Levent, Afet Yolal Camii’nin avlusunda dün buluþan binlerce insan, bayraða sarýlý tabutun çevresinde hiç konuþmadan, sessizce ama büyük bir hüznü neredeyse ete-kemiðe büründürerek bekliyordu.
Ortak ruh halini, cenaze için mükemmel bir helallik konuþmasý yapan ilahiyatçý yazar Ömer Döngeloðlu’nun, “Cenazelerde esas olarak katýlanlarýn merhuma helalliði istenir ama bu cenazede burada bulunanlarýn merhuma özür ve ondan alacaklarý bir helalliðe ihtiyacý var” sözleri çok iyi anlatýyordu.
Türk Deniz Kuvvetleri’nin yetiþtirdiði mümtaz ve vatansever subay, (E) Tümamiral Soner Polat için düzenlenen cenaze töreninde yer alanlar, aslýnda, yüreði vataný için atan, günü geldiðinde bu topraklar için esir düþmeyi de Kuvvayý Milliye mücadelesinin yeni bir cephesi olarak gören bir subaya zamanýnda tam olarak sahip çýkamamanýn burukluðunu, hatta ruh ezikliðini yaþýyorlardý.
Serdar Okan Kýrçiçek, Cem Aziz Çakmak, Levent Erkek, Mehmet Fatih Ýlðar, Turgay Erdað, FETÖ’nün Türk Deniz Kuvvetleri’nin bitirme kumpasý Balyoz’un sanýklarýydý. Olaðanüstü komutanlýk yetenekleriyle, bileklerin hakkýyla, 2008 Yüksek Askeri Þura (YAÞ) kararlarý çerçevesinde albaylýktan tuðamiralliðe yükseldiler.
Bir önlerinde 2009 YAÞ’ýnda tümamiralliðe yükselen Soner Polat ve A.Semih Çetin ve yine Tümamiral Cem Gürdeniz vardý.
Hepsi, askeri bilgileri, kurmay birikimleri, “kuvvayý milliye”nin doðal askeri kimlikleriyle, Türk Deniz Kuvvetleri’ni uzak ufuklara taþýyacak yapýdaydýlar.
Bugün, Doðu Akdeniz’deki zengin enerji kaynaklarý üzerinde dönen oyunlar çerçevesinde net olarak anladýðýmýz, bu yetenek ve birikimleriyle doðrudan Amerikan emperyalizminin hedefi olduklarýdýr.
FETÖ’nün Balyoz kumpasý onlarý üniformalarýndan söktü aldý…
Türkiye, her dört amiralden birinin cezaevinde yattýðý, Washington ve Brüksel’de hazýrlanmýþ “kýyým listelerinin” FETÖ’cü savcýlar ve özel yetkili mahkemeler eliyle devreye sokulduðu bir dönem yaþadý.
Mustafa Kemal’in kayýtsýz-þartsýz gerçek askerlerini hukuk-guguk tartýþmalarýnýn gölgesinde Amerikan emperyalizmine teslim ettik.
“Kol kýrýlýr yen içinde” diyeceðimiz zamanlarý geride býrakalý hayli oldu, çok kanlý tecrübeler yaþadýk.
Genelkurmay eski Baþkaný (E) Orgeneral Iþýk Koþaner’in kuvvet komutaný silah arkadaþlarýyla birlikte istifa ettikten 5 yýl sonra, ülke 15 Temmuz ihanetinin sýcaklýðýný yaþarken yaptýðý þu açýklama önemlidir:
“Büyük bir general, subay, astsubay kitlesi yok yere hapisteydi. Mahkeme görevini yapmýyordu. Savcý ve hakimlerin tutumlarý aleni olarak hukuka aykýrýydý. (..) Biz asker olarak emir verdiðimizde askerimiz koþarak ölüme gidiyor. Biz onun hakkýný korumak zorundayýz, ölümüne korumak zorundayýz. YAÞ kararlarýnda bunlarýn hepsini bana attýracaklardý. Bu mümkün deðildi. Yaptýðým zaman bu suça ortak olacaktým.”
Bu açýklamayý tersten okuduðunuzda ortaya þu soru çýkar: TSK’da suça ortak olanlar kim?
FETÖ’nün siyasetteki gerçek kurmaylarýyla, bu ihanet þebekesinin ordudaki suç ortaklarýný tam olarak ortaya çýkaramadan rahat uyumak mümkün müdür?..
Soner Polat, bir zamanlar, günü birlik iþbirlikçilerin heykellerini dikmeye çalýþtýklarý FETÖ’cü savcý ve hakimlere karþý direniþin sembollerinden biriydi, ona zulüm yapanlar Döngeloðlu’nun dediði gibi yaþarken küçülüyor, o ise ölümüyle büyüyor!..
Allah büyüktür.
Millet ve ümmet için mücadele eden ile Ýslam’ý Haçlý’ya, Davud Yýldýzý’na satmaya çalýþan FETÖ gibiler arasýndaki farký, bu dünyada mutlaka gösterir.
Polat komutan, üniformalarýyla Yunan’a sýðýnanlara, emperyalist baþkentlerin kapý köpeði olanlara, þerefli bir askerin ölümüyle bile ders verebileceðini gösterdi.
Dün, Levent’te, camii avlusunda bunu yaþadýk.
Allah mekanýný cennet eylesin.
