Önsöz: Bu yazýnýn hiçbir hukuki dayanaðý bulunmamakla birlikte ayýplý geçmiþe sahip bir ülkede yýllarca “usulüne” uygun davranarak yaþadýðý için canýndan bezdirilmiþ milyonlarca insanýn temennisine arzu haldir.
Ýki haftadýr 657 olarak bilinen Devlet Memurlarý Kanunu’nun dayanak teþkil ettiði ve bir deli saçmasý olan Kamu Görevlilerinin Kýlýk Kýyafetlerini Düzenleyen (saç, sakal, býyýk, týrnak, ayakkabý, mini etek, ütülü pantolon, diþlerin fýrçalanmasýndan bahseden) yönetmeliðine iliþkin olarak yazýyorum.
Pazartesi akþamý da Anayasa Hukuku ve hukuk tarihçisi Prof. Dr. Mustafa Þentop’la Söz Bitmeden’de enine boyuna tartýþtýk.
Mustafa Þentop diyor ki: Abartmayalým! Bu kamu görevlilerin kýlýk kýyafetini düzenleyen yönetmelik gözlerde çok fazla büyütülmüþ. Kýnamadan öteye disiplin müeyyidesi bulunmayan bir yönetmelik sonuçta!
Þentop diyor ki: Bu yönetmeliðe dayanarak iþten çýkartmanýn hukuki bir dayanaðý yoktur. Asýl iþten atanlar yasalarý ihlal ediyorlar. Ýþten çýkartmalar ise 28 Þubat aktörlerinin idari mahkemelere verdirdikleri kararlarla gerçekleþmiþtir. Ýþten atmalar fiili bir durumdur yasal bir durum deðildir.
Þentop diyor ki: Yeni Türkiye’de bu tür yasaklarýn müeyyidesi olmasa dahi kaldýrýlmasý gerekir. Biz de bunun için 12 Eylül 2010 tarihinde yapýlan halkoylamasý ile 1982 Anayasasý’nýn yargýya iliþkin hükümlerinde önemli deðiþiklikler içeren bir referandum yaptýk. Bunun içerisinde de pek çok ülkede olan, temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiðini inanan bireyler için bir hak arama yolu olarak “Bireysel Baþvuru Hakký”ný hukuk düzenimize getirdik.
Þentop diyor ki: Bundan sonra Anayasa’da güvence altýna alýnmýþ temel hak ve özgürlüklerinden AHÝS kapsamýndaki birinin ihlal edilmesi durumunda bu Anayasa Mahkemesi’ne bireysel baþvuru yapabilirler.
***
Peki nasýl olacak bu?
Mustafa Þentop diyor ki: Eylül 2012 tarihinden bu yana yürürlükte olan “Bireysel Baþvuru Hakký”ný kullanabilmek için “temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiðini düþünen vatandaþ” önce idari mekanizmalara baþvuracak, ardýndan idari mahkemelerde usulüne ve mevzuatlara uygun olarak hakkýný arayacak. Sonra Yüksek Yargý’ya baþvuracak Yüksek Yargý’da kiþinin aleyhine karar verirse Anayasa Mahkemesi’ne baþvurabilecek.
Ben de “Ben hukukçu deðilim ancak yýllardýr mevzuat, teamül, usuller ve Yüksek Mahkeme Ýçtihatlarýna uygun olarak verilen kararlarla gasp edilen özgürlüklerimiz ne olacak? Yeni bir davaya ne lüzum var? Geçmiþte baþta Anayasa Mahkemesi olmak üzere tüm yüksek mahkemeler temel hak ve özgürlükleri sýnýrlayan usulsüz kararlar verdi. Þimdi Anayasa Mahkemesi ve kýymetli yargýçlarýmýz geçmiþte verdikleri yanlýþ ve hukuksuz kararlarda olduðu gibi, usül, yöntem vs zorlamalarý bir tarafa býraksýnlar. Ýyi niyet göstersinler ve usullere, yönteme, teamüle aykýrý ama, temel hak ve özgürlükleri sýnýrlandýran bir düzenlemeyi yürürlükten kaldýrmak için bunu yapýyoruz desinler” dedim.
Mustafa Þentop dedi ki: “Usullere uygun olarak yasal süreç böyle iþliyor!”
Anlaþýldý mý? Yargý ‘usulsüzlük” yapabilir ama vatandaþ yine de “usulüne” uygun davranacak!
Kurulduðu günden bu yana temel hak ve hürriyetleri koruma konusunda verdiði bütün kararlarý þaibeli olan, güven telkin etmeyen tavýr ve tutumuyla hukuku zedeleyerek devletten yana tutum takýnan Anayasa Mahkemesi “haklarý gasp edilmiþ” halktan “usullere uygun davranmasýný ve hakkýný bir kez daha ihlal ettirmesini ve bir hak ihlali olduðunu tespit ettirip” kendisine gelmesini bekliyor!
Ben kanunlarýn inceliklerini bilen birisi deðilim ancak çok iyi bildiðim bir þey var o da, bugüne kadar darbeleri dahi mevzuata uygun hale getiren hukukçularýn usulüne ve mevzuata uydurma konusunda ne kadar becerikli olduklarýný biliyorum.
Milyonlarca insanýn caný yandý ve baþýný nereye çevirsen halen hak ihlallerine çarptýðý bir ülkede Anayasa Mahkemesi mevzuat manyaklýðý sendromundan ve kibirli tavrýndan vazgeçip geçmiþte verdiði yanlýþ kararlarý iyi niyet göstererek düzeltebilirler.
Hem de önüne hiçbir hak ihlali davasý gelmesine gerek kalmadan.