Bu seçim, sonunda herkesi ‘komplocu’ yapacak... Siyasetle ilgilense bile ilgisini yabancý dizilere kadar uzattýðýný bilmediðim bir dostum, önceki gün, pattadanak “Bilmem ‘House of Cards’ý izledin mi?” diye soruverdi. Garip bir soru yönelttiðini hemen fark edip “Ýzlemiþsindir” diye ekleyerek...
‘House of Cards’ þimdilerde ABD’yi sarsan bir televizyon dizisi... Orada yalnýzca abonelere hizmet sunan ‘Netflix’ sitesi üzerinden izlenebiliyor. Parayla girilen sitenin abone sayýsýnda dizi sayesinde patlama yaþandý. Ýsteyen, dizinin iki sezonunun bütününü bir oturuþta da izleyebiliyor...
Ýlk sezonun 13 bölümünü iki gecede bitirmiþtim geçen yýl; bu yýl hepsini birden izlemedim, dört geceye ayýrdým.
Dizide ön planda çok ihtiraslý bir politikacý var ve onun zirveye týrmanýþý sýrasýnda yaþananlar sergileniyor... Ýzlerken “Hadi caným sen de, bu kadarý da olmaz” dedirten nice akýl almaz olay yaþanýyor... Politikacýlar bile izliyormuþ diziyi... Obama, “Bu gece beni kimse aramasýn, dizinin bütününü bir oturuþta izlemeye kararlýyým” diye twit atmýþtý...
Dostum kaçak indirmeye izin veren bir siteden indirerek izlemiþ diziyi; ben Netflix’ten izlemiþtim...
“O halde, 25 Mart olayý neydi?” diye sordu dostum...
‘Altýn vuruþ’ olarak planladýklarý bir olay hazýrlýðý içerisindeydi 30 Mart seçimiyle ilgili senaryoyu yazanlar; ellerine yüzlerine bulaþtýracaklarýný ve bütün kurgularýnýn çökeceðini anlayýnca oyunu sahneye koymaktan vazgeçtiler. Onun yerine daha az riskli olaný ertesi gün sergilediler...
Tezim özetle bu...
Esas senaryo, beþ yýl önce 25 Mart günü bir helikopter kazasýnda hayatýný kaybeden Muhsin Yazýcýoðlu’na ‘suikast’ olayýyla ilgiliydi. Suikastý Tayyip Erdoðan’a yýkma üzerine oturuyordu senaryo. Tayyip Bey‘devletin âli çýkarlarý için’ gerekçesiyle Muhsin Bey’in öldürülebileceði fetvasýný bir din bilgininden alýyor ve “Yapýla” emrini MÝT’e veriyor, MÝT de infazý gerçekleþtiriyor... Hiçbir cihaz araya girmeden sesleri taklit edenler de var, bizdeki Yavuz Seçkin gibi, ama onlarý zahmete sokmaya lüzum yok; Hollywood’a ‘Gravity’ (Yerçekimi) gibi Oscar ödüllü görüntü ve ses þaheseri filmleri armaðan eden türden stüdyolarýn geceli gündüzlü proje üzerinde çalýþtýklarýna eminim. Tayyip Erdoðan’ýn sesi... Muhsin Yazýcýoðlu’nun sesi... Hayrettin Karaman’ýn sesi... Hakan Fidan’ýn sesi... Varolan kayýtlardan yararlanýlarak istenilen sesler mutlaka üretilmiþtir...
Vazgeçildiyse, bu kadar çok kiþinin sesi yeniden üretilerek yapýlan düzmece kaydýn kulaklarda ‘çakma’ duygusu yaratacaðýný düþünmelerindendir...
Mutlaka son ürünü izleyenler “Olmamýþ” raporu verdiði için ‘Yazýcýoðlu senaryosu’ndan vazgeçilmiþtir... Yoksa ‘25 Mart’ tarihi üzerinde neden bu kadar durulmuþ olsun?
“Yazýcýoðlu olmadý, ama Baykal’a ne dersiniz?”
Bir defa ‘ortam dinlemesi’ biçiminde tasarlandýðý için Tayyip Bey ile danýþmanýnýn seslerinin çok net ve belirgin olmasý gerekmiyor... Sonra iki kiþi arasýnda geçeceðinden üretilmesi de çocuk iþi... Dahasý, helikopter kazasý hakkýnda çok konuþtuðu için, elde özellikle Tayyip Erdoðan’a ait hayli konuþma bandý da var...
Ýyi bir ses mühendisinin eliyle inanmaya hazýr olanlarý kandýrmaya yarayacak bir ‘fake’ (çakma) kayýt üretmek olaðanüstü kolay...
Hayatýmda hiç böyle bir þey yapmadým, ama herkese açýk bilgisayar programlarý aracýlýðýyla sanki ben bile böyle bir sahte konuþma bandý üretebilirmiþim gibime geliyor... Kiþilere ait varolan ses kayýtlarýný programa yüklüyor ve ayný seslere farklý bir metin okutabiliyorsunuz... Hassas kulaklar vurgularý yadýrgasa da, ki ortalýða sürülen ses kaydýnda yadýrganan yönler var, çoðu kiþiye “Vay canýna” dedirtmek o kadar zor olmasa gerek.
Ülkeyi karýþtýracak ses bandý için 25 Mart tarihini tespit edenler, “Yazýcýoðlu olmadý, Baykal’a ne dersiniz?” teklifiyle karþýlaþýnca kimbilir nasýl þaþýrmýþlardýr.
Dostum “Sen diziyi iyi izlemiþsin” dedi.