Yeni de nasýl?

Evet, yeni Türkiye! Yeni Türkiye de nasýl bir yeni Türkiye?

Kanaatimce böylesine köklü bir devleti “temelinden” deðiþtirmek, lüzumsuz olmasý bir yana, imkânsýzdýr. Düþünmeliyiz ki 1040 Yýlý’nda Dendânekan Meydan Muhârebesi sonucu kurulduðu zaman dahî epeyi bir evveliyâtýmýz vardý biz Oðuz Türklerinin...

Meselâ bizim çok eski zamanlardan bu yana siyâseten tercîh etdiðimiz yönetim sistemi, bugün “baþkanlýk sistemi” olarak adlandýrýlan tarzla ayný kategoriye girer:

Güçlü bir “þef” ve onun çevresine toplanarak onun direktifleriyle hareket eden disiplinli bir takým.

Bu yönetim biçimine biz yatkýnýz.

Tabii geçmiþ dönemlerde bu iþ çoðulcu demokratik usullerle yürümüyordu.

Bugün yapýlacak olan bu tarzýn “çoðulcu demokratik kurallarý”ný koymakdýr ki bunun için de -o sevdiðim tâbirle- Amerika’yý yeniden keþfetmeðe gerek yokdur. Keþfeden Amerika’yý zâten keþfetmiþ. Bizim yapacaðýmýz, bu genellikle birbirine benzeyen, ama aralarýnda ufak bâzý farklar da bulunan bu “keþif yollarý”ndan kendimize en uygun gelenini benimsemek.

Bence bu usullerin anahatlarý þunlar olmalý:

Baþkan olacak þahýs, bir yasama dönemi beþ yýl olmak üzere, en fazla üç yasama dönemi için halk tarafýndan direkt olarak seçilmelidir. Seçilebilmiþ olmak için, ilk turda kullanýlmýþ bulunan oylarýn yüzde 50’sinden bir fazlasýný almak yeter sayýlmalý, ancak seçime katýlmýþ toplam seçmen sayýsýnýn, bütün seçmen sayýsýndan yine %50 artý bir olmasý þartý da uygulanmalýdýr.

Yâni atýlan oylar, tekmil kayýtlý seçmen sayýsýnýn yarýsýný geçmediyse seçim tekrarlanmalý, ancak bu ikinci turda artýk yüzde 50 katýlým þartý gözetilmemelidir.

Baþkan, kendi direkt yönetiminde (emrinde!) çalýþacak olan bakanlar kurulunu bizzat seçmeli ve bakan sayýsýnýn 15’i aþmamasý kural olmalýdýr. Bu bakanlar kurulunda bir de baþbakan olup olmamasý bence tâlî bir hususdur. Bana kalsa olmamasý evlâdýr.

Ayrýca bakanlarda, milletvekîli olma þartý da aranmamalýdýr. Baþkan, eðer uygun görürse, parlamenter hüviyeti olmayan þahýslarý da göreve çaðýrabilmelidir.

Parlamento âzamî 300 milletvekîlinden teþekkül etmeli ve üyeleri yine beþer yýllýk yasama dönemleri için en çok üç dönemliðine (15 yýl) bu görevi üstlenebilmelidir.

Ýstisnâî olarak dördüncü ve ilh. dönemler için seçilebilme imkâný ise, o milletvekîlinin, seçim bölgesinde, kullanýlmýþ oylardan en az yüzde 50 artý 1’ini almasýyla mümkin olabilmelidir.

Seçimler için dar bölge uygulamasý geçerli olmalý ve böylece teþkîl edilecek 300 (yâhut daha az milletvekîline karar verilmiþse o sayýda) seçim bölgesinden her birinde tek milletvekîli çýkmalýdýr.

Devlet baþkaný ayný zamanda TSK’nýn da baþkumandaný sýfatýyla, yurddýþýna asker gönderme yetkisini re’sen hâiz olabilmeli, sâdece savaþ îlâný konusunda meclisden mutlak çoðunlukla, yâni tüm milletvekillerinin yarýsýndan bir fazlasýnýn oyuyla onay almaya zorunlu kýlýnmalýdýr.

Genelkurmay baþkanlarýnýn mütemâdiyen Kara Kuvvetleri’nden seçilmesi teâmülüne son verilmeli ve bundan böyle Deniz ve Hava Kuvvetleri’nden general ve amirallerin de bu görevi tedvîr edebilmelerine olanak saðlanmalýdýr.

Bu dediklerimi yaparsanýz ne âlâ!

Yok yapmazsanýz o da kendi bileceðiniz iþ! Böyle devâm edin bakalým da görün daha nereye kadar varacaksýnýz! Yetti yâhu!

NOT: Kaðan Bahâdýr adlý okuyucumdan, bana mesajýný tekrar yollamasýný ricâ ediyorum.