Tartýþmalarýmýz öylesine sýð zeminlerde yapýlýyor ki, sýk sýk temel kavramlara dönmek zaruret halini alýyor. Bugün de öyle yapacaðýz:
Bilindiði üzere devlet üç temel erkten (güçten) oluþur: Yasama (legislation), yürütme (utive) ve yargý (judiciary). Bu güçlerin birbirlerine karþý baðýmsýz olmasýnýn, birbirlerine karýþmamasýnýn devlet iþlerinde ideal sonuçlar vereceði kabul edilir ve buna ‘güçler/erkler ayrýlýðý ilkesi’ denir.
Güçler ayrýlýðýndan maksat, devleti oluþturan erkleri çarpýþtýrarak sonuç almak deðil, tam aksine her bir erkin kendi alanýnda kalarak en iyi hizmeti vermesidir. Erkler ayrýlýðýndan bir diðer beklenti ise tüm güçlerin bir elde toplanmasý yoluyla rejimin diktatörlüðe kaymasýnýn engellenmesidir. Siyaset bilimi kitaplarýna göre erkler ayrýlýðý ilkesi eski Yunan’a kadar dayandýrýlabilmektedir.
***
Peki, bir demokraside Yasama, Yürütme ve Yargý meþruiyet kaynaklarýný nereden alýrlar derseniz, bunun kaynaðý milletin onayýdýr. Millet, iradesini seçimler vasýtasýyla temsilcilerine, yani meclise aktarýr. Bu anlamda temsili demokrasi, adý üzerinde halkýn kendi kendisini yönetmesi deðildir. Halk kendisini yöneten kiþi ve politikalarý seçer.
Meþruiyetini milletten alan Yasama organý, kendi içinden gündelik iþleri takip edecek bir heyet seçer ve o heyet icraatlardan tek sorumlu ve tek yetkili organ haline gelir. Yani Hükümetler iþleri yürütmede ortak kabul etmezler, yasalar içinde diledikleri kararlarý alabilirler. Erkler ayrýlýðý ilkesinin ideal bir þekilde uygulandýðý ülkelerde (örneðin ABD) Yürütmeyi sýnýrlandýran sadece Yasama ve Yargý’dýr.
Görüldüðü üzere Yürütme temsil gücünü doðrudan halktan almaz, halkýn seçtiði Yasama meclisinden alýr. Ayný þekilde Yargý da meþruiyet kaynaðýný Yasama meclisinin kararlarýndan alýr. Yargýyý millet adýna karar alma gücüne taþýyan Yasamanýn yaptýðý kanunlar ve diðer kararlardýr. Bu nedenle, Yargý sadece kanunlara ve kanunlarla kurulmuþ olan mahkemelere karþý sorumludur. Yargý üzerinde Yürütmenin veya Yasamanýn bir baský oluþturmasý veya emir-komuta zinciri kurmasý durumunda Yargý temel özelliklerini kaybeder. Bu anlamda diðer erkler gibi, belki onlardan da fazla Yargýnýn baðýmsýzlýðý devletin temellerini oluþturur.
Yargýnýn meþruiyet kaynaðý konusunda bir diðer görüþ ise doðal hukuk görüþüdür. Buna göre hukukun yaradýlýþtan gelen temelleri ve bir ahlaký söz konusudur. Bu görüþe göre, bir kez tespit edilmiþ olan temel hukuk kurallarýndan Yasama yoluyla dahi geriye dönüþ olamaz.
***
Görüldüðü üzere, aslýnda her bir erkin bir diðeri üzerinde kendi gücünü kullanarak etkileme gücü vardýr. Ancak hiçbir erk bir diðerinin yetkisini kullanamaz, eðer kullanýr ise o zaman devletin farklý iþlevleri iç içe geçer ve erkler dengesiz bir þekilde bir noktada toplanmaya baþlar. Bunun doðal sonucu ise otoriterleþme ve iþlev yetersizlikleridir.
Tüm erkler güçlerini halkýn iradesinden, milletin onayýndan alýr. Bu nedenle birinin bir diðerine üstünlüðü yoktur.
Bazý uzmanlara göre devlet içinde en avantajlý olan bürokratlardýr, çünkü siyasiler düzenli olarak deðiþirken bürokraside siyasetten baðýmsýz bir devamlýlýk vardýr. Bugün Türkiye’nin de tartýþtýðý tehlike ise söz konusu bürokratlarýn kendilerine göre bir anlayýþlar-bütünü oluþturarak ayrý bir erk gibi davranma ihtimalidir. Bu konuyu müsaadenizle baþka bir yazýya býrakacaðým. Ancak þunu söylemeden geçemeyeceðim, Türkiye’de erkler ayrýlýðý ilkesi hiçbir dönemde uygulanmamýþtýr ve bundan Türk demokrasisi büyük zararlar görmüþtür.