Türkiye ‘dinleme’ skandallarýyla artýk çalkalanmýyor!
Ne garabet deðil mi?
Dinlemeleri bir ‘devlet kurumu’ yapýyor, ama kimse ne devleti ne de hükümeti suçlamýyor!
Bu da baþka bir garabet!
Öyle olsaydý gerçekten ‘kýyamet’ kopardý. Ama herkes bu dinlemeleri ‘devletin’ veya ‘hükümetin’ yapmadýðýný biliyor.
Ve bu ifadeyi þöyle anlýyor: Dinlemeleri ‘hakim ve savcýlar’ istiyor; TÝB’deki ‘görevliler’ yerine getiriyor.
‘Paralel Yapý’ya baðlý görevliler...
Yani devletin içinde, ‘millet adýna’ kendisine verilmiþ güç ve yetkiyi, millet veya devlet için deðil, baðlý bulunduðu gayrý resmi organizasyonun amaçlarý doðrultusunda kullanan; ‘amaç’ gerektirdiðinde ‘organize’ bir þekilde vatandaþlara ve ‘milletin seçtiði’ hükümete operasyon yapmaktan çekinmeyen ‘kamu görevlileri’...
Telekomünikasyon Ýletiþim Baþkanlýðý’nýn baþkaný, daire baþkanlarý ve önemli birimlerin sorumlularý deðiþtirildi. Yeni ekip iç inceleme baþlattý; Baþbakanlýk Teftiþ Kurulu da devreye girdi. Geçtiðimiz hafta STAR’da “TÝB çalýþanlarýnýn yüzde 90’ýnýn ‘ayný gruptan’ seçildiðini; dinleme cihazlarý ve yazýlýmlarýn yine ‘ayný grubun’ þirketlerinden alýndýðýný; hatta bu þirketlerin elemanlarýnýn ‘TÝB giriþ kartý’ verilerek kurumda çalýþtýrýldýðýný; uydu internet antenlerinin nereye baðlý olduðunun, hangi bilgi ve belgeleri nereye aktardýðýnýn bilinmediðini; 2012 yýlýndan önceki tüm dinleme kayýtlarýnýn silindiðini” yazmýþtýk.
Bitmemiþ...
Ýlk inceleme raporuna göre; sadece son iki yýlda TÝB’e ‘hakim’ imzasýyla 217 bin 863 dinleme kararý gelmiþ ve tam 509 bin 516 kiþi ‘yasal’ olarak dinlenmiþ.
Bir de þu ifadeye bakýn: “Dinlemelerin tümünün mahkeme kararýyla yapýlýp yapýlmadýðýný tespite yarayan dijital kayýtlar silindiði için tam tespit yapýlamadý.”
Turbun büyüðü heybedeymiþ...
TÝB’de ‘yasa dýþý dinleme’ de yapýlmýþ!
‘Külliyen yasa dýþý’ dinlemeleri de ekleyin...
Türkiye nüfusu 2013 sonu itibariyle 76 milyon 667 bin 864 kiþi.
Çocuklar, askerler ve hükümlüler gibi oy kullanamayanlarý çýkarýnca geriye 52,7 milyon kiþi kalýyor, yani ‘seçmen sayýsý’.
Bunlarýn arasýndan -yaklaþýk olarak- 65 yaþ üstü 6 milyon yaþlýyý; 12,5 milyon ev kadýnýný; 12 milyon iþçiyi; 3,7 milyon üniversite öðrencisini; 2,7 milyon iþsizi; 2 milyon esnaf ve sanatkarý; 1.2 milyon ‘kayýtlý’ çiftçiyi; dershanelerle 1 milyon öðretmeni; 18-65 yaþ arasý 1 milyon özürlüyü, yani 42,1 milyon kiþiyi çýkarýn...
Geriye yaklaþýk 10,6 milyon ‘dinlenebilir’ kiþi kalýyor.
Bunlardan da kayýt dýþý tarým ve özel sektör iþçilerini, görevinde sorumluluk taþýmayan çalýþanlarý, yurt dýþýndaki vatandaþlarý çýkarýn...
Geriye ne kalýyor?
Aralarýnda mülki idare amirleri, siyasi parti yöneticileri, askeri yetkililer, polis amirleri ve yargý mensuplarýnýn da bulunduðu orta ve üst düzey memurlar, orta ve üst düzey þirket sahipleri, yöneticileri, gazeteciler, STK yöneticileri...
Sadece son iki yýlda ‘yasal’ kýlýfla dinlenen 500 bini aþkýn kiþi, en çok 2-3 milyon kiþi arasýndan seçilmiþ. Yani aslýnda, sorumluluk ve yetki sahibi her 3 kiþiden biri dinlenmiþ!
Yasa dýþý dinlemeleri de ekleyin...
Geçmiþte bir kiþinin yasa dýþý veya yasal kýlýflý dinlenmesine yönelik tepkileri hatýrlayýn.
Ama bugün kimse, hükümeti de “Böylesine önemli bir kurumda paralel kadrolaþmayý nasýl görmezsiniz” diye eleþtirerek bile olsa dinlemeye tepki göstermiyor. Çünkü, paralel yapýlanmaya tepkinin ‘hükümete yarayacaðýný’ düþünüyorlar”..
Milyonlarca kiþinin ölümünden sorumlu olan Sovyet lideri Stalin’e atfedilen sözü hatýrlýyorsunuz deðil mi?
Bir kiþinin dinlenmesi demokrasi sorunudur, 1 milyon kiþinin dinlenmesi ise istatistik!