Yeni araç

Ýkinci Dünya Savaþý’nýn sonuna doðru Alman istihbarat kurumunun yöneticisi Amiral Canaris, Ýsviçre’de ABD’nin istihbaratçýlarýyla görüþtü ve savaþýn sonuna yaklaþýldýðýný, Almanya’nýn kaybedeceðinin anlaþýldýðýný ve Berlin’e önce Ruslar gireceði için tüm belgeleri alacaklarýný ve mensuplarýný kontrol edeceðini, Almanya’nýn buna razý olmadýðýný ve istihbarat servisinin belgelerini ve mensuplarýný ABD’nin kontrolüne býrakmayý uygun bulduklarýný söyledi. Hitler’in bundan haberi yoktu ve partisinin istihbaratçýlarý bunu tespit edip haber verdiler.

Canaris yargýlanýp idam edildi. Yerine geçen general Gehlen de ayný görüþteydi ama bunu saklamasýný bildi. Savaþtan sonra Gehlen bir ABD elemaný gibi çalýþtý ve özellikle Güney Amerika’da örgütlenen ve ABD karþýtý politikalar izleyen katolik kiliselerinin kontrolünde ve ABD istihbaratýnýn geliþmesinde rol oynadý.

Mesela þu soruya cevap verelim: ABD, Almanya’yý yendi ve tüm istihbarat dökümanlarýna el koydu ve istihbarat mensuplarý ise ABD adýna çalýþmasalar bile esir konumundaydýlar. Sorumuz þu: Savaþ süresinde Türkiye’de hiç Alman istihbaratý çalýþmadý mý? Ne bir eylem ne de bir þahýstan haber alýnmadý. Oysa Türkiye en çok izlenen ülkelerden biriydi. Þöyle deðerlendirebiliriz: Türkiye’deki yapý artýk ABD’nin etkisi ile ve buradaki Ýngiliz istihbaratýnýn çalýþmalarýný tespit edip gerekli tavrý alýyorlardý. Yani ülkemiz kendi dýþýndaki bir mücadelenin alanýydý.

***

Savaþtan sonra dünya ikiye ayrýlmýþtý. Ülkeler arasýndaki mücadeleler istihbarat servisleri üzerinden devam etmektedir. Güçlü servisleri olan ülkeler dostluklarý, düþmanlýklarý operasyonlarý ile belirlemektedir. Savaþtan sonra ortaya çýkan büyük güçler ayrýþmalarý ya da ittifaklarý ona göre oluþturuyorlardý. Mesela bu etkilerle bizim  düþmanýmýz o günlerde SSCB olarak kabul edilmiþti.

Mücadeleler de bu kapsamda  yapýldý. Esasýnda istihbarat kurumunun görevi ülke politikalarýný etkilemesi muhtemel yapýdaki tüm yabancý istihbarat kurumlarýnýn faaliyetlerinin objektif düzeyde ele alýnmasýný ve deðerlendirmesini gerektirmektedir. Bir dost ülkenin gizli bir faaliyette bulunmasýný düþünmesek bile her ihtimalin varlýðýný kabul etmek zorundayýz. Bizim kurumumuzun da hedefi dost ya da düþman saydýðýmýz tüm yabancý faaliyetleri izlemek ve gerektiðinde engellemektir. Bir zamanlar Türkiye’de çok sayýda insanýn düþman tarafýnda olduðu yani komünist olduðu kabul ediliyordu.

Bunlar tespit edildi ve faaliyetleri engellendi. Diðer istihbarat servisleri ise bunlarý yani uydurma komünistleri destekliyor ve kendilerinin gözden uzak olarak faaliyette bulunmalarýndan memnun oluyorlardý. Mesela bir dönem Mao’cu solcular etkili olmaya baþladýlar ve bunlara karþý en sert yorumu Moskova yapýyordu. Bunun bir ülkeye karþý yapýlmýþ en önemli operasyonlardan biri olduðunu da söyleyebiliriz. Gücü olmayan ama gösteriþli bir düþman yaratýlýyor ve baþka kimse aranmýyordu.  

Dýþ güçleri dost ya da düþman olarak ayrýþtýrmak yanlýþtýr. Bu ayrýþma belli konularda beraber olup olmama olarak anlaþýlmalý ve zamana uygun olarak düþünülmelidir. Ön yargýlarýn en önemli zararý düþünüp doðrularý bulmayý engellemesidir. Geçmiþte en büyük düþman kabul ettiðimiz Rusya þimdi ekonomik iliþkilerimizin geliþmesini istediðimiz bir ülke olmuþtur. Þimdi komünist deðiller ama bu ideolojik bir tercih deðildir, deðiþim her zaman mümkündür. Çünkü komünizm de onlarýn tercihi deðildir ve bunun zararlý olmasýný engellediler. Ülkeler arasýndaki birlikteliðimizi ideolojik sebeplere dayandýrmamalýyýz. Ýstihbarat servislerinin önemini anlamalý ve hesap yapmalý ve uygun olan politikayý izlemeliyiz. Zaten ideoloji de bunlardan biridir ama tamamý deðildir.