Yassah hemşerim demek yetmiyor?

Nihat Özdemir yönetiminin hazırladığı yeni Lisans Talimatı, Türk futbolunda devrim niteliği taşıyor. Gerçi puan silme cezalarını biraz düşük buldum ama; hele bu işe bir başlansın, gereği zamanla yerine getirtilir.

İhtar, puan silme, kadro sınırlaması, transfer yasağı, harcama limiti konulması gibi; daha önce konuşulması bile hayal olan ve ancak UEFA’nın alabileceği/aldığı zorlayıcı kararlar; artık federasyonun yaptırım erkine dahil ediliyor. Süper bir şey!

Ancak uygulamada (Kulübüne göre) yapılacak ayırımcılık/kayırımcılık/korumacılık hataları; sistemi daha baştan çökertir.

Dört büyüklerden biri olsun olmasın, kim ki mali açıdan ipin ucunu kaçırırsa; hiçbirinin sırtını sıvazlamayacaksın. Basacaksın cezayı...

Ama biliyorum ki, asla öyle olmayacak. Cezalandırma, arkası olmayan kulüplerin üstüne yıkılacak. “Büyük Camia” dedikleri, her zaman ve her koşulda kollanacak. 

***

İnşallah öyle olmaz diyelim ama, korumacılık illetinden kendimizi kolay kolay sıyırabileceğimizi de hiç ummuyorum. Eğer bu illet devam edecekse; hangi düzeni getirirseniz getirin, sistemin tekerine çomak sokmak fırsatı verdiğiniz an, devrim dediğiniz şey devrilir. Aman dikkat!

Nihat Özdemir yönetiminin “Mali Disiplin” konusundaki girişimi, sırf kendi başına yapabileceği bir şey değildi. Yasa değişikliği için, meclis kararı gerekiyordu. Gerekli zemin hazırlanmadan, teknik şartlar oluşmadan, olabilirliği araştırılmadan kollar sıvanmaz. Önemli olan, düzeni aktif hale getirdikten sonra; yara almasını engelleyici tedbirleri de getirmek... Sistemi, sırf cezalandırmak için değil; kulüpleri savruk harcamalardan kurtarmak için kurduğunuzu anlatmak/anlatabilmektir...

Yoksa, getirilen düzenin bir açığını keşfedip; “Ortada kuyu var, yandan geç” demenin bir yolunu bulurlar. Bizdeki yasaklar, delinmek içindir. Asla unutmayın!