Cumhuriyetimiz asýrlýk çýnar oldu.
Bugün 100 yaþýnda...
Ýnsan içinde yaþarken bazen unutuyor ama kýymetini ne kadar bilsek az.
Zira çok sevdiðim bir dua var.
"Allah devlete millete zeval vermesin"
Filistin'de, Kudüs'te, Gazze sýnýrýnda gördüklerimiz artýk bir cinnet halini ortaya koyuyor.
Ve bir kez daha görüyoruz ki aç, susuz oluyor ama devletsiz olmuyor.
Ve ayný katliamlarý milletimize yapmak için dün de bugün de kapýda bekleyenler vardý. Olmaya da devam edecek. Bu mücadele kýyamete kadar da sürecek. Eðri oturup doðru konuþalým, Filistin halkýnýn yaþadýklarýný bize yaþatamýyorlarsa baþta Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaþlarý olmak üzere bu vatan için þehit olmayý göze alarak mücadele edenlerin sayesinde. Yoksa Ýstanbul'u, Ýzmir'i, Gaziantep'i, Kahramanmaraþ'ý ve nice Anadolu ilini 100 yýl önce iþgal edenlerin insafýný da vicdanýný da o gün de gördük, bugün de görüyoruz.
Türkiye'nin þu son 20 yýlda yaptýðý atýlýmlar olmasaydý, Hendek teröründe PKK'ya yenik düþseydik, 15 Temmuz'da millet elleriyle teröristleri durdurmasaydý. 28 Mayýs'ta tüm kuþatmalara ve sandýk üzerine yazýlan ABD, AB senaryolarýna direnmeseydi bugün halimiz nice olurdu. Bu anlattýklarýmýzý kimileri masal gibi dinliyor, kimileri itibarsýzlaþtýrmak için elinden geleni yapýyor.
Ama hakikat tüm çýplaklýðýyla ortada duruyor.
Peki ne yapmamýz gerekiyor?
"Vatanýný en çok seven görevini en iyi yapandýr" þiarýyla hayata bakacaðýz. Yani daha çok çalýþacak, daha az harcayacak, özellikle de batýnýn katliam ve kuþatmalarýnýn ana yakýtý olan tüketim toplumu olmaktan uzaklaþacaðýz. Zira ne zaman ki Türkiye bir Kanuni Sultan Süleyman dönemi yaþar süper güç olur iþte o zaman mazlumlar huzur bulur.
ÝSTANBUL'DAKÝ BÜYÜK FÝLÝSTÝN BULUÞMASI
Bu zalim ile mazlumun savaþý...
Bize de mazlumun yanýnda olmak yakýþýr.
Ecdadýmýzýn bize mirasý bu;
Atatürk Havalimaný'ný dolduran bir buçuk milyon insaný görünce böyle düþündüm. Kudüs'ten döner dönmez miting alanýna koþtum. Mitingden yansýyanlarý takip ettiniz zaten. Ben de bu vesileyle birkaç izlenim paylaþayým. Filistin'in Baþkenti dediðimiz, Doðu Kudüs'te tek bir Filistin bayraðý yok. Filistinli bir genç "cebinde bile bayrak bulsalar hemen cezaevine atarlar" diye anlattý. Mescid-i Aksa'ya girmek ise o saatte kapýda nöbet tutan Ýsrail polisinin keyfine kalmýþ, birçok gazeteci arkadaþ kapýdan geri döndü. Biraz itiraz eder gibi olursanýz yüzünüzü duvardaki Ýsrail bayraðýna yapýþtýrýp, üst aramasý bahanesiyle tartaklayabiliyorlar. Biz de Kameraman Gökhan Bektaþ ile ikinci denememizde o sýrada Ýsrail güvenlik güçleri kendi aralarýnda geyik muhabbeti yaptýðý için þans eseri girebildik.
Ýsrail güvenlik güçleri paranoya halinde her an sizi vurabilecekmiþ gibi davranýyor, uzun namlulu silahýný yüzünüze tutmaktan çekinmiyor. Ýsrail'in çaðrýsý üzerine Hindistan'dan gelip, silah altýna giren bir yedek askerin yanýmýza gelip "Biz Hamas gibi deðiliz ben sizi dün askeri bölgede gördüm, istesem ateþ ederdim ama etmedim" ifadesi bakýþ açýsýný anlamanýza yardýmcý olabilir. Zira bizi vursa sorumluluðu yok. Ülkede tam bir güvenlik paranoyasý var. Ýsrail Yahudilere peynir ekmek gibi uzun namlulu tüfek daðýtýyor. Ve markette, pazarda, yolda her yerde sivil ama uzun namlulu silahla gezen insanlar var. Özellikle Gazze hattýna, iþgal edilen topraklara yaklaþtýkça vahþi batý havasý artýyor. Yani Eski Teksas gibi bir durum ortaya çýkýyor. Filistinlilerin köylerini basýp katliam yapanlar arasýnda bu silahlý sivil! Ýnsanlar da var...
ERDOÐAN: PKK'NIN ARKASINDA ÝSRAÝL DE VAR
Ýþte bu cümle çok kritik, zira 24'te "Masada Ne Var?" programýnda Yusuf Alabarda ile yýllardýr bunu anlatmaya çalýþýyoruz. Bizi menüye yazmak isteyenlere karþý masada ve sahada olma mücadelesi veriyoruz. Masada oturmakla kalmýyoruz, masa da kuruyoruz. Erdoðan'ýn sözlerinden de anlaþýldýðý üzere ABD'nin Irak-Suriye hattýnda kurmaya çalýþtýðý PKK devletçiðinin asýl sahibinin Ýsrail olduðu artýk daha net görülüyor. Ama Türkiye'ye raðmen bu senaryo tutacak mý? Zira artýk bizi menüye yazmalarý o kadar kolay deðil. Ukrayna-Rusya Savaþý ve Karabað'ýn Ermenistan iþgalinden kurtarýlmasý, Libya'daki tuzaklarýn bozulmasý, Mavi Vatan mücadelesini bu perspektiften de okumak lazým.
Ýsrail Baþbakaný Netanyahu'nun 10 Ekim 2019'daki PKK/YPG'ye destek veren etnik temizlik yapýlýyor mesajýný bir de bu açýdan okuyun.