Yemek programında aşçı malzemeleri sayarken “Ceviz” diyor. Ne cevizi? Kilosu 40 TL. Ben cevizi en son belgeselde gördüm!
Geçen gün bir yemek programı izleyeyim dedim. Makarnayla yapılabilecek her şeyi yapmıştım. Neredeyse makarnayı suistimal ettiğimi düşünüyordum. Bünyem farklı bir yemek talep ediyordu. Bunu hissediyordum.
Açtım bir yemek programını. Aşçı “Evde bulunan malzemelerle” diye bilgi geçti. Sonra başladı tarifi vermeye. İkinci cümlesi “Markete gitmenize gerek yok, bir avuç ceviz atın...” der demez televizyonu kapattım. Ceviz? Ceviz ne vicdansız? Ceviz ne arar bizim evde? Kilosu 40 lira. Ben cevizi en son üç ay önce gördüm. O da belgeselde. Sürekli belgesel izleyen bir insan olduğum için denk geldim. Evlilik programları izleyen bir tip olsam onu da göremeyecektim. Ayıptır.
O yemek programlarının reytingleri sizi aldatmasın. O programlarda verilen malzemeler sadece çok zenginlerin evinde var. Onlar da zaten evde yemek yapmıyorlar. Fakirlerin seyretme sebebi ise zenginlerin ne yediklerini öğrenmek. Ben annemin bir kere bile televizyon başında not aldığını görmedim. Bazen bir iki malzemeyi yazdıktan sonra üçüncü malzeme anons edilince ağlayarak mutfağa kaçtığını hatırlarım. Jambon, mozarella, enginar gibi malzemeler annemi hep duygulandırmıştır. Oysa biri de çıkıp düz pırasa yemeği tarifi verse eline mi yapışır? Pırasa yemeğinde bile araya mozarella sokuşturuyor, jambonu ittiriyor. Vicdansızlıktır bu.
HAVUCUN İÇİNE PEYNİR
Tombul aşçı kadın bu tarifleri verirken bir de “Ekmeği hayatınızdan çıkarın” diyor iki dakikada bir. Ya ben ekmeği hayatımdan çıkarsam boşluğa düşerim. Gözlerimi sabit bir noktaya dikip kımıldamadan dururum. Arabesk dinlemeye başlarım. Sonunda köprü altında bulursunuz beni.
Geçen gün ekmeği hayatımdan çıkarıp yerine havuç koydum. Size şunu söyleyeyim, böyle bir rezillik yok. Elimdeki havucu fasulyenin suyuna bandırıp yedim, havucun içine peynir koydum yedim, havuçla ağzımın kenarını sildim... Tık yok. Sonunda gözyaşlarıma hakim olamadım ve hıçkıra hıçkıra koşup fırıncıma sarıldım. Bir süre ağladık, sonra “Napıyon lan!” diye azarladı beni. Olsundu.
Beni en çok üzense “Makarnayı da hayatınızdan çıkarmanız gerekiyor” lafı oldu. Karbonhidratmış. Bak sen! Yeni mi karbonhidrat oldu bu? Eskiden vitamin miydi? Biz makarnayı vitamin veya protein olduğu için sevmedik ki! Paketi 50 kuruş olduğu için sevdik.
KAN GRUBUMU DEĞİŞTİRECEĞİM
Baktım bu şekilde olmayacak, kan grubuna göre beslenme diye bir şey keşfettim. Her bir kan grubu için faydalı yiyecekler listelenmiş, kendi grubunuza bakıp oradan seçip yiyebiliyorsunuz. Elbette parasıyla. Benim kan grubum A. Her zaman gurur duyduğum asil bir kan grubu. Fakat listeye şöyle bir baktığımda benim grubuma hep pahalı yiyecekler düşmüş. Ölüm grubu! Bu listeyi kim hazırlamışsa bazı gruplara açıkça iltimas geçmiş. Kendisi de muhtemelen 0 grubu. Çünkü 0 grubu neredeyse yerden taş alıp yese yarıyor. Biz ise enginar yemeden, mideyi mozarella ile doldurmadan sağlıklı olamıyormuşuz. Böyle saçmalık olmaz.
İnanın o çok sevdiğim kan grubumu değiştirecek seviyeye geldim. Bugüne kadar küçümseyerek baktığım 0 grubuna geçeceğim. Maddi durumu toparlayınca tekrardan A’ya dönerim. Bana bunu yaşatanlar utansın.