Yazık etti Kemal Bey, kendisine de, siyasi hayatımıza da...

Salı günü ülkemiz siyasi hayatında yeni bir sayfa açıldı; kötü bir sayfa... CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, bir bakanla bazı işadamları arasında geçtiği iddialı telefon görüşmeleri tapelerini okudu.

Tapelerini okuduğu görüşmelerin orijinal ses kayıtlarını da yakında dinletecekmiş CHP lideri... Yine Meclis çatısı altındaki kürsüden...

Böylece, siyasi hayatımızda ‘yasadışı’ dinlemelere parti olarak sahip çıkılan yeni bir dönem açılmış oldu.

Daha önce liderler kasetlerden söz etmedi mi, ses kayıtlarına atıfta bulunmadı mı, tapelerden alıntılar yapmadı mı? Bunların hepsinin yapıldığını biliyoruz. Ancak önceki gün yapılanı ‘ilk’ kılan, bunların anamuhalefet partisi tarafından sahiplenilmesidir.

CHP ve lideri, bir siyasi parti ile liderinin hiç bulaşmaması gereken bir yanlışlığa imza atmış oldu.

Günümüz teknolojisi insanların mahremiyetlerine tecavüzü kolaylaştırıyor. Bir bakan, önceki gün, aile ortamında dinlendiklerini, buna ait ses kayıtlarının bir yolla kendisine ulaştırıldığını açıkladı.

Şantaj amacıyla mı acaba? Yoksa güç göstererek gözdağı vermek için mi?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın evinde de dinleme cihazları bulunduğunu soruşturma açıldığı için biliyoruz.

Evlerin mahremiyetine tecavüzü göze alan, telefonları hayda hayda dinler...

‘Meraklı köfteciler’ insanları aile ortamlarında dinlemeyi, telefon konuşmalarına kulak vermeyi neden ister? Amaçları nedir?

Yanlış işler yapanları tespit ve teşhir etmek için mi? Rüşvete, devlet imkânlarının çarçur edilmesine, beytülmâle el uzatılmasına engel olmak için mi?

Gerçekten bunun için mi bu kadar meraklı olduklarını düşünüyor CHP lideri Kılıçdaroğlu, kendisine tapeleri ulaştıranların, ses kayıtlarını vermeyi vaad edenlerin? Bu kadar saf olabilir mi?

Aile ortamlarını dinleyen, telefon konuşmalarını izlemeye alanların niyetlerinin ‘ülkeye hayırlı’ olduğunu hiç sanmıyorum. Onların bir amacı olduğu belli, ama amacın ülke çıkarlarını önde tutan bir amaç olmadığı çok açık.

Siyasi hayatı etkilemek istiyor onlar... Bu amaçla her yere dinleme cihazı yerleştirmiş, önemli saydıkları herkesin telefonlarına kulak vermişler... Belli ki, zamanı geldiğinde ‘şantaj’ amaçlı kullanmak üzere...

CHP’nin ve CHP’lilerin de kasetseverlerin ilgi alanı dışında kaldığını sanmıyorum. Kendisi öyle olduğunu sanıyorsa, selefini istifaya zorlayan ‘kasedi’ hatırlayabilir... Bugün seçime üç kala kaset açıklamak partisinin işine geliyor olabilir ve bununla sonuç da alınabilir; ama unutmasın, açtığı yolda kendisinin aleyhine olacak gelişmeler de pekâlâ yaşanabilir...

Ailesinin üyeleriyle rahatça oturup sohbet ederken birilerinin kendilerini dinlemediğinden, gözlemediğinden nasıl emin olabilir ki Kemal Kılıçdaroğlu? Oğluyla, kızıyla telefon sohbeti sırasında sarfettiği masum sözcüklerin başka anlamlara çekilecek biçimde önüne konulmayacağına veya kamuoyuyla paylaşılmayacağına nasıl güvenebilir?

Hep aynı kişiler, kesimler, odaklar dinlemiyor insanları, etrafta uzun kulak da, o kulakların eseri kaset ve tapeleri kullanmaya hazır tipler de çok... Hazır ‘olağan şüpheliler’ de varken...

Kendisi o tuzağa düşmemeli, Meclis kürsüsünü yasal olmayan dinlemelerin deşifre edileceği bir yanlışlığa âlet etmemeliydi. Bu yolla, siyaseti, ticareti, ekonomiyi etkilemeyi, şantaj ve baskıyla sonuç almayı olağanlaştırmak isteyenleri teşvik ettiğinin nasıl farkına varmaz CHP lideri?

Burnuma çok pis kokular geliyor, çok...