
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, başkentlerden başkentlere koşuyor. Rusya'nın pençesini geçirdiği topraklarından en azından bir kısmını kurtarmak için çabalıyor. Trump'ın ortaya koyduğu barış planı üstünden bir yol haritası çıkarma çabası var.

Londra Zirvesi'nden anladığımız Avrupalı liderler bir kez daha Zelenski'nin sırtını sıvazladı. "Pes etme. Arkandayız" mesajları verdi.
Ama mesele cephe hattında kora kor savaşmaya geldiğinde Zelenski yine bir başına kaldı.
Açık söylemek gerekirse 2022 yılında altına imza attıkları İstanbul Barış Anlaşması'nı İngiltere'nin aklına uyup yırtan Zelenski bir kez daha yaş tahtaya basıyor gibi görünüyor.
Zira ABD olmadan, Avrupa'nın Rusya'ya karşı ne kadar etkili olacağı sorusu ortada duruyor. Putin'i öyle ekonomik yaptırımlarla, sözlü tehditlerle yıldırmak, sindirmek mümkün gibi görünmüyor.
Oysa 2022'de İstanbul Anlaşmasına uysaydı. İngiliz Johnson'a güveneceğine Cumhurbaşkanı Erdoğan'a güvenseydi böyle olmayacaktı...
Yani Zelenski bir kez daha yaş tahtaya basarsa gelecekte bugünlerini de arar hale gelebilir.
Bu yüzden vizyonlu, ufku geniş, dünya dengelerini iyi okuyabilen bir liderin ne kadar kıymetli olduğunu bugünlerde daha iyi anlıyoruz. ABD'nin strateji belgesinde "AB'nin 20 yıl içinde bir medeniyet yıkımı" ile karşı karşıya kalacağı tespitleri bu açıdan manidar.
ABD Başkanı Trump, Avrupa'daki liderlik krizini hiç sözünü sakınmadan dile getirdi...
Oysa Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan için "Güçlü bir lider, güçlü bir ülke ve güçlü bir ordu" kurdu diye değerlendirme yapıyor.
Bu mesele aslında ülkeler için en kritik konu...
Macaristan Başbakanı Orban'ın "Tanrı Türkiye'yi korusun" mesajını yabana atmamak gerekiyor. Hatırlayın Lübnan Lideri Mikati de geçmişte, "Önce Allah'a sonra Türkiye'ye güvenmemiz gerektiğini öğrendik" demişti. Libya'nın Türkiye'ye sırtını yaslayıp, Yunanistan'a ayar vermesini de bir kenara not etmek lazım...
Zira yaş tahtaya basan, başka güçlerin elinde oyuncak olan bir lideriniz olduğunda bedelini tüm ülke birlikte ödüyor.
Tıpkı Ukrayna'da olduğu gibi...
Şimdi bir an için gözünüzü kapatın ve 2023 seçimlerini düşünün Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu,
Cumhurbaşkanı yardımcılarını yazıyorum.
Ekrem İmamoğlu
Mansur Yavaş
Meral Akşener
Ahmet Davutoğlu
Ali Babacan
Temel Karamollaoğlu
Gültekin Uysal
Bakanlıklar da altılı masa ile paylaşılmış.
DEM masanın altından çıkmış, Kandil'den gelen talimatlar doğrultusunda aksiyonlar alıyor.
Asker Irak ve Suriye'den çekildiği için terör örgütü PKK palazlanmış,
Esed, İranlı milisler Suriye'de katliamlarını sürdürüyor...
Kılıçdaroğlu, Suriyeli mültecileri Sedneya cezaevine göndermiş.
Türkiye'yi de AB özerklik şartına uyup çeşitli eyaletlere bölmüş...
O kadar da değil dediğinizi duyar gibiyim...
Gürcistan'da, Ukrayna'da Rusya işgali başlamadan önce buna benzer senaryolar konuşulduğunda muhtemelen onlar da "yok artık o kadar da değil" diyorlardı.
Aklımızda tutmamız gereken ön önemli tarihi mesele size bir perspektif sunsun...
Osmanlı'nın yıkılış döneminde 33 yıl boyunca imparatorluğun parçalanmasının önüne geçmeye çalışan Abdülhamid Han, Siyonist komplo ile devrildikten sonra çeyrek asır dahi geçmeden işgal güçlerinin Ankara Polatlı'ya kadar geldiğini unutmayın...
CHP Milletvekili Adnan Beker'in 2023 seçimini Kılıçdaroğlu'nun kaybetmesiyle ilgili sözlerini de buraya not düşeyim... Beker, "Memleketi Allah korumuş" demişti. Takdir milletin elbette...

YOL AYRIMINDAYIZ
Yaşadığımız coğrafyanın insanları olarak bir yol ayrımındayız. Ve süre daralıyor. Suriye'nin Hürriyet Bayramı'ndan yansıyan görüntüler, Cumhurbaşkanı Eş Şara'nın verdiği kararlı mesajlar Türkiye'nin bölge politikaları ile uyumlu...
İstikrarı bozacak, kan, gözyaşı ve acı üreten terör bataklığı kurutulacak. Ve şunu söylemek gerekiyor ki tıpkı Zelenski örneğinde olduğu gibi Terör Örgütü PYD elebaşı Ferhat Abdi Şahin'in sırtını İsrail'e yaslayarak Fırat'ın doğusundaki Cezire bölgesini işgal altında tutabileceğini düşünmesi çok büyük bir hata olacak gibi görünüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı son uyarıları herkesin iyi okuması gerekiyor... Zira Erdoğan hem kadife eldivenli elini uzatıyor, hem de çelikten yumruğunu hatırlatıyor.
Erdoğan'ın, "Bilhassa 10 Mart Mutabakatı'nın, altında imzası olanlar tarafından ahde vefa ilkesi gereğince hayata geçirilmesi, önemli bir düğümü çözecektir. Mutabakatın suhuletle uygulanması, istikrarsız, bölünmüş güçsüz Suriye'ye yatırım yapan şer odaklarının hesaplarını altüst edecektir." mesajı aslında yol ayrımının yaklaştığını hatırlatıyor.
Zira hem Suriye ordusu çok sert bir karşılık verecek. Hem de bu kez yanında Türkiye'nin tam desteğini bulacak. ABD de gidişatı görmüş olmalı ki Tom Barrack'ın son açıklaması da yolun sonunun göründüğünü işaret eder gibi... Barrack, "Adem-i merkeziyetçilik bu bölgenin hiçbir yerinde işe yaramadı. Balkanlar'a bakın. 7 farklı ülkeye bölündü. Tam bir karmaşa. Irak'a bakın, milyarlarca dolar harcandı, binlerce insan öldü. Adem-i merkeziyet büyük bir sorun." diye anlattı.
Yani Suriye PKK'sı için zaman azalıyor.
Belli ki PYD Elebaşı Ferhat Abdi Şahin, İmralı'daki teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın gördüğünü göremiyor.
Ve bilerek ya da bilmeyerek İsrail'in ekmeğine yağ sürüyor...

CHP'DEN İMAMOĞLU İSTİFASI
Suç Örgütü Lideri olmakla suçlanan Ekrem İmamoğlu, hakimin sorularına ya imalı cevaplar veriyor ya da şiir okuyor. Sloganvari ifadeler kullanıyor. Bu görüntüleri video ya da ses kaydı olarak sosyal medyaya sızdırıyorlar. Hukuk önünde hesap vermek yerine hala tribünlere oynamaya çalışıyor.
En son CHP Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır zehir zemberek sözlerle partiden istifa etti.
CHP'nin İmamoğlu partisi haline geldiğini, cezaevi ziyaretleri dışında bir siyaset üretemediğini anlattı.
Bir anlamda İmamoğlu'nun CHP'yi rehin aldığını söyledi.
İmamoğlu'nun cezaevine giderken geride bıraktığı miras ise tam anlamıyla bir yıkım tablosu...
CHP'nin İmamoğlu'nun gölgesinde kalacak bir ismi koltuğa oturtması bir yana İstanbul ikinci kez dünyada en çok trafik sıkışıklığı olan kent seçildi...
Barajlar kuruyor. Ek kaynak üretilmesi gibi bir durum, önlem, tasarruf çağrısı, kampanyası gibi adım atan yok.
Marmara Denizi'ndeki kirlilik artıyor. Oksijen seviyesi birçok yerde sıfıra düştü... Denizanalarının oluşturduğu kolonileri vatandaş sosyal medyadan paylaşıyor. Artık İmamoğlu sevdalısı olan gazeteciler bile "toplu taşıma iflas mı etti, otobüsümüz neden gelmiyor?" diye soruyor... Sorunun dumanı tüterken metrobüs yangını haberi geliyor. İsbike'ın binlerce bisikletinin parçalanıp çöpe atılmasını mı anlatalım, İBB'nin kayıp binlerce aracını mı soralım bilemedik... İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı olma sevdasına koskoca İstanbul'u alet edip, fon kaynağı olarak kullanmasının çilesini, acısını en az iki üç yıl daha çekeceğiz...
Zira CHP'nin gündeminde hizmetin H'si bile yok...
Tek gündem İmamoğlu'nu kurtarmak gibi görünüyor.