‘Yarým doktor candan, yarým imam dinden eder’ derler.
Yarým bilgiyle nutuk çekmek de cumhurbaþkanlýðýndan edebilir!
CHP’nin cumhurbaþkaný adayý Muharrem Ýnce’nin ABD ile ortak üretim savaþ uçaðý F-35’e iliþkin sözlerine bakýnca; Ýsrail ve lobilerini ayaða kaldýran konu hakkýndaki bilgisizliðine deðinmek gerekti.
Dedi ki Ýnce; “ABD, parasýný verdiðimiz halde F-35’leri 6 yýldýr vermiyor. Bu uçaklar helikopter gibi yukarýdan aþaðý inebiliyor. Neden seçimden 3 gün önce 21 Haziran’da veriyorsunuz. Gözünüzü boyamak için aziz Türk milleti.”
Düzeltelim: Bu uçaklarýn dikey ineni (B modeli) var; ancak Türkiye F-35A için 100 adet sözleþme yaptý; teslim tarihi 2016 planlanmýþtý, 2 yýl önce 2018’e ertelendi; günü de seçim kararýndan önce belirlendi.
Birinin aziz Türk Milleti’nin gözünü boyadýðý ise doðru!
***
Ýnce veya danýþmanlarýna yararým dokunsun:
Ýlk F-35 uçaðý 2006'da ABD’nin Teksas eyaleti Fort Worth kentindeki Lockheed Martin fabrikasýndan çýktý. Tanýtýmýnda oradaydým.
Projede 9 ülke ‘ortak’ statüsünde: ABD, Ýngiltere, Türkiye, Kanada, Ýtalya, Danimarka, Hollanda, Norveç ve Avustralya.
Bu 9 ülke F-35 parçalarýný da üretiyor. Türkiye’de 10 þirket bu üretimden 12 milyar dolar pay alýyor. Örneðin Roketsan’ýn yerli SOM füzeleri F-35’lerde kullanýlacak. Ayrýca Avrupa’da satýlacak tüm F-35’lerin motor bakýmlarý Türkiye’de yapýlacak.
Bir uçaðýn maliyeti 100 milyon dolar. 2006’da 60 milyar dolar olarak planlanmýþtý. Þirket maliyeti 85 milyon dolara düþürecek bir verimlilik programý baþlattý.
2010’da projeye ‘müþteri’ olarak üç ülke katýldý: Ýsrail, Japonya ve Güney Kore.
ABD ve Ýsrail’deki son çabalara da cevap vermek gerekirse;
ABD’nin “Türkiye’ye satmýyorum” deme hakký yok; zira Türkiye ‘müþteri’ deðil, ‘ortak’…
Ýsrail’in “Türkiye’ye satmayýn” demesi ise tam densizlik, zira Türkiye ‘ortak üretici’, Ýsrail ise ‘müþteri’…
***
Muharrem Ýnce’ye ‘doðrusunu kendisinden baþka herkesin bildiði’ yanlýþlarýný hatýrlatmak gerek. Ýkimiz de anne tarafýndan ‘Lerozlu’yuz; katkým olsun…
Dedi ki; “Bütün öðrenciler müzelere bedava girecek.”
Zaten giriyorlar; öðretmenleri de dahil.
Dedi ki; “Ey Erdoðan sen hiç TEKEL yaptýn mý?”
Yapmadý. Alkollü içki ve tütün ürünleri üretimi anlamýnda yapmadý; aksine Yeþilay’ý canlandýrdý. Ekonomik kavram olarak yapmadý, çünkü serbest piyasaya inanýyor!
Dedi ki; “Ýsrail’e dik durmak istiyorsan Mavi Marmara’dan aldýðýn parayý iade et, büyükelçiyi geri çek, boykot et.”
Mavi Marmara için ödenen tazminat devletin deðil ailelerin hesabýnda. Büyükelçi geri çaðrýldý. ÝÝT bildirisinde Türkiye’nin de imzasýyla boykot kararý alýndý.
Dedi ki; “Ey Hollanda diyor portakal býçaklýyor, sonra gidiyor Petrol Ofisi'ni satýyor.”
Petrol Ofisi bir devlet kurumu deðil; Doðan Grubu 2010’da Avusturyalý OMV’ye sattý. O da þimdi Hollandalý Vitol’e sattý.
Dedi ki; “Yerli otomobil zaman kaybý, devam ettirmem. 20 yýl öncesinin projesi. Ben elektrikli otomobil yapmaya talibim.”
Yerli otomobil zaten elektrikli planlandý.
Dedi ki; “BMW fabrikasýný gezdim. Müthiþ etkilendim. Ben otomobili yapan robotun yazýlýmýný yapmaya talibim.”
Otomobili robot yapmaz; Tasarýmýný da, donaným ve yazýlým mühendisliðini de insan yapar.
Dedi ki;“Marka yapalým katma deðerli satalým.”
Otomobil yapmadan bir otomobil markasý yapmak iyi bir fikir olmayabilir!
Dedi ki; “Askeri birliklerde ‘Önce Vatan’ yazar. Bu doðru deðildir, önce adalet. Adalet yoksa vatan yoktur. Orasý bir toprak parçasýdýr sadece.”
Adalet/yargý bir ‘egemenlik hakký’dýr ve ancak bir ‘devlet’ varsa adaletten, toprak varsa da devletten söz edilebilir.
Cumhurbaþkanlýðýna talip olanýn bilmesi gerekir diye düþündüm…