Yaşamın kıyısında

Altı dalda Oscar adayı olan ‘Manchester by The Sea-Yaşamın Kıyısında’ bir çok sinema otoritesinin beğendiği ama benim bir türlü ısınamadığım bir film.

Sinema somut ve soyut değerlerin toplamıyla değerlendirilecek bir şey. Onun için otoriteler söz konusu olsa bile bir fikir birliğine varmak çok zor. Hatta bu yüzden festivallerde jürilere göre değişen değerlendirmeler yüzünden hep tartışmalar çıkıyor. Bir çok kez ben de jüri olduğum için bu tartışmaların içinde oldum. Böyle olunca düşünüyorsunuz kendini yetkin bulan ve gerçekten de öyle olan insanların filmler üzerine yargıları nasıl bu kadar değişken olabilir? Ama oluyor işte. Bu hafta vizyona giren ‘Manchester by The Sea-Yaşamın Kıyısında’ böyle tartışmalar yaratan bir film. Bir çok arkadaşım bu filmi çok beğendi. Ben de bu beklentiyle başladım filmi seyretmeye ama ‘The End’ yazısını gördüğümde filmin beni hiç etkilemediğini fark ettim. Çünkü filmin anlattığı hikaye her ne kadar trajik olsa da bu dramın dışında hiçbir şey söylemiyor yapım. Beni en çok bu rahatsız etti. Lee bir binanın kapıcısıdır. Sessiz ve asosyal bir hayat süren Lee bir çağrı alır, kardeşi kalp krizi geçirmiş ve hastanede yatmaktadır. Lee gittiğinde kardeşini kaybettiğini öğrenir. 16 yaşındaki yeğeninin velayeti ona kalmıştır. Halbuki Lee bütün aile ilişkilerinden, eskiden yaşadığı kasabadan büyük bir trajedi sonucu ayrılmış hatta kaçmıştır. Geçmişte severek evlendiği Randi ile iki kız sahibi olan Lee alkol bağımlılığı yaşamaktadır. Yine arkadaşlarıyla geçirdiği eğlenceli bir gece sonunda işi abartırlar. Randi, Lee’nin arkadaşlarını evden kovar ve odaya çıkmasını ister. Lee ise arkadaşlarını gönderdikten sonra içmeye devam eder. İçki bitince 20 dakikalık mesafedeki bakkala gider. Geldiğinde bütün ev alev almış ve iki çocuğuda kurtarılamamıştır. Lee’nin evden çıkarken yanık bıraktığı şömineden düşen bir ateş bu dramın yaşanmasına sebep olmuştur. Randi bunu asla affedemez ve Lee’yi terk eder. İşte bu yüzden Lee hayata küsmüş, kasabayı terk etmiş, başka bir yerde apartman görevlisi olarak hayattan elini ayağını çekmiştir. Bu noktada yeğenine bakmak adına aynı yere dönmek onun için imkansızdır. Lee’nin bu darboğazdan çıkışı filmin hikayesini oluşturuyor. Konuya böyle bakınca içinde birçok şey barındırıyormuş gibi gözüküyor. Ama yönetmen sadece Lee’nin yaşadığı trajik olaya odaklanmış. Başarısız bir intihar eyleminden başka Lee’nin gerçekten bu olayla nasıl hesaplaştığını hiç görmüyoruz. Aynı şekilde eşi Randi’nin de yaşadıkları çok karikatürize anlatılmış ve derinine inilmemiş. Üstelik Randi’yi canlandıranMichelle Williams böyle hikayelere büyük derinlik katabilecek bir oyuncu. Lee’yi canlandıran Casey Affleck ise zaten bir filmin başrolünü kaldıracak karizmaya sahip değil. Bir de yönetmenin yetersizliği buna eklenince iyice sırıtıyor rolde. Casey Affleck bu filmdeki rolüyle Altın Küre ödülünü kazandı. Bu ödüle benim katılmama imkan yok. En İyi Film, En İyi Erkek, En İyi Yardımcı Kadın ve Erkek Oyuncu, En İyi Yönetmen dallarında Oscar’a aday olan Manchester By Sea’nin yönetmeni Kenneth Lonnergan’ın yönettiği üçüncü film bu. Daha önce çektiği iki film de vasat yapımlar. Lonnergan aslında bir senarist ve Gangs Of New york, Analyze That gibi filmlerin senaryosunu yazmış. Senaristlik başka birşey yönetmenlik başka ve sinema özünde bir yönetmen sanatıdır. Manchester By The Sea’nin en büyük problemi yönetmenin filmin hikayesini katmanlandıramaması ve filmdeki trajedinin büyüklüğünün her şeye yeteceğini düşünmesi. Ama böyle olduğu zaman filmin mesajı “Fazla içmeyin, çocuklarınızı kaybetmeyin” tarzında bir seviyeye sıkışıyor. Ayrıca kendime soruyorum Michelle Williams’ın en iyi filmi bu mu? Blue Walentine gibi bir filmi varken bu filmdeki performansı konuşulmaz bile. Aynı şey Cassey Affleck için de geçerli. Korkak Robert Ford’un Jesse James suikasti filmindeki performansı ile bu filmdekini karşılaştırdığımızda bu filme Oscar vermek ayıp olur. Ağır bir dramın arkasına saklanan ve içinde başka bir şey barındırmayan bir yapım Manchester By The Sea.

Manchester By The Sea’nin en büyük problemi yönetmenin hikayeyi katmanlandırmaması.

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Manchester by the Sea

Yönetmen: Kenneth Lonergan

Senarist: Kenneth Lonergan

Oynayanlar:Casey Affleck, Michelle Williams, Kyle Chandler, Lucas Hedges

Yapım: 2016, 

ABD, 137 Dk.

VİZYONDAKİLER

Tüylü Kaçak

Sevecen bir köpek olan Ozzy’nin huzurlu hayatı, Martins ailesi uzun bir yolculuğa çıkınca alt üst olur. Köpeklerini yanlarında götüremeyeceğini anlayan aile Ozzy’i köpek merkezi olan Blue Creek’e bırakır. Ancak burası köpekleri ele geçirmek için inşa edilmiştir. Ozzy yeni arkadaşları Chester, Fronky ve Doc’tan güç alarak evine güvenli bir şekilde dönmelidir.

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Ozzy

Yönetmen: Alberto Rodriguez, Nacho la Casa

Senarist: Juan Ramón Ruiz de Somavía

Seslendirenler: Guillermo Romero, Dani Rovira, 

Jose Mota, Michelle Jenner

Yapım: 2016, İspanya, Kanada, 90 Dk. 

Fırıldak Ailesi

Bir tarafta halay çeken, okeye dördüncü arayan Fırıldak Ailesi, diğer tarafta ise büyülü ormanlar, tılsımlar ve ejderhalar. Bir gece köydeki tüm kadınların kaçırılmasıyla başlayan macera, Sabri Fırıldak ve arkadaşlarını çok korkunç yaratıklarla dolu büyülü ormana sürükleyecektir. Kadınlarını geri almak için ise, kahramanlarımızın kötülerin başı olan Tarumar ile büyük bir savaşa girmeleri kaçınılmaz olacaktır.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: H. Can Dizdaroğlu, Berk Tokay

Senarist: H. Can Dizdaroğlu, Berk Tokay

Seslendirenler: Eser Yenenler, İbrahim Büyükak, 

Oğuzhan Koç, Murat Boz

Yapım: 2017, Türkiye

LION

Beş yaşındaki Saroo ve abisi Godoo çıktıkları gezide birbirlerini kaybederler. Tek başına Hindistan’ın binlerce kilometre içlerine giden Saroo yalnız başına hayatta kalmaya çalışır. Daha sonra Avustralyalı bir çift tarafından evlat edinilir. Bu aile ile birlikte tekrar sevgiyi tadar. Tanıştığı Hintli arkadaşları bastırdığı özlemi yeniden uyandırır. Saroo gerçek ailesini bulmak için yola çıkar.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Garth Davis

Senarist: Saroo Brierley

Oynayanlar: Dev Patel, Rooney Mara, 

David Newman, Nicole Kidman

Yapım: 2016, Avusturalya, ABD, 118 Dk. 

Gecenin Kanunu

Film, 1920’lerde içki satışının gansterler tarafından gizlice sürdürüldüğü zamanlarda geçiyor. Güç ve para kazanma fırsatı, yeterli hırsı olan her erkek için vardır ve Boston Polis amirinin oğlu Joe Coughlin, uzun zaman önce katı kurallarına yasa dışı bir insan olmak için sırtını dönmüştür. Ancak suçluların arasında bile kurallar vardır ve Joe çete liderinin parası ve kız arkadaşını çalarak kuralı çiğnemiştir.

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Live by Night

Yönetmen: Ben Affleck

Senarist: Ben Affleck

Oynayanlar: Ben Affleck, Elle Fanning, 

Brendan Gleeson, Chris Messina

Yapım: 2016, ABD, 129 Dk.