Yeni bir müzikal icat ettik

Anne Hathaway’le En Ýyi Yardýmcý Kadýn Oyuncu ödülü dahil, En Ýyi Ses Miksaj ve En Ýyi Makyaj dallarýnda da Oscar kazanan Sefiller filminin yönetmeni Tom Hooper’dan STAR’a özel röportaj...

AKADEMÝ ödüllerinde bu yýl iki ölümsüz romaný beyazperdeye taþýyan Anna Karenina ve Sefiller, müzikal olmalarýyla dikkat çekti. Bu türde yaþanan giþe sýkýntýsý ortadayken Sefiller gibi bir klasiði müzikal olarak tekrar karþýmýza çýkaran yönetmen Tom Hooper, çocukluðundan beri müzikallerle ilgili olduðunu, Sefiller filminde oyuncularýn canlý þarký söylemesinin bir devrim olduðunu söylüyor. En Ýyi Yardýmcý Kadýn Oyuncu, En Ýyi Ses Miksajý va En Ýyi Saç Tasarýmý dallarýnda Oscar kazanan filmin yönetmeni Hooper, geçen yýl Zoraki Kral’la aldýðý En Ýyi Yönetmen Oscar’ýný bu yýl kazanamasa da belki de bir daha yapamayacaðý keþfe imza atmanýn mutluluðu içinde.

ÝNSANI ÜRPERTEN ÜÇ AN

-Bu proje sizin için nasýl baþladý?

 William Nicholson ile Zoraki Kral vizyona girmeden once baþka bir senaryo üzerinde çalýþýyordum. Nicholson, ondan müzikali uyarlamasýný istediklerini söyledi ve o anda kafamda alarmlar çaldý, ‘Çok ilginç bir fikir’ diye düþündüm. Daha önce hiç yapýlmamýþ olmasý beni cezbetti. HBO için Amerikan Devrimi’ni konu alan John Adams’ý yönetirken Fransýz Devrimi’ni o açýdan görmek çok ilgimi çekmiþti çünkü bu iki devrimin arasýnda güçlü bir iliþki olduðunu fark etmemiþtim. Bazý yönlerden Amerikan Devrimi, Fransýz Devrimi’nin babasý sayýlýrdý. Yani devrim dönemine ilgi kanýma iþlemiþti.

-Müzikali izlemiþ miydiniz?

 Küçükken ailem beni pek çok müzikale götürmüþ olsa da ne tuhaftýr ki bu müzikali hiç izlememiþtim. Ýzledikten sonra kafamdaki alarmlar daha da þiddetli çalmaya baþladý. Müzikalde insaný ürperten üç ya da dört an var. Bu benim için müzikalin çok özel olduðunu gösteren bir iþaret. Zoraki Kral’da gurur duyduðum bir þey vardý. O da filmin insanlarda harekete geçirdiði duygulardý. Film için gittiðim uzun turda hiç durmadan filmin tanýtýmýný yaptým ve benim için en tatmin edici þey, filmin insanlarý etkilemiþ olmasýydý.

-Sefiller’de bunu görebildiniz mi?

 Evet. Sefiller’in 25 yýldýr hayatta kalmasýnýn nedenlerinden biri insan bedenine duygu aþýlamasý. Ýnsanlarýn onu tekrar tekrar izlemesinin nedeni de bu duyguyu sýradýþý bir yoðunlukla yeniden duyumsabilmek. Ýlk seyrettiðinizde keyif aldýðýnýz o duyguyu size yeniden hissettirebiliyor.

-Bu yeni bir yaklaþým mý yani?

 Ben cesur gerçekçi sinema geleneði içinde büyüdüm. Hikayeye olan yaklaþýmým realist ama bu bir müzikal olduðu, þarkýlar söylendiði için seçimlerimde biraz daha dýþavurumcu ve operaya yönelik bir tavýr takýnmam ve gerçekliði abartan anlara izin vermem için bir fýrsat. Ayrýca bütçede de çok daha büyük özgürlük söz konusuydu. Bir de epik kelime daðarcýðýyla çalýþacak olmak da bir fýrsattý çünkü Zoraki Kral’da koca bir dünyanýn gerçekte hiç görmeden ya da sadece bir ya da iki kez görerek yaratýlmýþ bir ilüzyonu vardý.

-Oyuncularýn canlý þarký söylemesine ne zaman karar verildi?

 Þarkýlarý canlý söyleme fikri beni çok heyecanlandýrmýþtý. Filme uyarlanan bazý müzikallerde bazen izlediðinizin gerçek olduðuna inanamýyorsunuz diye düþünüyorum. Acaba bunun nedeni filmde söylenen þarkýlarda doðal olarak bir yapaylýk olmasý mý? Benim teorim, þarkýlar canlý söylenirse bu türün insanlara sunuluþunda devasa bir deðiþiklik olacaðýydý ve ilk denemeler -geçen yýlýn ekim ayýnda Hugh Jackman ile deneme çekimleri yapmaya baþlamýþtým- inanýlmazdý.

-Bu, oyunculuklara ve filme ne kattý?

 Bunu Hugh canlý þarký söylerken anlýyorsunuz. Ýlk sahnelerden birkaçýný gösterdiðim hiç kimse þarký söyleyerek iletiþime geçilen bir dünya olduðu fikrini içselleþtirmekte zorlanmadý. Bir dakika içinde o dünyanýn içine giriyorsunuz ve her türlü kuþkunuzu bir kenara atmakta hiç tereddüt etmiyorsunuz. Bu çok heyecan verici bir keþifti ve herkesin filmde þarkýlarý canlý söylemesiyle bu durum enerji kaynaðý haline geldi. Film çok daha dramatik bir hal aldý çünkü oyuncular role büründükleri anda seçim yapmakta serbestti. Ýyi oyunculuk genelde role bürünmekle ve o anda özgür olmakla alakalýdýr. Þarkýlarý önceden kaydettiðiniz zaman çekimlerde üç dört ay önce aldýðýnýz kararlarý takip etmek zorunda kalýyorsunuz. Þarkýlarýn canlý söylenmesi oyuncularýn tempoyu, ritmi deðiþtirebilmesi, küçük deðiþiklikler yapabilmesi ve böylece rollerine gerçekten bürünebilmeleri, çekimlerin hýzlý ve heyecan verici olmasý demek.



DAHA ÖNCE KULLANILMAMIÞ BÝR TEKNÝÐÝN ÖNCÜSÜYÜZ

-Daha önce müzikal projelerinde yer aldýnýz mý?

Ne tuhaftýr ki ben film yönetmeni oluþumu müzikale borçluyum çünkü 11 ya da 12 yaþlarýmda öðrenciyken, her yýl sahneye bir müzikal koyardýk ve ben de iki yýl müzikallerde oynamýþtým. Birinde korodaydým, ikinci müzikalde de küçük bir rolüm vardý. Bu sayede iki harika þey oldu: Birincisi, bana oyuncu olmamam gerektiðini fark ettirdi, ikincisi de yönetmenliði çok sevdiðimi keþfettirdi. En baþýndan beri bir müzikal çekmek için can attýðýmý söyleyemem. Bence benim ilgilendiðim þey daha çok sürekli kendini tekrar etmeme izin vermemek. Bu türü, kelimenin tam anlamýyla yeniden icat ettik. Ekibin tamamýnýn paylaþtýðý bu heyecan da sadece eserin ikonik ve olaðanüstü olmasýndan kaynaklanmýyor. Daha önce hiç kullanýlmamýþ olan bu tekniðin öncüleri olacaðýmýz için çok heyecanlýyýz. Hayatýmda bir daha böyle bir þeye imza atabilir miyim, bilemiyorum. Bu çok büyük bir heyecan.