Yargýsal aktivizm son günlerin, haftalarýn moda tabiri.
Anayasa Mahkemesi’nin kuruluþ gününde Mahkeme Baþkaný Sayýn Haþim Kýlýç’ýn yaptýðý konuþma sonrasý bu ifade, yargýsal aktivizm tabiri tekrar tartýþýlýr oldu.
Danýþtay’ýn kuruluþ yýldönümünde Barolar Birliði Baþkaný Sayýn Metin Feyzioðlu’nun yaptýðý o çok tartýþmalý konuþma da yine, bence yanlýþ bir çerçevede, yargýsal aktivizm olarak tanýmlandý.
Ekranlarda izlediðim bazý bakanlar da “yargýsal aktivizm” kavramýnýn Türkiye’de artýk tarih olduðunu, diriltmeye çalýþmanýn abesle iþtigal olduðunu ifade ettiler.
Türkiye’de kavramlar ve uzantýlarý yeterince iyi tanýmlanmadýðý, evrensel çerçevelerinden koparýlabildiði için bazen önemli yanlýþlarýn altýna imza atýlabiliyor.
Bu yanlýþlarýn sonuncusu da bu “yargýsal aktivizm” karþýtlýðý.
Yargýsal aktivizm tabiri batý hukuk literatüründe, özellikle ABD’de, yargýçlarýn, özellikle de yüksek yargý yargýçlarýnýn kendi sübjektif deðerler dünyalarýný, ülkelerine, yargýç olarak görev yaptýklarý kurumlara kararlarý aracýlýðýyla yansýtma çabasý olarak tanýmlanýyor.
Türkiye’nin de bir ölçüde parçasý olduðu kýta Avrupasý hukukunda yargýçlarýn sýnýrlarýný bu ölçüde zorlamalarýna pek rastlanmadýðý için “yargýsal aktivizm” bizde de yadýrganan bir kavram.
Fransýzlar hakimler için “kanunlarýn aðzý” ifadesini kullanýyorlar.
Bu “kanunlarýn aðzý” ifadesi þu demek: Milli irade yani parlamentolar kanunlarý yaparlar, yargýçlarýn görevi de bu kanunlarý adeta bire bir uygulamaktýr, yani kanunlarý kararlarýnda konuþturmaktýr (La bouche de la loi).
Böyle bir anlayýþ geleneðinden geliniyor ise, gerçekten, yargýsal aktivizm çok öyle kabul edilebilir bir þey deðildir.
Ancak, þunu iyi görmek lazým: Yargýsal aktivizm bazen iyidir, bazen kötüdür.
Peki, bu iyiliðin ya da kötülüðün kriteri ne olacaktýr?
Yargýçlar kanunlarýn, anayasanýn çerçevesini biraz zorlayacaklar, mesela kararlarýný kanunlar ya da anayasa kadar, hatta daha da fazla hukukun evrensel kriterlerine, vicdanlarýna ya da mesela bizde olageldiði gibi, ne demekse, “kurucu ideoloji” ye göre vereceklerse yargýsal aktivizmde iyiliðin ya da kötülüðün kriteri kararlarýn bireyleri daha özgür, daha müreffeh kýlýp kýlamadýklarý olacaktýr.
Yargýçlar yasalarý, hatta anayasayý zorlayýp ifade özgürlüðünü geniþletici kararlar üretiyorlarsa, bu yargýsal aktivizm iyidir.
Anayasa Mahkemesi üyeleri, yasalarý, anayasayý zorlayýp 367 kararýný çýkarýyorlarsa bu tür bir yargýsal aktivizm kötüdür.
Anayasa Mahkemesinin, þiddete karýþtýðý somut olarak ispatlanmamýþ partileri “Anayasanýn ikinci maddesini, hukuk devleti ilkesini, Anayasa 138’i zorlayýp, görmezden gelip kapatmalarý kötü bir yargýsal aktivizmdir.
Açýkça belirteyim, ben yargýsal aktivizmden ama bireysel özgürlükleri yasal, anayasal sözde engellere raðmen geniþletmek isteyen yargýsal aktivizmden yanayým.
ABD, Birleþik Krallýk gibi ülkelerde özgürlükleri çok büyük ölçüde yargýçlar geniþletmiþlerdir.
Bizim hukuk sistemimiz ABD sistemi deðildir ama bizim sistemimiz bile özgürlükçü yargýsal aktivizmden yana yargýçlara çok büyük ölçüde ihtiyaç duymaktadýr.
Yargýsal aktivizmin iðrenç örnekleri de vardýr, en baþta da Anayasanýn 90. Maddesinin son paragrafýnda 2004 senesinde yapýlan deðiþikliðe raðmen, bu anayasa maddesini çiðneyerek yasayý, 301’i öne çeken Yargýtay’ýn ürettiði hukuk tarihimizin utanç belgesi Dink kararý gelir.
Özetle, yargýsal aktivizme sonuçlarýndan baðýmsýz karþý çýkmak çok anlamlý deðildir.