyası olarak gördüğü bölgere bakışı, Batıdan farklı değil. Bu sebepten, bu kapışma aslında, sömürülme objesi gibi bakılan ülkeler için avantaj sağlamaktadır. Sadece bu kapışma sırasında seninle anlaşmaya giderler, seni yanlarında isterler. Dolayısı ile, özellikle eski Sovyet Cumhuriyetleri durumu milli menfaate dönüştürmenin çaresine bakmalıdır. Bunu yaparken iseTürkiye faktörü doğru ve samimi değerlendirilmelidir.