Ýbrahim Güneþ
Ýbrahim Güneþ
Tüm Yazýlarý

“Yarým kalan sevdalar”

Ateþ düþtüðü yeri yakýyor.

Elbette hepimiz üzüldük, kahrolduk ama ailesi sevdiceði paramparça oldu. Ümraniye'deki silahlý saldýrýda þehit olan Polis Þeyda Yýlmaz'ýn ardýndan kendisi de polis olan eþi Semih Yýlmaz'ýn paylaþtýðý fotoðraf ve satýrlara bakýnca vatan uðruna hangi ocaklarda hangi ateþler yanýyor diye düþündüm. Önce hayat arkadaþýný, sevdasýný yitiren Semih Yýlmaz'ýn mesajýný paylaþmak istiyorum.

"Bizim sevdamýz vatan uðruna yarým kalan sevdalardan oldu. Þehadetin kutlu olsun caným sevgilim, sen benim bu dünyadaki en büyük hasretliðimsin, seni daima sevdim ve ömrümün sonuna kadar sevmeye devam edeceðim dünyalar güzeli eþim benim"

Genç çiftin düðün fotoðraflarýna baktýðýnýzda birbirlerine karþý nasýl bir aþk, sevgi ve tutkuyla baðlý olduklarýný siz de hissediyorsunuz zaten. Þehidimize dair tartýþmalarda dahi sað duyuyu kaybettik. DEM'liler polis katili kendi zihniyetlerine yakýn olduðu için çöp poþetiyle gözaltý iþlemi yapýlmasýna tepki gösterdi. SÖZCÜ TV o polislere soruþturma açýldý diye algý operasyonlarýna giriþti. CHP Milletvekili Ali Mahir Baþarýr daha dün cezaevindeki mahkumlarýn erken salýnmasý için infaz indirimi çalýþmasý isteyen kendisi deðilmiþ gibi, "Ülke Teksas'a döndü" diye eleþtiri çabasý içine girdi.

Þunu net olarak söylemek isterim.

Son dönemde toplumda özellikle de sosyal medya üzerinden yapanýn yanýna kar kalýyor algýsý oluþturuluyor. Bazý dosyalar seçilip bunlar üzerinden kýþkýrtma çabasý içine giriliyor. Ancak bunun dýþýnda da özellikle suçu bir yaþam biçimi haline getirenlere karþý daha sert önlemler alýnmasý gerekiyor. 24 yayýnýna katýlan Avukat Kamil Ekinci, 4 yýla kadar hapis cezasý alanlarýn cezaevinde en fazla 3 gün kaldýðýný söyleyince infaz yasasý, Türk Ceza Kanunu üzerine çok saðlam bir çalýþmaya ihtiyaç olduðunu düþündüm.

Toplumdaki "polis yakalýyor, savcý hakim býrakýyor" algýsýný güçlendirmek için zaten sistemli bir saldýrý varken, bu zihniyetin elindeki tüm kozlarý almalý, adalete güveni güçlü þekilde tesis etmeliyiz. Ve net olarak söylemek gerekirse suçu yaþam biçimi haline getirenler býrakýn 26 suç kaydýný, daha üçüncü dördüncü suçundan sonra ömrünün cezaevinde geçeceðini bilmeli. Aksi durumda suç makinasý diye medyada aþaðýladýðýmýzý düþündüðümüz bu insanlar bu sýfatlarý bir rütbe gibi görüyor. Ýçinde yaþadýklarý mahallede ne kadar suçlu, sabýkalýysa o kadar itibar görür hale geliyor... Ýnsanýz hepimiz hatalar yapabiliriz, yapýyoruz. Ancak polisten, devletten, hapisten korkmayan bir kitlenin oluþmasýna asla izin vermemeliyiz. Devlet gerektiðinde kadife eldivenin içindeki demir yumruðunu bu tip oluþumlara karþý daha güçlü kullanmalý.

"Yarým kalan sevdalar"ýn deðil cezaevine giren suçlularýn haberleri gündem olmalý... Namusuyla çalýþýp, kazanýp, vergisini ödeyen Milletin beklentisi budur...

"NETANYAHU TUTUKLANMALI"

Konuyu uzun uzadýya yazmak mümkün ama çok vaktinizi almak istemiyorum. Daha düne kadar Gazze'deki katliamý konuþuyorduk. Þimdi Lübnan'daki katliamý konuþuyoruz. "Naziyahu" kafasýnýn dur duraðý yok. Batý Þeria'da, Gazze'de katliamlar yapýyordu. Þimdi Lübnan'da bu katliamlara devam ediyor. Caný sýkýldýkça Suriye'yi bombalýyor. Ýran'da suikastlara imza atýyor. Þimdilerde herkes "sýra kimde?" sorusunu soruyor. Bu süreçte Cumhurbaþkaný Erdoðan, çok kritik bir görüþme yaptý. ABD'deki Türkevi'nde Uluslararasý Ceza Mahkemesi Baþsavcýsý Khan ile bir araya geldi. Ve aslýnda okumak isteyene bu poz, bölgede akan kanýn durdurulmasý için köprüden önceki son çýkýþý iþaret ediyor. Zira Baþsavcý Khan, Netanyahu için tutuklama talep etti.

ABD'nin tehditleri sebebiyle iþlemi bir türlü karara baðlamayan hakimlere ikinci kez süreci hýzlandýrmalarý için baþvuruda bulundu.

Eðer "Naziyahu" zihniyeti ile hukuk yoluyla bir önlem alýnamazsa bundan sonrasý silah yoluyla olacak. Ürdün, Mýsýr gibi ülkeler dahi Ýsrail'in bölgeyi ateþe vereceðini düþünüyor. Lübnan Türkiye'den destek istedi. Türkiye elinde PKK/YPG kartý, arkasýnda ABD olan Ýsrail'in sýnýrlarýmýza dayanmasýný beklemeyecektir elbette. Bu yüzden Lübnan'a yönelik baþta hava savunma füzeleri olmak üzere silah desteði, teknoloji desteði verilirse sürpriz olmayacaktýr. Zira eðer Netanyahu ve katliam ortaklarý tutuklanmazsa bölgemiz bir vahþet sarmalýna sürüklenecek gibi görünüyor.

BIDEN VE ERDOÐAN'IN BM KONUÞMALARI

BM Genel Kurulu'nda konuþan sanki ABD Baþkaný Biden deðil de bir sivil toplum kuruluþu lideriydi... Veda konuþmasýnda Filistin'de, Lübnan'da akan kaný önleyecek tek bir cümlesi, önerisi yoktu.

Üstüne sanki bu düzenin mimarý, destekleyicisi bizzat ABD deðilmiþ gibi...

BM'de reform yapýlmasý gerektiðini söyledi.

"BM savaþlarý bitiren, barýþ getiren bir kurum olmalý" dedi.

Ýnsan aklýyla dalga geçer gibiydi sanki...

Oysa sadece Ýsrail'e bomba göndermeyi durdurmasý dahi bugüne kadar barýþ için bir ümit doðurabilirdi.

Hani artýk bunadýðý için mi yoksa çaresizliðinden miydi bilmiyorum.

Ama Biden'ýn veda konuþmasý tam bir günah çýkarma, acziyet ifadesiydi.

ABD de Ýsrail'le birlikte insanlýðýn gözünden düþmeye devam ediyor.

Cumhurbaþkaný Erdoðan ise BM kürsüsünden sýk sýk alkýþlarla kesilen konuþmasýnda, Ýsrail'e destek veren batýlý ülkelere seslendi ve "Bu utanca, vahþete daha ne kadar ortak olacaksýnýz?" diye sordu.

Erdoðan'da Biden'ýn konuþmasýndaki çeliþkileri de vurguladý aslýnda.

Kameralarýn önünde ateþkes tiyatrosu oynayanlar perde gerisinde silah göndermeye devam ediyor mesajý verdi.

Erdoðan'ýn HAMAS ateþkes anlaþmasýný kabul ettiði halde Netanyahu'nun sürekli bahaneler öne sürdüðünü söyledi.

Haniye Suikastýný hatýrlattý.

Ýsrail'e karþý zorlayýcý tedbirleri gündeme alma zamaný geldi de geçiyor bile mesajý verdi. Filistinlileri koruyacak bir mekanizma geliþtirilmesini istedi.

"Hitler gibi Netanyahu ve cinayet þebekesi de insanlýk ittifaký ile durdurulmalýdýr. Yýkýmýn faturasý faillerden tahsil edilmelidir. Adalet Divaný'ndaki davayý destekliyoruz" dedi...

Erdoðan insanlýðýn vicdaný olarak BM Genel Kurulu'nda defalarca alkýþlandý...

Ben kendi adýma gurur duydum. Lütfen siz de duyun.

Çünkü milletçe insanlýðýn yanýnda durarak bunu hak ediyoruz.