Koyu Beþiktaþlý olabilirsiniz ya da kulüpte yönetici olabilirsiniz. Kuralar çekildiðinde takýmýnýzýn tur atlamasýný istemeniz, hatta tur atlayacaðýna inanmanýz, yadýrganacak bir durum deðildir. Ama Sinan Engin gibi, kuralar çekildiðinde “Yazýk oldu Bayern Münih’e” diyemezsiniz, dememelisiniz... Gerçeklerden uzaklaþýrsanýz, gerçeðin þamarý aðýr olur.
Ahmet Çakar’ýn, ilk maç için skoru önceden 5-0 tayin eden yorumu karþýsýnda çýlgýna dönmek; olacak olaný sanmakla gerçekleþen þey arasýndaki farký, öngörememe yoksunluðudur. Kazanmayý istemek baþka þey, kurada “Yazýk oldu Bayern Münih’e” diye alay etmek, baþka þeydir.
***
Alman takýmýný büyük yapan, aldýðý skorlar ve kazandýðý baþarýlar deðildir. Bunlarý yaparken sergilediði profesyonel bilinç, oyun disiplini, stratejiye sadakat ve özgüvenin sürekliliðidir.
3-0 yenilseler de, 3-0 önde olsalar da; oyuna yaklaþýmlarýnda bir milim bile þaþma olmamasý; büyüklüklerinin DNA’larýna iþlenmiþ doðal kodlarýdýr.
Bu yüzden her yerde, her þartta ve her yýl “Uluslararasý Büyük” olarak kalmayý baþarýrlar.
***
Tolgay Arslan bir pozisyon sonrasý Ribery’nin üstüne öfkeyle ve dövdü dövecek bir havayla saldýrýrken, Bayernli futbolcunun olaðanüstü sakin kalabilmesi ve asla karþýlýk vermemesi; aradaki büyük farkýn önemli bir ipucudur.
Beþiktaþ, hafta sonu oynayacaðý Baþakþehir maçý nerdeniyle; dün geceye odaklý deðildi. Buna raðmen, ikinci yarýda etkili oldu. Ýlk maçýn skor ayýbýný, bir nebze temizlemeye çalýþtý. Ama þunu anlamalýyýz ki; baþka hangi skora veya farka ihtiyacý olsaydý, Bayern onu saðlayacak güçteydi. Bu gerçek deðiþmiyor.