“YENÝ BÜYÜK TÜRKÝYE” için en büyük tehlike ne?

ÝÇÝNE kapanýk-üstüne çullanýlmýþ 2003 öncesi Türkiye’sinde bu soru þöyle soruluyordu; Türkiye için en büyük tehdit “irtica mý” yoksa “bölücü terör mü”? 

Sevgili dostlarým, bugün için ise soru farklý: Cumhurbaþkaný halk tarafýndan seçilen, içerisi ile barýþan ve genleþme stratejisini hayata geçiren bir Türkiye için bundan sonra en büyük tehdit ne olabilir ?

Yerleþen Milli Ýrade’nin yeniden yok sayýlmasý hatta yok edilmesi denemesi olabilir mi? Tekrar ediyorum; Milli Ýrade’nin yok saylýlmasý hatta yok edilmesi denemeleri olabilir mi? En güçlü olduðumuz þu günlerde dahi bu soruyu tedbiren sorgulamalý ve stratejimizi “en iyi günümüzde” dahi oluþturmalýyýz... Çok denediler, çok acýlar çektik ve bugünlere böyle geldik...

Sevgili dostlar, bu ülke, kendi deðerlerini tehdit olarak “algýladýðý-algýlatýldýðý” ve suçluluk içinde kendini sorguladýðý günler, aylar, yýllar yaþadý! Bakýþýmýz da hatalýydý, ortaya koyduklarýmýz da! 2003 yýlýna kadar bu “kör kuyuda” yaþadýk ve “yanlýþ girdiler” ile sürekli “yanlýþ çýktýlar” ürettik!

Sevgili dostlar, bugün durum çok farklý ve yapýlan-yapýlacak olan açýk: Türkiye “yeni dünya düzenini” anlayarak buna uygun yeni bir tehdit algýlamasý kurguluyor ve bunun gereði olarak “milli savunma-askeri teknoloji-üretim” stratejisini oluþturuyor! Detaylandýrmak da zor deðil; Türkiye, “minimum insan” kaynaðý kullanýmý ile maksimum ateþ gücüne ulaþabilen, her alanda operasyon yapabilen, en önemlisi kendi “savunma ihtiyacýný” kendi ürettiði teknolojiler ile karþýlayan hatta “konsept” üretebilen bir ülke olma yolunda ilerliyor...

Sevgili dostlar, iç ve dýþ yerleþik odaklar, yýllarca bize dayattýlar ve “yerleþik medya” düzeni vasýtasýyla “sorgulamamýza” izin vermediler! Bizler de çaresiz bir þekilde þuna bile inandýrýldýk-inandýk; kendi Müslüman vatandaþýmýz bizim için en büyük tehlike olabilir, yine kendi Kürt kökenli insanýmýz bizi bölmek isteyebilir... Doðru deðildi, asla deðildi ama biz “bu çuvalý kafamýzdan çýkarýp” gerçek bir “tehdit tanýmý” oluþturamadýk! Hatta býrakýn “tehdit tanýmlamasýný, savunmayý”, bu algýlamanýn iç siyasetimizi þekillendirmesine razý olmak zorunda kaldýk...Bugün yýrttýðýmýz çuval ve geleceði kucakladýðýmýz yol artýk aþikar!

Sonuç 1: Türkiye BÜYÜDÜKÇE görecek ki; düþman sadece dýþarýda-içeride deðil, genleþme yolunda “yoluna çýkacak dönemeçlerde de” gizli ve odaklanmýþ!

Sonuç 2: Kafamýz çok net ve tezimiz çok açýk olmalý: Son 12 yýlda baþýna geçirilmek istenen “çuvallarý” yýrtmýþ, asker-sivil iliþkilerini bu “hastalýklý yapýdan” kurtarmýþ, yeni dünya düzeni içinde “cihan devleti olma” yolunda ilerleyen bir Türkiye...

Sonuç 3: Türkiye, SEÇÝLMÝÞ CUMHURBAÞKANI-BAÞKOMUTAN liderliðinde, “Cihan devletine yakýþýr yeni bir milli savunma” konsepti tanýmlamak için yola çýktý ve teknik olarak da detaylandýrýyor ! Açýkçasý; Türkiye her alanda artýk “meydana çýktý” ve bu çýkýþ, “kabuðunu kýraný” yeniden içeri doldurmak” isteyenleri rahatsýz edeceði için, çýkýþa uygun yeni bir “MÝLLÝ STRATEJÝ” çok dikatli ve daha hýzlý geliþtirilmeli ve geliþtiriliyor...

Sonuç 4: YENÝ TÜRKÝYE’nin “askeri gücü diplomaside kullanmasý kaçýnýlmaz ! Kýsýr iç tehdit algýlamalarý yerine küresel oyuncu olmak yolunda giden bir ülkenin, küresel tehditlere karþý yeniden tanýmlanan bir ordusu olmalý...

Sonuç 5: YENÝ BÝR MÝLLÝ SAVUNMA KONSEPTÝ ve büyük-güçlü-diplomaside yarar saðlayacak bir Silahlý Kuvvet, ancak ve ancak yeni bir teknik-ekonomik-siyasi vizyon ile ortaya çýkarýlabilir...

Sonuç 6 : Ýçeride ülkeyi “irticaya sürükleyecek” sanal düþmanlar aramak yerine veya Türkiye’yi ayrýþtýracak þüphesiyle kendi vatandaþlarýný izlemek yerine dünya arenasýnda güce dayanan diplomasi yürütmemizi saðlayacak bir TSK konsepti oluþmalý ve bu yapý yerli üretimin de desteðiyle hýzla ortaya çýkýyor. Yerli savunma endüstrisi geliþiyor, modernizasyon katsayýsý artýyor, kendi topraklarýndan binlerce km ileride operasyon yapacak tanker uçaklar ve uçak gemileri projeleri hayata geçiyor. Kýsacasý TSK bir dünya gücü haline geliyor...

Sonuç 7: Türk Silahlý Kuvvetleri’nin ‘ileriyi gören’ her mensubu, yeni Türkiye kavramýna uygun yeni bir TSK ortaya çýktýðýnýn farkýnda. Aslýna bakarsanýz bu alanda da ‘direnenler’ ve ‘yolu açmak isteyenler’ arasýnda büyük bir çatýþma var ve bu kavga YERLEÞÝK BASIN tarafýndan kamuoyunda uzun zamandýr SEÇÝLMÝÞLER-SÝYASÝ OTORÝTE-TSK arasýndaymýþ gibi algýlatýlmaya ve pazarlanmaya çalýþýlýyor...

Sonuç 8: Geride býraktýðýmýz 2 yýlda þunu çok net olarak gördük ki; Küresel Saldýrý tam olarak “milli irade’ye” yönelmiþ durumda ve Türkiye “seçenlerin ve seçilenlerin” elinden alýnarak küresel yönetime teslim edilmek isteniyor...YAPACAÐIMIZ ÇOK AÇIK; bu engelleri yýrtarak yolumuza devam edeceðiz...

Son söz: Son 2 yýldýr Türkiye, halkýyla, hükümetiyle, devletiyle kýsacasý HER ZERRESÝNE kadar BÜYÜK BÝR SALDIRI altýnda savaþarak bugüne SEÇTÝÐÝ CUMHURBAÞKANI denklemine geldi...Ve en önemlisi KARÞI DURUÞ ve BÝR BÜTÜN OLARAK varolma savaþý baþlamýþ toplumun BÝLÝNÇ ve BÝLÝNÇALTI’na yerleþmiþ durumda...Bu noktada sizden ricam; bütün Türk vatandaþlarý, BÜYÜK TÜRKÝYE’nin ilerlediði yolda karþýsýna çýkacak engelleri sorgulamalý ve yeni dünya düzenine uygun saldýrýlarýn karþýsýnda tek vücut durmalý!

UNUTMAYIN; “...Korkma, sönmez bu þafaklarda yüzen Al Sancak...”