TBMM Baþkanlýðý’na Ýsmail Kahraman’ýn seçimi sürpriz olmadý. Bu makam, adaylýðýndan itibaren yakýþtýrýlýyor, bekleniyordu.
Ýstanbul için ‘birin biri’ denilen 1. Bölge 1. sýra milletvekili adayý olmasý önemli bir göstergeydi.
Kahraman, AK Partililer ve muhafazakar camianýn ‘aðabey’i.
1960’lardan itibaren Ýstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Talebe Cemiyeti Baþkanlýðý’ndan, Milli Türk Talebe Birliði Genel Baþkanlýðý’na, Birlik Vakfý ve Türkiye Gönüllü Teþekküller Vakfý kurucu baþkanlýklarýna kadar, camianýn liderlerinden biri oldu.
Refah ve Fazilet Partisi’nden iki dönem milletvekili seçildi, 54. Hükümet’te Kültür Bakanlýðý yaptý.
Dönemin ‘genç siyasetçileri’ için ‘aðabey’ konumu hiç bozulmadý.
Bunda, aktif siyaset kadar ‘sivil toplumcu’ kiþiliðinin önemli etkisi var.
Ýçinde bulunduðu siyasi gelenekten AK Parti’nin doðuþu sýrasýnda yaþanan ‘ayrýþma’da da ‘kapsayýcý’ rolünü koruyabildi.
AK Parti hükümetleri döneminde de ‘sivil toplumcu’ olarak desteði ve yer yer uyarýlarý, ikazlarýyla gündeme geldi.
Sözleri etkili de oldu.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, baþbakanlýðý döneminde Rize’de yaptýrýlan kültür merkezine adýný verdi; Rize Recep Tayyip Erdoðan Üniversitesi Mütevelli Heyeti Baþkanlýðý yaptý.
Ve tarih onu, Erdoðan’ýn ardýndan ‘devletin iki numaralý koltuðu’na oturttu.
Bir baþka taraftan, devletin ilk iki koltuðu iki Rizeli’ye emanet artýk.
TBMM Baþkaný Ýsmail Kahraman, Pazar günü seçimden önce Genel Kurul’a geliþinde, ikinci oylamadan sonra kuliste gazetecilerle konuþurken hiç de ‘siyasete uzun süre ara vermiþ’ bir görüntü vermedi.
Seçimin ardýndan geçici baþkan Deniz Baykal’dan görevi devraldý, ardýndan hemþehrileri, TBMM yöneticileri ve bazý milletvekilleriyle yemekte buluþtu.
Benim tanýk olduðum dönem itibariyle, Birlik Vakfý’nýn bir konferansý veya yemeðindeki rahatlýktaydý.
Hayýrlý olsun faslýndan sonra yemek sýrasýnda sohbet ettik.
Konuþtuklarýmýzý yayýnlama konusunda iznini almadýðým için içeriðine girmeyeceðim.
Ancak edindiðim izlenim þu:
TBMM yeni dönemde anayasa ve sistem tartýþmasý dahil siyasal, sosyal ve ekonomik alanda yapýlacak reformlara sahne olacak. Bu da oturumlarýn yönetimini zorlaþtýracak. TBMM’de bir süredir yaþanan ‘çalýþtýrmama’ muhalefeti devam ederse, Kahraman’ýn ‘aðabey’liði olumlu yönde etki edecektir.
Bir baþka konu ise daha güncel; yemini geçersiz sayýlan Leyla Zana’nýn durumu.
Kahraman’ýn TBMM Baþkaný olarak bir inisiyatif almasý beklenebilir.
Ancak bunun için belki TBMM yönetimi dediðimiz, Baþkanlýk Divaný ve partilerin grup yönetimlerinin belirlenmesini beklemek gerekiyor.
Baþkan’ýn önümüzdeki günlerde yapacaðý istiþarelerin sonucunda bu yönde bir adým atmasý þaþýrtýcý olmayacak.
***
Leyla Zana tarafýnda ise durum daha net görünüyor. Bir kaynaðým, Zana’nýn “Ben dikkat çekmem gereken yere dikkati çektim; bundan sonrasý Meclis’in iþi” demekle yetindiðini söyledi.
Bu ifade iki yönlü de yorumlanabilir.
Zira, Zana yemini tekrarlamamakta kararlý görünüyor. Eðer kararýnda ýsrar ederse milletvekilliðinin düþmesi gündeme gelir mi, gelmez mi tartýþmasý olsa da; genel kanaat sorun olmayacaðý yönünde.
Zana bu haliyle milletvekili olarak kalabilir, ancak yasama çalýþmalarýna katýlamaz, oy kullanamaz.
Milletvekilliðinin düþmesi ise sözkonusu deðil. Zira 2011 seçimlerinden sonra gündeme gelen ‘tutuklu milletvekilleri’ örneði, Zana’nýn da Meclis çalýþmalarýna katýlmasa da milletvekili olarak kalabileceðini gösteriyor.
Ýkinci yorum, Zana’nýn ‘gündeme getirdim, maksat hasýl oldu’ diyeceði noktada yemini tekrar edebileceði yönünde...
Öte yandan;
Zana’nýn iþaret ettiði ‘milletvekili yemin metni’ne iliþkin tartýþma yeni deðil. Hemen her parti, en azýndan ‘Türkçe’ bakýmýndan metni yanlýþ buluyor.
Ancak yemin metni üzerinde yapýlacak bir çalýþmada sadece ‘Türk milleti’ deðil, ‘Atatürk ilke ve inkýlaplarý’nýn da gündeme gelebileceði ve tartýþmanýn uzayacaðý, yeni bir gerginlik yaratacak þekilde uzayacaðý endiþesi de var.
Meclis Baþkaný Kahraman, bugünkü TBMM oturumunda ‘daha geniþ bir konuþma yapacaðýný’ duyurmuþtu. Belki bu konuþma ‘yemin metni’ veya Zana’nýn yeminine iliþkin bir iþaret de taþýyabilir.