Türkiye dünyanýn belini büken Kovid-19’a karþý hem kendi insanýný korumak ve yaþatmak hem de gücü yetmeyene yetiþmek için büyük bir sýnav verdi veriyor.
Bu vesileyle bir kez daha gördük ki güçlü bir devletimiz, görevini layýkýyla yapan yürekli ve vicdanlý devlet adamlarýmýz var. Ne kadar þükretsek azdýr.
Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn bugünlerde sýkça dile getirdiði “medeniyet imkan deðil vicdan meselesidir” ifadesi, bir hakikatin ifadesi.
Sadece yaþlýlara nasýl muamele edildiðine bakarak bile bunun böyle olduðunu söyleyebiliriz.
Batý basýnýndan birkaç baþlýk;
“Huzurevleri Tanrý’nýn insafýna terk edildi”
“Bakýmevleri ölüm evleri oldu”
“Kanada’da yaþlýlar ölüme terk edildi”
“Ýngiltere: Huzurevi sakinleri virüse karþý yalnýz”
“ABD’de huzurevleri morg gibi”
“Yaþlýlar hastanelere alýnmadý”
“Yaþlý bakým evleri toplu mezar gibi”
“ABD, Avrupa gibi yaþlýlarý öldürüyor”
“Batý insanlýk sýnavýný kaybetti”.
Türkiye’yi hemen her konuda ve her fýrsatta suçlamak ve aþaðýlamak için yarýþan batý medyasýnýn bu kez görmezden gelemediði acý gerçeði haber veriyor bu baþlýklar.
Öyle ki, insan haklarý konusunda en geliþmiþ ülkelerin baþýnda anýlan Ýsveç’te bile Hükümet, yaþlý vatandaþlarýný koruyamadýðýný itiraf etti önceki gün. Virüsten ölen 3 bin 220 Ýsveçlinin yarýsý bakým evlerinde kalan yaþlýlardý çünkü.
Avrupa’nýn hemen tamamý böyle… Salgýndan en fazla etkilenen Fransa’da huzurevlerinde ölenlerin sayýsý toplam ölümlerin yüzde 40’ýný aþtý. Ki 25 bin kayýp var Fransa’da.
Ýspanya’da huzurevlerindeki ölümler toplam kayýplarýn yüzde 70’i.
Belçika’da da benzer bir durum var, Ýngiltere’de de, diðerlerinde de.
Türkiye ise huzurevleri ve bakým evlerinde aldýðý önlemler nedeniyle Dünya Saðlýk Örgütü tarafýndan dünyaya örnek gösterildi.
Türkiye genelinde Aile Çalýþma ve Sosyal Hizmetler Bakanlýðýna baðlý resmi ve özel 425 huzurevi ve yaþlý rehabilitasyon merkezinde toplam 27 bin 454 kiþi kalýyor. Allah ömürlerine bereket versin yüzde 50’sinin yaþý 80’in üstünde.
Saðlýk Bakaný Fahrettin Koca ilk günlerde vefat edenlerin yaþlarýna iliþkin genel bilgiler de veriyordu, artýk vermiyor.
Önceki gün þöyle dedi ama Koca. “Salgýnda hayatýný kaybedenlerin yüzde 8'i 60 yaþýndan küçük ve baþka hastalýðý bulunmuyor”. Bu vurgudan anlýyoruz ki kalan yüzde 92, 60 yaþýn üzerinde ve kronik rahatsýzlýðý var.
Ama þunu da biliyoruz. Avrupa’da yaþlýlarýn cesetleri terk edilmiþ huzurevlerinde yataklarýnda bulunmuþtu. Bazý ülkeler saðlýk sistemlerindeki yetersizlikler yüzünden yaþlýlarý “resmen” gözden çýkarmýþtý. Solunum cihazý azlýðý korkunç seçimlere yol açtý Avrupa’da. Nefes alamayan, solunum cihazýyla desteklenmezse ölecek durumda olan iki hasta varsa genç olaný seçmek zorunda kaldý Avrupa’da doktorlar.
Allah’a þükür Türkiye’de böylesine korkunç bir þey yaþanmadý, hastalar arasýnda seçim yapýlmadý. Herkesin tedavi giderleri devlet tarafýndan karþýlandý.
Bu süreçte Aile, Çalýþma ve Sosyal Hizmetler Bakanlýðý bünyesindeki huzurevleri ve bakýmevlerinde son derece duyarlý bir strateji izlendi. Bakan Zehra Zümrüt Selçuk kamuoyuyla sýkça bilgi paylaþtý.
Virüsten hýzlý davranýlmýþ kurumlarda. Tedbir, takip ve izolasyon henüz hiçbir vakanýn görülmediði Ocak ayýndan baþlayarak uygulanmýþ huzurevlerinde.
Þubat sonunda ise kurumlara giriþ çýkýþlar ziyaretler kýsýtlanýyor. Personel taranýyor, yeni çalýþma sistemine geçiliyor. Yaþlýlarýn ateþ takibi dahil saðlýk destek hizmetleri sýklaþtýrýlýyor.
Sevgiyle ve ilgiyle korunuyor þükür ki yaþlýlarýmýz. Huzurevi, bakýmevi, çocuk evi gibi devlete emanet canlarýn olduðu kurumlarda hizmet veren personelin gayretini ise ayrýca alkýþlamak gerek.
Baþlýða tekrar atýf yapalým burada; insan olmak için imkan deðil vicdan gerekir.