Yaşantılardan öğrenmenin gücü

Güçlü yaşantılar insanları ve dünyayı algılamamıza derin etkide bulunuyor. Başımıza gelenden öğrendiğimiz bizim için sarsılmaz gerçek haline gelebiliyor. Bu öğrenme şekli mantıksal akıl yürütmeden çok duygusal bir öğrenme şekli.

Genç bir hanım. Anne ve baba ilişkilerinin oldukça huzursuz olduğu bir evde büyümüş. Ortamda sevgi yokmuş. Kendinin de görülmediğini ve sevilmediğini hissetmiş. Zihin dünyasında güçlü bir duygusallık gelişmiş. Ruh halinde çok fazla iniş çıkışları oluşmuş. Sevmek ve sevilmekle ilgili güçlü hayaller kurmuş. Hatta hayal dünyasında kendisinin sevdiği, onun tarafında sevildiği kişi var etmiş. Sevildiğinden bir türlü emin olamıyor. Hatta sevilebileceğine inanmıyor. Olup bitenin mantıksal olarak farkına varması onu sakinleştirmeye yetmiyor.

Genç bir hanım. Çocuklukta başına cinsel içerikli kötü şeyler gelmiş. Güven hissi yaşamamış. Bağlanamamış. Kendini yapayalnız hissetmiş. Şimdilerde de hiçbir erkeği güvenilir bulmuyor. Tüm erkeklerin cinsel makinalardan başka bir şey olmadığını düşünüyor. Hiçbir istatistiksel bilgi, düşünce düzeltmesi onun bu kanaatini değiştiremiyor.

Küçük bir çocuk, anne ve baba tarafından terkedilmiş.  Bir süre yuvada kalmış. Koruyucu aileye geldiği ilk günlerde ürkek ve tedirgin. Diken üstünde durur gibi. Yakınlaşamıyor. Sevgi sunumlarına karşılık veremiyor.

Genç bir erkek, ciddi düşündüğü bir ilişki içinde aldatıldığını düşünmüş. Alt üst olmuş. Yıllardır bir ilişkiden kaçınıyor. Kadınların sadık olabileceğine inanamıyor. “Aklen düşündüğümde düşüncemin yanlış olduğunu biliyorum ama içimin derinliklerindeki güvensizliği atamıyorum” diyor.

Duygusal düşünme

Duygularla düşünme süreci gerçek hayatta oldukça beraber işliyor. Bir filozof mantıksal akıl yürütme sürecinde duyguları dışarıda bırakabilse bile, gerçek hayatta özellikle de duygusal açıdan ağır yaşantılardan sonra saf mantıksal düşünme nerdeyse imkânsız. Saf mantıksal düşünme başarılsa bile bu hal kanaatimizi veya davranışımızı değiştirmeye etkisi oluyor ama tam bir değişime yetmiyor.

Yeni duygusal deneyimlerin değiştirici gücü

Güçlü ve iz bırakıcı duygusal yaşantılar ancak düzeltici olumlu duygusal yaşantılar yaşandığında gerçekten veya köklü bir şekilde değişebiliyor.

Çocuklukta sevilmediğini hisseden ve sevgi açlığı yaşayan kişi ancak güvenli ve doyurucu bir ilişki içinde sakinleşip mütmain hale gelebiliyor. Sevgiyi hep sınıyor. Emin olması zor. Ama sevgisi güçlü biri ile sevmeye ve sevilmeye inanır hale gelebiliyor.

Çocuklukta tacize uğramış genç hanım ancak cinsel zorlamanın ve istismarın olmadığı güvenli ilişki içinde erkeklerin güvenilir de olabileceğine inanır hale gelebiliyor. Şahit olmak ve yaşamak gerekiyor.

Terk edilmiş çocuk ancak koruyucu ailenin sevgi ve güven dolu ortamında, aylar içinde yavaş yavaş ürkeklikten çıkabiliyor. Güvenli ev ortamının deneyimleri sonucunda rahat ve huzurlu hale gelebiliyor.

Aldatılmış genç adam ancak gerçekten sadık bir eşle, uzun süreli bir evlilikten sonra, ilişkilerde sadakatin olabileceğine geçekten inanır hale gelebiliyor.

Özetle; yaşantılar üzerinden oluşmuş duygusal kanaatler gerçekte ancak yeni olumlu yaşantılar üzerinden değişime uğruyabiliyor.