Önceki günkü Sabah gazetesinde Mehmet Ali Berber imzasýyla yayýnlanan haber, Baþbakan’ýn yeni bir Akil Ýnsanlar heyeti oluþturmakta olduðunu bildiriyordu. Haberin özeti þöyle:
“Baþbakan Tayyip Erdoðan, yeni bir danýþmanlýk ve Akil Ýnsanlar süreci baþlatma kararý aldý. Baþta ‘Çözüm Süreci’ olmak üzere birçok kritik virajda düþüncelerine baþvurduðu, çözüm önerilerini dinlediði Akil Ýnsanlar ile Erdoðan, bu kez daha uzun soluklu ve kalýcý bir yola çýkýyor. Ýsimleri halen belirlenme aþamasýnda olan yeni Akil Ýnsanlar Heyeti, Erdoðan’a Köþk seçimi öncesi güncel toplumsal konularda çözüm önerileri sunacak. Erdoðan Köþk’e çýkarsa heyet, kalýcý danýþma kurulu olarak Erdoðan ile beraber çalýþacak.”
Öncelikle böyle bir giriþimi olumlu bulduðumu belirtmeliyim.
Tayyip Erdoðan, taa Ýstanbul Belediye Baþkaný olduðunda yaptýðým teklif bu idi:
“Sizinle hiçbir maddi baðý olmayan kiþilerden müteþekkil bir heyet oluþturun ve her ay size, dýþardan nasýl göründüðünüzü söylesinler.”
Ýstanbul Belediye Baþkanlýðýný Tayyip Erdoðan’ýn üstlenmesi o gün de büyük bir hadiseydi. Tayyip Bey, bu görevle, gerçekten farklý bir yolculuða çýkmaktaydý ve ben onun baþarýlý olmasýný diliyordum.
Tayyip Bey, siyasette ilerledi ve bugün, Cumhurbaþkanlýðý için ismi en çok geçen ve ismi etrafýnda en çok tartýþma yapýlan kiþi haline geldi.
Tayyip Bey’in yeni bir “Akil Ýnsanlar Heyeti” oluþturma giriþimi neden önemseniyor, denirse, Akil Ýnsanlar olgusunun, toplumun ortak aklýný yansýtabileceði ve Tayyip Bey’in o insanlarýn danýþmanlýðýnda daha az tartýþmalý bir dünya oluþturabileceði ümidinden söz edilebilir.
Kuþkusuz “yeni” Akil Ýnsanlar oluþturma düþüncesi, “eski” oluþumun verdiði ilhama dayanýyordur.
Eski oluþumu ben de içinden yaþadým. “Çözüm süreci” etrafýnda oluþan Akil Ýnsanlar Heyeti’nin en kritik bölümlerinden birisi olan Ýç Anadolu’da çalýþtýk, halkýn duygu-düþünce dünyasýna tanýklýk ettik, ardýndan da sayýn Baþbakan’la bir araya geldik.
Baþbakan - Akil Ýnsanlar buluþmalarýnýn, son derece özgür bir düþünce alýþveriþine sahne olduðunu söylemeliyim. O grupta, aslýnda Ak Parti’ye karþý olan, muhtemelen BDP - Öcalan cenahýnca önerilen ama, ülkenin bu kanlý süreçten çýkmasý misyonunu önemseyen birçok isim vardý. Herkes söyleme gereðine inandýklarýný söyledi. Zaman zaman Baþbakan’la çok farklý düþünce açýklamalarý da oldu.
Þu net:
Akil Ýnsanlar Formülü, Baþbakan’a da kazandýrdý, Türkiye’ye de kazandýrdý.
Burada, Türkiye’nin neden kazandýðý açýk. Artýk kan akmýyor. Türkiye’nin büyük enerjisi, daðlara gömülmüyor. Süreç bitmiþ olmasa da, iki yýl içinde kanýn akmýyor olmasý da bir ilerlemedir.
Peki Baþbakan ne kazandý? Bence bunun da sayýn Baþbakan tarafýndan deðerlendirilmesi gerekiyor. Bence kazanç þu: Baþbakan, Akil Ýnsanlarý, Türkiye’nin farklý renklerinin buluþtuðu bir platform olarak gördü, onlarla bir iletiþim zemini oluþturdu ve ülkenin sorunlarýnýn birlikte göðüslenebileceðini örnekledi. Yine Baþbakan, kendi düþüncesiyle buluþmayan çevrelerle iletiþim zeminin kaybolmamasýnýn faydalarýna tanýklýk etti. Baþbakan’ýn o toplantýlar boyunca konuþmalarý, deðerlendirme ve eleþtirileri saatlerce dinlediðini, not aldýðýný, sabýrla cevaplar verdiðini gördük. Ýkna ve tatmin olundu, olunmadý ayrý konu, ama insanlar, Baþbakan’ýn sabýrla dinlediðini, cevap vermeye çalýþtýðýný gördüler. O ortamlarýn “samimiyet”i üzerine bir þey söylenemez. Ve bu samimiyet, yönetenlerle iliþkide önemli bir iletiþim zemini.
Bugün.
Dün Akil Ýnsanlar heyeti içinde yer alan birçok ismin Baþbakan’ýn iletiþim alanýnýn dýþýna çýktýðý söylenebilir. Bence bunun sebepleri üzerinde de durulmalý, sorumluluk adýna kimin payýna ne düþüyorsa, saðlýklý bir özeleþtiri yapýlmalýdýr.
Hiç tereddüt etmeden, Akil Ýnsanlar adýyla veya deðil, Baþbakan’ýn etrafýnda, veya yarýn Cumhurbaþkanlýðý söz konusu olacaksa, orada, “samimiyet”i en baþa koyarak, doðrularý söyleyecek bir heyetin bulunmasý gerektiðini söyleyebilirim. Ýnsan bazen, sýcak geliþmeler içinde neyin nasýl göründüðünü tespit edemeyebiliyor. Ýþte orada, mesela Yavuz’un yanýnda Hasan Can’lar, Fatih’in yanýnda Akþemseddin’ler hayati önem kazanýyor.