Yazar ama okumaz...

12 yýl önce, HSBC Genel Müdürlük binasýna yapýlan saldýrý sýrasýnda Kanal D Haber Koordinatörü sýfatýný taþýyordum.

Muhabir arkadaþlarýn getirdiði haberler ve görüntülere bakýyordum.

Seçebildiðim kadarýyla rengi yeþil olan bir Fransýz malý arabada, kaskatý bir ceset görüntüsü vardý.

Yaþanan vahþeti anlatmak için, bir sürü haber paketi yerine sadece o görüntüyü vermek mümkündü.

“Olmaz, vermeyelim” dedik tüm arkadaþlar hep birlikte, bunca yýl onca olaydan sonra bakarken bile midemizi bulandýran bir görüntüyü ekrana vermek terörün istediði dehþet yaratma fikrine hizmet edecek, gazetecilik etiðini sakatlayacak ve baþta kurbanýn ailesi olmak üzere bir sürü insanda onarýlmaz acýlara neden olacaktý...

Hiç þüphe duymadýk bu kararýmýzdan zira Moskova’da yaþanan tiyatro baskýný ve ardýndan düzenlenen operasyondan gelen ve çok kanlý, beyni parçalanmýþ cesetlerle dolu olan görüntüleri de kullanmamýþtýk...

Cuma gecesinden Cumartesi sabahýnýn ilk saatlerine kadar gelen yüzlerce fotoðrafý taradým, çok az sayýda ceset fotoðrafý gördüm ama onlarýn da üzeri mutlaka örtülmüþtü...

Gördüðüm kanlý tek fotoðraf da üzerindeki beyaz atlete kan bulaþmýþ bir yaralýnýn fotoðrafýydý... Bir dehþetin ardýndan böyle bir fotoðraf disiplini iktidar müdahalesiyle falan olmaz.

Kitlesel teröre çok hedef olmamasýna raðmen Fransýz medyasý iþin gereðini yerine getirdi ve olmasý gerektiði gibi davrandý...

***

Türkiye’de bu konuda hemen herkes nasýl davranýlacaðýný bilir aslýnda ama sýkýntý medya organlarýnýn duruþ ve aldýklarý pozisyona göre davranmayý tercih etmeleridir.

Mesela muhalif gazetelerde, terör eylemlerinin faturasý öncelikle siyasi iktidara kesilir bakýþý vardýr ve hem konu hem de fotoðraflar o bakýþ açýsýyla seçilir.

Münevver’in baþýnýn kesildiði, üzerinde kurumuþ kan ve saç telleri bulunan testere fotoðrafýný hatýrlýyor musunuz?

Haberturk yazý iþleri toplantýsýna akþam saatinde gelmiþti o fotoðraf, itirazlar olmuþ ama sürmanþetten yayýnlanmýþtý.

Tiraj için deðil, fail Cem Garipoðlu’nun yakalanmasý için daha fazla kamuoyu baskýsý yaratmak amacýyla kullanýlmýþ bir kareydi.

Gerekçesi ne olursa olsun, öyle bir kareyi kullanmak bana o gün de yanlýþ gelmiþti, bugün de ayný fikirdeyim...

Bu örnekler ne kadar garip ve meslek etiðine uygun derseniz cevabým çok basit olur.

PKK’nýn 1980’li yýllarda katlettiði bir bebeðin fotoðrafýný yýllar boyu propaganda malzemesi olarak kullanmak kadar kötü bir durumdur bu. Yazýlar ya da haber metinleri zaman içerisinde hafýzalardan silinir ama hafýzaya giren bir dehþet görüntüsü çok uzun yýllar boyu orada kalýr.

***

Medyanýn bir parçasý olup da medyayý eleþtirmeyen yoktur Türkiye’de...

Yazar ama okumaz bir medyamýz var bizim.

Mesela hemen her medya grubunda daðýtýlan etik ve deðerler kitapçýðýný okuyan yok denecek kadar azdýr.

Meslek içi eðitim, yabancý medya kuruluþlarýnýn izledikleri yöntemlere dair özellikle muhabir ve ara birim yöneticileriyle arama konferanslarý deseniz yapýlan bir elin parmaklarýný geçmez...

Sonuç mu, Paris’ten gelen fotoðraflara þaþýrýyoruz hep birlikte....