Yemek yemek ciddi bir iştir!

Söz konusu yemekse, birinci kural iç güdülerinin uyumasına göz yumma!  İki, yemek yerken doğayı talan etme, tabiatı tehdit eden markaları tüketme çünkü doğa yoksa sen de yoksun!

Neden aniden havuç yemek istersin? Öğretiler, kalıplar, jan janlı reklam panolarını ve bağımlılık konusunda sigarayı geride bırakan rafine şekeri bir tarafa bırakabilirsek metabolizmamızın saat gibi çalıştığı gerçeğini fark edebiliriz. Bir gıdaya şiddetli istek, o gıdadaki mineral veya enerjiye bedenin ihtiyacından kaynaklanabilir.

Hatırlayın, hastalandığınızda ilk günler iştahsız olabilirsiniz. Bunun nedeni vücudun “Neler oluyor?” sorusuna cevap bulma dönemine girmesidir. Kendini dinleyip hangi besinleri depolaması gerektiğini anlaması için bir süreçtir. Ama soğuk algınlığı gibi yaygın ve metabolizmanın galip gelebileceği hastalıklarda beden bir kaç gün içinde belli gıdalara yönelmeye başlar. Örnek, pisikolojik olarak çöküntü yaşıyorsanız mutluluk hormonu seratonin salgısı gerçekleştiren karbonhidratlara yönelirsiniz. Ameliyat geçirmiş bir insanda kas ve bağlarında önemli derecede hasarlar olur ete karşı iştahı artar. Vücuttaki kimyasal maddelerin azalması bu maddelerin yoğun olduğu gıdalara karşı hassasiyet geliştirir.

Mesela domates suyu buna çok iyi bir örnek. Günün birinde domates suyunu sevmeyen hatta öyle bir içeceğin farkında olmayan kişilerin uçak seyahatinde domates suyu içtikleri fark edildi. Bunun üzerine Alman hava yolları Lufthansa seneler önce bir araştırma yaptı. Uçaktaki kabin basıncı kana daha az oksijen gitmesine neden oluyordu. Bu durum sinüsleri kurutuyor ve tat alma reseptörlerimizin hassasiyetini azaltıyordu. Böylelikle yerde daha topraksı bir tadı olan ve ferahlık vermeyen domates suyunun asitli yanı yerden 30-35 bin fit yükseklikte öne çıkıyor, yer ortamına göre daha ferahlatıcı, mineralli bir tat alınıyordu. Tercih sebebi gerçekten sinüsler tıkandığı için koku alamamak ve bu sebeple tat algısının farklılaşması olabilir miydi? British Airways bunun üzerine yolculara burun spreyi dağıtıp sinüslerini açmalarını sağladı. Artık koku alabiliyorlardı ancak bu deneme başarısızlıkla sonuçlandı, çünkü domates suyuna talep hala aynıydı. Bunun sebebi uçakta vücudumuzu fazlaca dinlememiz ve basınç ortamında ihtiyacı olan bir besini bilinç altı seçmemiz olabilir mi? Peki senin vücudun bu gün ne yemek istiyor?

Doğayı Talan Etme! Hayatta kalmak için bencil olmalıyız. Ancak bu bencillik insanoğluna doğayı talan etme yetkisini vermemeli. Hayatta kalma dürtüsüyle tam tersi doğayı koruyarak bu döngüdeki yerimizi tekrar hatırlamalıyız. Çünkü doğa yoksa biz zaten yokuz...

O hayvan boşuna ölmesin!

Ahlaklı bir duruşu olmalı yemek eyleminin. Hayatta kalmak için yemek yerken diğer canlıların doğal yapısını ve döngüsünü bozmak kabul edilebilir bir konu değil en azından doğa için... Doğanın bunu kabul etmediği tepemizdeki koca ozon deliği ve küresel iklim değişikliği ile zaten ortada. Uzun söze gerek yok. Hepimizin eninde sonunda öleceği gerçeğini kabul edelim. Bu gün itibarı ile bir tek lokma çöpe gitmesin, illa hayvan yiyeceksek o hayvan acı çektirilmeden kesilsin, hiç bir santimetre karesine burun kıvrılmasın. Ciğer yemem, beyin soframa gelmesin denmesin. Yani kısaca en azından o hayvan boşuna ölmesin...

Modern çiftlik besiciliği insanlık tarihinin en büyük suçlarından

Ramazan ayındayız. Hazır zamanı gelmişken sizleri yemek yeme eyleminin farklı boyutlarına kafa yormaya davet ediyorum. Yemek yeme eylemi, 21’inci yüzyıl insanının arsızca üretim ve tüketim biçimi sebebiyle doğayı talan ettiği bir tüketim şekli üzerine kurulu. Satış rekorlarıyla beklenmedik bir çıkış yapan ‘Sapiens’ kitabının yazarı Yuval Noah Harari’nin bir yorumu bence meselenin özü: “Çiftlik hayvanlarına acı ve stres hissedebilen canlılar olarak değil bir makine gibi yaklaşıyoruz. Bir inek, buzağısını beslemek için süt üretir. Ama insanlar yavruyu alıp keser. Modern çiftlik besiciliği bence insanlık tarihinin en büyük suçlarından biri.”

22 günde gelen lezzet

Sortie’nin içinde yer alan Etna Steak Restoran’a özel bir lezzet olan Etna Lokum, Ramazan’da farklı lezzetleri deneyimlemek isteyenler için cezbedici bir seçenek... Dana Bonfilenin en yumuşak bölgesi olan göbek kısmından alınan parça ile hazırlanan yemeğin sırrı pişirilmeden önce özel bir sosta 22 gün boyunca dinlendirilmesinde yatıyor.

Kişiye özel iftar menüsü

Saray Muhallebicisi’nde bütçenize uygun iftar menüsünü ek ücret ödemeden kendiniz oluşturabiliyorsunuz. Tavuk etli çorba, Saray döner, tavuklu pilav, kazandibi, Saray sarma, ekmek kadayıfı gibi klasikleşmiş tatlarının yanı sıra manda sütünden özel üretim doğal yoğurt, ayran, kaymak ve dondurmanın yer aldığı sağlıklı ürünlerle iftar yapabilirsiniz.

Bayramın keyfini çıkarın

The Grand Tarabya, Ramazan Bayramı’na özel olarak hazırladığı tatil paketiyle konuklarına eşsiz bir tatil deneyimi sunmaya hazırlanıyor. 1-10 Temmuz tarihleri arasında geçerli olan Ramazan Bayramı paketi, tatilini eşsiz Boğaz manzarasıyla İstanbul’da geçirmek isteyenlerin vazgeçilmezi olacak. Konuklarını bayramda da avantajlı fiyatlar ile ağırlayacak olan otel, ayrıcalıklı bir tatil arayışında olanları bekliyor.

Özel sunumlu bal kabağı çorbası

Elite World Otelleri on bir ayın sultanı Ramazan ayı süresince Türk ve Osmanlı mutfağının en seçkin lezzetlerini, tasavvuf müziği eşliğinde açık büfe ve set menü olarak misafirlerinin beğenisine sunuyor. Ramazan ayı için özel olarak hazırlanan bal kabağı çorbası çavdar ekmeğinin içinde servis ediliyor. Lif yönünden zengin olması nedeniyle doyurucu etkisi olan çorba ayrıca, sindirim sistemine de destek oluyor.