Radyasyon aslýnda güneþ ýþýnlarýndan ya da bazý doða olaylarý vasýtasýyla günlük hayatýmýzda maruz kaldýðýmýz normal bir olay. Doðal olarak maruz kaldýðýmýz bu miktarýn yýlda 1-3 mGy (miliGray) civarýnda olduðu tahmin ediliyor. Ancak 20. yüzyýldan itibaren geliþen teknolojiler sonucu insanlar günlük yaþamlarýnda normal sýnýrlarýn ötesinde radyasyon etkisi ile karþý karþýya kalabiliyor. Bu konuda insanlarýn þahit olduðu þüphesiz en kötü deneyim, II. Dünya Savaþý sýrasýnda ardý ardýna Hiroþima ve Nagasaki’ye atýlan atom bombalarý olmuþtur. Atom bombasý ile maruz kalýnan kiþi baþýna radyasyon miktarýnýn 100 mGy ve üzeri olduðu bildiriliyor. Ancak bombanýn öldürücü etkisinden kurtulan ve nispeten düþük miktarda (5-99 mGy) radyasyon etkisine maruz kalan kiþilerde kanser geliþimi oranýnda gözlenen korkunç artýþ insanlarýn hafýzalarýnda kötü bir aný olarak yer alýyor. Daha sonra yaþanýlan Çernobil ve son olarak Japonya’da Fukushima Nükleer Santrali facialarýný endiþe ile izledik. Fukushima reaktörüne 20 kilometre uzaklýktaki köyde toprakta ölçülen radyasyon miktarý 2-20 mGy, denizde ise 210-4500 mGY olarak ölçülmüþ.
Bu þekilde doðal olaylar, savaþ ya da nükleer kazalar sonucu ya da mesleði gereði (nükleer týp çalýþaný, diþ hekimi vd.) zorunlu bir þekilde radyasyona maruz kalýnabiliyor. Ancak bir de saðlýðýmýz için maruz kaldýðýmýz radyasyon var. Mesela, tek bir diþ röntgeni çekilmesi için 0,005 mGy gibi çok ufak miktarda x-ýþýný alýnýrken, bilgisayarlý aksiyal tomografi (CAT) taramasý ile karýn bölgesinin incelenmesi sýrasýnda 10 mGy veya mamografi sýrasýnda yaklaþýk 3 mGY gibi bir radyasyona maruz kalýnabiliyor. Tabi bir de kanser radyoterapisi sýrasýnda alýnan radyasyonun etkileri var.
NANE VE MELÝSA ÝLE ÖNLEM
Ýyonize radyasyonun, bazýlarý vücutta birikerek, birçok olumsuz etkiye yol açabilmektedir. Özellikle kanser riskinde artýþ en önemlisi. Hatta yol açtýðý kalýtýmsal deðiþiklikler, yangý cevabýnda artýþ gibi deðiþiklikler etkinin nesiller boyunca sürmesine neden olabilmektedir. Ayrýca radyoaktif olarak etkilenmiþ hücrenin diðer vücut kýsýmlarýna taþýnmasý ile gittiði kýsýmlardaki dokularda meydana getirdiði hasarlar da önemli bir sorun olarak gösterilmektedir.
Radyasyonun zararlý etkilerini hafifletebilecek bitkiler var mý? Bu konuda en dikkat çeken bitki nane. Deney hayvaný ve insanlar üzerinde yapýlan çalýþmalar sonucu çeþitli nane tiplerinin iyonize radyasyonun yaptýðý hasarý hafifletebileceði (radyo protektif), redoks ve yangýyý düzenleyerek hücre DNA’sýnda radyasyonun yol açtýðý hasarlarý onarabileceði ileri sürülmektedir. Tarla nanesi (Mentha arvensis) özütünün (kloroform ile) deney hayvanlarýna vetilmesi ile çok yüksek miktarda iyonize gama ýþýnlarýnýn etkisinden koruyabildiði, týbbi nanenin (Mentha piperita) ise sulu özütü ve nane yaðýnýn ivegen radyasyon belirtileri; kemik iliði depresyonu, mide-baðýrsak epitelinde yaptýðý etkileri ve buna baðlý ölümleri önleyebildiði gözlenmiþtir. Nane çayýnýn ayrýca deney hayvanlarýnda radyonun etkisine baðlý olarak azalan sperm oluþumunu onardýðý bildirilmektedir.
Yine redoks düzenleyici etkisi ile ön plana çýkan ve hoþ aroma kokusu ile yatýþtýrýcý özelliðinde yararlandýðýmýz melisa (oðulotu) bitkisinin radyasyon hasarlarý üzerinde etkili olabileceði bildirilmektedir. Yapýlan bir açýk klinik çalýþmada radyoloji kliniði çalýþanlarýna 30 gün süresince günde iki defa melisa çayý (bir büyük bardak içinde 1,5 gram bitki) uygulanmýþ. Süre sonunda gönüllü klinik çalýþanlarýnýn kan örneklerinde DNA hasarýnýn göstergesi olan aþýrý oksidatif stres seviyelerinde belirgin bir azalma gözlenmiþ. Dolayýsýyla son derece güvenilir ve hoþ lezzete sahip melisa çayýnýn uzun süreli olarak kullanýlmasý radyasyona baðlý risklerin azaltýlmasý bakýmýndan önerilebilir.
Sonuç olarak günlük olaðan yaþantýmýz sýrasýnda isteyerek (güneþlenmek), bilerek (tomografi, röntgen vd.) ya da istemeden (çevresel etkenler) veya mesleðimiz gereði (hekim, mühendis, teknisyen, vd.) radyasyon etkisine maruz kalabiliyoruz. Normal sýnýrlar içerisinde kadýðýnda bir sorun yok, ama! Bu nedenle, sýklýkla nane ve melisa çayýný tüketmekte yarar var. Ancak burada bir uyarý yapmakta yarar var. Baharatçýlarda melisa çayý olarak çoðunlukla daha ucuz olduðu için “yalancý melisa” yani Aloysia triphylla bitkisinin satýldýðýný görüyorum. Bu bitkinin melisa (oðulotu) bitkisi ile hiçbir iliþkisi yok. Dolayýsýyla etki de beklememek gerekir.