Millet iradesinin katline cevaz veren, alkış ve çanak tutan darbeseverlere yazıklar olsun...
Ülke genelindeki tüm sandıklardan çıkan demokrasiyi beğenmeyip küçük bir meydandan iktidar çıkarmaya çalışan siyaset mühendislerine yazıklar olsun...
Halkın iradesini askerin postalına, tankların namlularına ezdirenlere meşruiyet üretmeye çalışan sahte din adamlarına yazıklar olsun...
Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı’na kelepçe vurduran, medyayı susturan, cemaatleri ve siyasetçileri tutuklatan bir zihniyeti görmezden gelen sahte demokratlara yazıklar olsun...
‘Ölen öldü, kalan sağlar bizdir’ diyerek darbe rejimini kucaklamaya hazır olan reelpolitikçilere yazıklar olsun...
Zalim Esed yönetimini zil çalıp oynatan bu darbeye çanak tutan sözde zulüm karşıtı bölge ülkelerine yazıklar olsun...
Azgın azınlığa makul çoğunluğu feda eden, azınlığın dayatmalarına karşı seçilmiş yönetimi boğduran çağdaş batıya yazıklar olsun...
Darbeci diktatöre 50 yıl tahammül edip seçimle iktidara gelen siyasetçiye 1 yıl dayanamayan demokrat görünümlü diktatör işbirlikçilerine yazıklar olsun...
Katile suç bulmayıp da maktulün hatalarını sıralama yüzsüzlüğü gösteren, darbeye siyasi kılıf üretmeye çalışanlara yazıklar olsun...
Uzlaşı, diyalog, çoğulculuk, çok seslilik diye nutuklar atıp muhafazakar bir iktidara tahammül gösteremeyen seçkinci jakobenlere yazıklar olsun...
Devrim ruhunu yansıtan Tahrir’in hatırasını kirletip darbe üssü haline getirenlere yazıklar olsun...
Türkiye-Mısır, Erdoğan-Mursi benzetmeleriyle Türkiye’nin demokratik iklimini zehirlemeye çalışan darbe havarilerine yazıklar olsun...
Darbeye darbe diyemeyen uluslararası güçlere yazıklar olsun...
***
Mısır’da yaşanan en ilkel ve kaba şekliyle bir askeri darbedir. Bunu hiçbir gerekçe, hiçbir mazeret, yönetimin hiçbir hatası meşrulaştıramaz, mazur gösteremez.
Hiçbir Müslüman ülke, hiçbir din adamı, hiçbir demokrat ülke, hiçbir süper güç bu demokrasi katliamını örtemez, masum gösteremez, farklı yansıtamaz.
Haftalar öncesinden planlanan bu darbe girişimi adım adım hayata geçirilmiş, sadece zihniyeti veya uygulamaları beğenilmeyen bir parti alaşağı edilmemiş, bir ülkenin siyasi geleceğine kastedilmiştir. Bundan sonra hiçkimse Mısır’ın daha demokratik bir ülkeye dönüşeceğinin garantisini veremez. Batı ve doğulu işbirlikçiler Mübarek üzerinden yürüttükleri düzenlerini ve menfaatlerini yeniden kuracakları askeri vesayetle devam ettirme çabası içine girmiştir.
Bu olay, iki yüzlülüğün, çifte standardın ve her türlü sahtekarlığın devletler ve ülkeler düzeyinde nasıl kanıksandığını bir kez daha göstermiştir.
Bu olayla görülmüştür ki, artık bölgede klasik kamplaşmalar ve koalisyonlar yerini olay bazlı (ahlaki değil çıkar odaklı) ittifaklara bırakmıştır. Suriye konusu, Mısır konusu, Filistin konusu, İsrail konusu birbirine zıt, rasyonel ve ahlaki olarak anlamlandırılamayacak işbirliklerine dönüşmektedir.
Allah Mısırlı kardeşlerimizi bir an önce esenliğe ve selamete kavuştursun, dost ve düşmanların haksızlıklarından uzak tutsun.