Galatasaray, bu sezon kendi taraftarý ve evinde oynadýðý üç maçýn sadece birini kazanabilmiþ ve bu üç maçta da kalesini gole kapatamamýþtý. Ýþte böyle bir tabloyla maça çýktý sarý-kýrmýzýlýlar..
Ýlk 20 dakika Arena’da öyle güzel tempolu ve gol pozisyonlu bir maç izledim ki, gözlerimin pasý silindi desem yeridir. Galatasaray takýmý atak gözükse de Gençlerbirliði takýmý alan savunmasýný ve kaymalarý çok iyi yaptý. Gençlerbirliði çok çabuk Djalma ve El Kabir’le kontraataða çýkýp bunda da baþarýlý oldu. Galatasaray’ýn kapanan Gençlerbirliði savunmasýna, Umut Bulut’la kaleyi bulan 2 þutunda, yine Sneijder ve Podolski’nin uzaktan þutlarýnda Gençlerbirliði kalecisi Hopf çok baþarýlýydý. Benim asýl anlamadýðým Galatasaray takýmý kendi saha ve seyircisi önünde Rodriguez, Selçuk ve Bilal üçlü orta saha ile bu maça baþlamasýydý.
Umut’un arkasýnda bence Sneijder oynayýp kanatlarý Yasin-Podolski ile kullanmasý daha etkili olurdu. Gençlerbirliði ilk 20 dakikada 2 net gol pozisyonundan yararlanamadý. Stancu kendi çabasýyla getirdiði topta plaseyi býraktý, direkten dönen topun ardýndan Djalma topu boþ kale yerine auta atmayý tercih etti. Gençlerbirliði’nde El Kabir diye bir oyuncu var ki, ona ayrý bir sayfa açmak lazým. Her teknik adamýn takýmýnda görmek istediði golcü özelliði var bu adamda. Nitekim Djalma’nýn ara pasýnda Galatasaray defansýnýn arasýna o kadar iyi sýzdý ki, sonrasýnda Muslera’yý da geçip ligdeki 5. golüne imza attý.
Hamzaoðlu orta sahadaki üçlünün gereksizliðini geç de olsa farkedip ikinci yarýya Rodriguez’in yerine Yasin’le baþladý. Ýþte bu dokunuþ Galatasaray’ý ateþlendirdi. 49’da Chedjou’nun ortasýna Bilal’ýn uçarak kafasý ile skora eþitlik gelirken, 53’de ilk gole asist yapan Chedjou bu defa kornerden gelen topu kafa ile filelere gönderdi ve takýmýný öne geçirdi. Takýmýný ateþleyen Yasin 69’da skoru üçledi. Böylece Chedjou ile Yasin maçýn iki kader adamý oldular.
