Hepimiz izledik. Erzincan’daki askeri, zulmettiði kediyi.
Görmeyen, duymayan, konuþmayan kalmadý.
Peki mesele sadece bir zavallý kedi yavrusu meselesi mi?
Mesele sadece hayvana þiddet mi? Sadece bir baþýbozuk askerin densizliði mi?
***
Türk milleti asker bir millettir.
Asker ocaðý peygamber ocaðýdýr.
Bu vataný seven herkesin yumuþak karný, hassas noktasýdýr ordu. Gözbebeðimizdir.
Bunlarda hemfikiriz, tartýþmasýz.
Ama bu konuda bu kadar hassas olmamýz ordunun içindeki her þeyi tartýþýlmaz hale getiriyorsa bunda bir sorun yok mu?
***
Þimdi soralým,
● Erzincan’daki vakadaki þahsýn (Asker diyerek yüzbinlerce yiðit Türk askerini incitmek istemem.) 221 promil alkollü olduðu tespit edilmiþti. Herhangi bir yerin çok disiplinli ve kurallý olduðunu anlatmak için “askeriye gibi yer” deyimi kullanýlýr. Peki askeriyede 221 promil alkollü nasýl olunabiliyor, nasýl girilebiliyor, bu denli nasýl, nerede içilebiliyor. (Biliyorsunuz alkol alýnan yerlere askerlerin izinde bile olsa girmesi yasak).
● Bu kedi yavrusu videosu sosyal medyaya düþmeseydi bu þahýs önüne gelene zarar vermeye devam mý edecekti?
● Erzincan örneðindeki þahsýn tüm ordumuza mal edilmemesi gerektiðini biliyoruz. Ama bu kiþiden sadece bir tane vardý, onu da cezalandýrdýk, bitti-gitti diyebilir miyiz? Hepimiz biliyoruz ki çok sayýda var böyle profillerden. Önüne geçmek de, kontrol etmek de zor çünkü ordu doðasý gereði þeffaf bir unsur deðil. Peki öyleyse bir þeyler yapýlmasý gerekmez mi?
● Analarýn 18-20 yaþýna binbir emekle getirdiði, bu ülkeye etmesi gereken daha çok hizmet olan gencecik kardeþlerimiz askere gittiðinde kapalý kapýlar ardýnda bu tip psikopatlarla nasýl baþ edecekler? Koðuþ arkadaþý olsa ayrý tehlikeli, üstü olduðu takdirde büsbütün tehlikeli olan bu tiplerle bir dönem geçirmek gerçekten vatana hizmet mi?
● Bir dönemin meþhur konusu, son dönemde azalmýþ olsa da yine de dile getirmemiz gereken, eðitim zaiyatý adýyla tabutlar içinde evlerine yollanan askerlerimizden kaçý ordu içindeki kötü, kasti ve yanlýþ münferit davranýþlarýn sonucu zayi oldu?
● 2013 yýlýnda Genelkurmay’ýn hazýrladýðý bir rapora iliþkin haberde þöyle deniliyordu. "Kýþladaki asker arasýnda uyuþturucu kullananlarýn oranýnýn yüzde 12 düzeyinde olduðu belirtilen raporda, çoðu er-erbaþýn özenerek uyuþturucuya kýþlada baþladýðý, mevzuatýn yetersizliði nedeniyle 'disiplinin saðlanamadýðý' dile getirildi. Genelkurmay'ýn hazýrladýðý rapora göre, bazý kýþlalarda otlarýn arasýnda hintkeneviri yetiþtirildiði tespit edildi.” Orduda uyuþturucu kullanýmý, daha da kötüsü askerdeyken uyuþturucuya alýþan gençlerimizin durumu ne olacak? Saðlýk kurumlarýyla uyuþturucuyla ciddi þekilde mücadele eden devletimizinin bir baþka unsuru olan orduda gençlerin uyuþturucuya baþlamasý ciddi bir tezat deðil mi?
● Terörle mücadelenin SÝHA’larla, dýþ güçlere karþý milli savunmanýn füzelerle saðlandýðý bu yeni dönemde askerlik denilen kavramýn da yenilenmesi gerekmez mi? Askere vatanýna aþýk bir þekilde giden gençler hevesi kýrýlmýþ, vatan sevgisi örselenmiþ þekilde geri geliyor. Askerliðin vatan sevgisini arttýrmasý gerekmez mi oysa?
Konuya hayvan haklarý gözlüðüyle bakmak fena halde yanýltýcý ve eksik olur. Konu çok daha geniþ, toplumsal sosyolojik bir bütünsellik içinde ele alýnmalý.
Dünya deðiþirken ordu eski haliyle kalamaz.
Profesyonel orduya geçiþ hýzlandýrýlmalý.
Ordu daha þeffaf, daha kurumsal bir yapýya büründürülmeli.
Bu süreçte de özellikle ailesine bakmakla yükümlü olduðu için hemen askere gidemeyeceði halde çalýþtýðý þirkete yazý yollanarak zorla iþten çýkartýlan, özel durumu olan çok sayýda gencimiz için geçici çözüm mahiyetinde bir bedelli askerlik imkaný düþünülmeli.
Ordumuz hala gözbebeðimiz.
Ordumuz hep gözbebeðimiz.
Ama ordumuza atfettiðimiz kutsallýk onu konuþmaya, tartýþmaya engel olmamalý.