Önümde yargý reformu paketiyle ilgili bir haber duruyor.
Haberin baþlýðý dikkat çekici: “Düþünceyi açýklamak suç olmayacak.”
Haberi merakla okumaya baþlýyorum: Haber verme sýnýrlarýný aþmayan ve eleþtiri amacýyla yapýlan düþünce açýklamalarý suç oluþturmayacak.
AK Parti’nin hazýrladýðý yargý reformu paketi içinde düþünce açýklamanýn artýk suç olmaktan çýkartýlacaðý vaadi sizce de tuhaf deðil mi? Tuhaf olmanýn dýþýnda üzücü. Þahsen bu düzenleme vaadini okuduðumda derin bir üzüntüye kapýldým. Ýki nedenle.
Birincisi, yýllardan beri düþünce açýklamayý suç olmaktan çýkartan bir parti/hükümet olduðumuzu söyleyerek haklý bir gurur duyduk.
Ýkincisi, liderimizin aðzýndan mütemadiyen ülkemizde hiç kimsenin düþüncesini açýkladýðý için suçlu görülerek cezalandýrýlmadýðýný savunduk. Þimdi bu iki iddiamýz da kendi elimizle güme gidiyor.
Bu metni hazýrlayanlara sormak istiyorum: Türkiye’de hâlihazýrda düþünceyi açýklamak suç mu? Sýrf düþüncelerini açýkladýlar diye ceza alanlar var mý? Bu sorularýn cevabý þayet “Evet, düþünce açýklamak hâlâ suç kapsamýnda görülüyor ve sýrf düþüncelerinden dolayý gazeteciler, yazarlar, akademisyenler ve siyasetçiler gözaltýna alýndý, tutuklandý ve cezalandýrýldý!” ise o zaman bu itiraf AK Parti’nin kendini inkârý anlamýna gelir. Bir baþka deyiþle kendi aðzýmýzdan bu itiraf kendimizi yalancý duruma düþürmek anlamýna gelir. Tuhaf ve üzücü bulduðum durum bu iþte! “Haber verme sýnýrlarýný aþmayan ve eleþtiri amacýyla yapýlan düþünce açýklamalarý suç oluþturmayacak!” ifadesini birisi çýkýp bize açýklasýn.
Son derece muðlak bir ifade biçimi bu. Belli ki bu mantýk düzleminde hakkýnda dava açýlan veya açýlmýþ davalarý devam eden kimi ünlü zevat kurtarýlmak isteniyor.
Kaftancýoðlu ve benzerleri gibi...
Ben bu ifade biçiminde ciddi bir sorun ve tehlike görüyorum.
Gördüðüm sorun, AK Parti’nin birilerince sürüklenmek istendiði pozisyonla alakalý.
Bugüne kadar söylediklerini bizzat kendisi yalanlayan bir siyaset “özgürlükçülük!” ve “herkesi kucaklama!” libasý altýnda AK Parti’ye giydirilmek isteniyor.
Bu AK Parti’nin inandýrýcýlýðýna gölge düþürür.
Eðer bu ülkede insanlar eleþtiri amacýyla yapýlan düþüncelerini açýkladý diye kendi iktidarýmýz döneminde tutuklanýp cezalandýrýldýysalar o zaman dýþarýda ve içeride bugüne kadar iktidarýmýza yönelik yapýlan bu yöndeki suçlamalarýn hepsi doðru demektir.
Peki bunlar doðruysa biz niye tersini söyleyip durduk?
Bu durumda birileri kalkýp bizi yalancýlýkla ve kandýrmacayla suçlarsa ne deriz?
Ülkeyi 17 yýldýr yöneten bir partiyiz.
Düþünce açýklamayý suç olmaktan gerçekten çýkartan bir hükümetiz.
Þimdi kalkýp kendi partimizin/hükümetimizin ipini kendimiz çekiyoruz.
Daha doðrusu birileri o ipi bize çektirmek istiyor.
Olacak þey deðil!
Kaftancýoðlu gibilerini yargýdan kurtarmanýn yolu, liderinin aðzýndan dökülen AK Parti iddialarýnýn inkarýyla sonuçlanacaksa bu bir tür siyasi intihar anlamýna gelir.
O yüzden Reis’in bu metne vakit varken müdahalesini olmazsa olmaz önemde görüyorum.
Ne çabuk unuttuk!
31 Mart gecesi Kaftancýoðlu ve ekibini Ýstanbul Adliyesinde derin bir saygýyla karþýlayan ve Kaftancýoðlu’nun talebi doðrultusunda sayým iþlemini durduran hakimler için kim ne yaptý?
Bildiðim kadarýyla haklarýnda hiçbir soruþturma açýlmadý ve hâlâ muzaffer bir komutan edasýyla görevlerinin baþýndalar.
Kurumsal asabiyete gerek yok.
Herkes baþýnda olduðu kurumun artýk “sorunsuz” ve “temizlenmiþ” olduðunu iddia ederek sorunlara parmak basanlarý da hedef tahtasýna oturtursa iþte o zaman pusuda bekleyen kripto unsurlara gün doðar. Ve mücadelenin yönü zaman içinde tekrar kendimize döner.
Bu bahiste iddiasý olanlarý acilen çaðýrýp dinlemek gerekir.
Aksi takdirde “Bizi kandýrdýlar!” demek zorunda kalýrýz ki artýk sözümüzün kýymeti kalmaz.
Unutmayalým ki kripto unsurlar bizden görünerek veya suretimize bürünerek ancak bizi kandýrabilirler.
Siyaseten bizi içimizdekiler ve geçmiþte baþýmýza taç ettiklerimiz üzerinden vurmuyorlar mý ki bürokraside de pekâlâ bunu yapabileceklerine ihtimal vermiyoruz?