‘Yeni Avrupa’ ile ilişkimizi ve kavramı sorgulamalıyız

Türkiye-AB ilişkisinde yeni pencereler açılmadan veya gereksizler kapanmadan bir not düşme zamanı: Avrupa daha doğrusu “çok parçalı birlik olma” görüntüsü veren Avrupa, “çekirdek tezini değiştirdi” ve varolan yapı içinde “bazılarını taşımanın lüzumsuz” olduğunu da planlayarak, “YENİ AVRUPA” olarak karşımıza çıkmaya hazırlanıyor... Bu planın ana “yapıcıları” ve zorlayacakları yapının ekseni de artık belli; Almanya-Fransa çizgisi... Veya daha değişik ifadesiyle; “Franco-Germen çekirdek yapısı”...

Sevgili dostlar, Almanya-Fransa hattında, SON ÇIKIŞ OLARAK, kurulacak yeni Avrupa’da bazılarına göre “safralar” olmayacak! Daha “sıkı”, daha “Hıristiyan”, daha “küçük” ama daha “güçlü” olmayı deneyecek yeni bir yapı göreceğiz...

Sonuç: Ortaya çıkan sürecin detaylarını bugünden yazmayı denesem, 10 yıl önce “Avrupa’nın büyük çöküşü” dediğimde “OLUR MU” diyenler yine “OLMAZ” DİYECEKLER! Bu yüzden şimdilik sadece şunu yazarak bitireceğim: Türkiye’nin katılmayı düşündüğü “Avrupa Birliği” ALGILADIĞIMIZ HALİ İLE BİTTİ! Şimdi “Türkiye’nin Yeni Dünya Düzeni” içinde rakibi olmayı deneyecek FRANCO-GERMEN bir yapının hızla kurulmaya çalışılacağını göreceğiz... Bu noktada AB kamuoyunda da tartışılan bir kavramı da sorgulayalım; AVRO-TÜRK bir oluşum Avrupa’yı düştüğü durumdan kurtarabilir mi?

Son söz: 2001 krizinden bugüne net olarak “Avrupa’nın asla birlik olamadan ekonomik çöküş sonucu projenin YÖN DEĞİŞTİRECEĞİNİ veya tamamen biteceği” tezimi savunuyorum. Yazılarım arşivlerde duruyor. Bugün bunu görmek ve savunmak zor değil. Şimdi bir adım ileri gitmemiz ve Türkiye’nin çöken Avrupa yerine küresel düzenin içinde yerini alması gerektiğini görmemiz gerekli. Net olarak şunu iddia ediyorum; yeni dünya düzeni içinde üç ana eksen olacak: 1- Amerika, 2- Türkiye-Moskova çizgisi ve periferisi, 3- Çin-Hindistan-İran’dan Japonya’ya uzanan hat... Burada en önemli soru; Rusya nerede yerini alacak. Türkiye ile “Türki devletler ve Ortodoks coğrafyası üzerinden yeni bir bağ-yeni bir sentez mi” oluşturmayı deneyecek yoksa Çin tarafında mı bir yer seçecek? Türkiye, devlet kademesinden başlayarak, toplumun en küçük hücresine kadar şu gerçeği çok iyi anlamalı ve sindirmeli; Türk Devleti ile Avrupa Birliği ilişkisi bu şekilde “bizi oyaladıklarını sandıkları” düzlemde devam edemez! Türkiye, tarihsel gerçekleri-coğrafyası-etnik-sosyal yapısı-manevi değerleri ve yeni dünya düzeni içindeki konumuyla Avrupa’nın da yukarıda anlatmaya çalıştığım YENİ AVRUPA’nın da alternatifi veya AVRO-TÜRK bir oluşumun ana parçası olabilir! Yeni küresel düzen içinde oluşan “3 merkezden biri olmaya en güçlü adaydan” biridir ve AVRUPA gibi biten-YENİ AVRUPA deneyen, bir yapı içinde kendini harcamadan-harcatmadan geleceğini sorgulamalıdır! Tekrar ediyorum; YENİ AVRUPA, ALTERNATİF YOL ve AVRO-TÜRK OLUŞUM gerçekçi mi gibi soruları objektif olarak sorgulamamız ve sentez’i oluşturmamız gerekli!