AK Parti ve MHP'nin, siyasi partilerin seçim ittifakýna iliþkin düzenlemeyi içeren ortak kanun teklifi dün TBMM Baþkanlýðý'na sunuldu.
Cumhurbaþkanlýðý hükümet sisteminin getirdiði köklü deðiþiklik, böylece seçime de yansýmýþ oldu. Artýk partiler seçim öncesinde ittifak kurabilecekler.
Ýttifaka katýlan partilerin isim ve amblemleri bir çerçeve içinde birlikte yer alacak. Seçmen yine istediði partiye oyunu verecek. Sonuçta ittifak partilerine verilen oylar tek bir partiye verilmiþ gibi toplanacak.
Ýttifak içindeki partilerin çýkaracaðý milletvekili sayýsý, aldýklarý geçerli oy esasý ile daðýtýlacak.
Tabii en önemli husus, ittifaka katýlan partiler için seçim barajýnýn kalkmýþ olmasý. Çünkü yüzde 10 baraj için ittifak çerçevesi içindeki partilerin toplam oyu dikkate alýnacak. Kýsacasý MHP’nin –henüz açýklanmadý ama eðilim o yönde- BBP’nin baraj problemi olmayacak.
Bundan böyle Meclis’in temsil kabiliyeti güçlenmiþ olacak.
Kanun teklifine göre ittifak yapacak siyasi partiler, seçim takviminden itibaren en geç 7 gün içinde ittifak protokolü ile YSK'ya baþvurmak zorundalar.
Teklif, ‘Evet’ bloðu için yeni bir heyecan, kenetlenme, motivasyon anlamýna gelirken, CHP, HDP, Ýyi Parti ve Saadet Partisi için kýrk katýr mý, kýrk satýr mý dayatmasý olabilir.
Kimileri, seçim ittifakýnýn yeni bir milliyetçi cephe koalisyonu olduðu iddiasýný dile getiriyor. Bu doðru deðil. Öyle olsa Ýyi Parti, bilhassa Saadet Partisi bu ittifakýn içinde olurdu.
Mesele, Cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemi seçiminin karakteri ile ilgili.
Parlamenter sistemde yüzde 36 ve yukarý oy alan parti, tek baþýna iktidar olabiliyordu. Bunun için güvenoyu alabileceði bir Meclis çoðunluðu yeterliydi. Tek baþýna iktidar çýkmadýðý dönemlerde seçimden sonra koalisyonlar söz konusuydu. (Seçim öncesi ittifak yasaktý.)
Cumhurbaþkanlýðý seçiminde ise yüzde 50+1 gerekiyor. Mesela bundan böyle AK Parti’nin Cumhurbaþkaný adayýnýn seçilebilmesi için ilk turda tek baþýna yüzde 50’den 1 fazla oy almasý lazým.
Hükümeti Cumhurbaþkaný kuracaðý için yeni sistemde aslýnda Cumhurbaþkaný ile birlikte iktidarý belirliyoruz. (Þaka gibi ama CHP lideri Kýlýçdaroðlu, “Baþbakan baþka partiden Cumhurbaþkaný baþka partiden olursa ne olacak?” diye soru bile sormuþtu… Yeni sistemde “Baþbakanlýk” diye bir kurum olmadýðýný bile baþta anlayamamýþtý.)
Ýttifaklarý reddederek AK Parti’nin tek baþýna seçime girme kararý almasý elbette riskliydi.
Temelde bu, Yenikapý ruhunu rencide etmek olduðu gibi ayrýca kendisiyle doðal ittifak namzedi olan partilere bir tepeden bakýþ, diyalog kapýlarýný kapatmak demekti.
Seçim ittifaký hem bir zaruret, hem de AK Parti’ye yakýþan bir yoldur.
Asýl önemli olan ise ittifak zaruretinin kaynaðýdýr.
Türkiye 15 Temmuz gibi bir hain darbe giriþimi yaþadý ve milletçe bu giriþimi bastýrdýk. Yenikapý ruhu doðdu. AK Parti-MHP-BBP tabanlarýnda bir dayanýþma, kaynaþma oldu. Bu birliktelik 16 Nisan 2017’deki referandumda “EVET’e hayat verdi. Türkiye, cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemine geçti.
15 Temmuz’daki kenetlenme þimdi Afrin harekâtýna verilen destek ile perçinlendi.
Bu tabii olarak geliþen siyaset zemininin, bir seçim ittifakýna vücut vermesinden daha doðal ne olabilir? Bir siyasi sinerji oluþtu ve bu sandýða yansýyacaktýr. 16 Nisan’da netice veren ittifak, Cumhurbaþkanlýðý seçiminde de netice verecektir.
AK Parti-MHP-BBP seçim ittifaký, yeni yönetim sisteminin kökleþmesi için elzemdir.
Artýk problem, ‘hayýr’ bloðundadýr.
CHP köþeye sýkýþmýþtýr. HDP ile ittifak yapsa partili seçmenden itirazlar yükselecek ve ciddi bir kýrýlma meydana gelecektir. Yapmasa baþtan havlu atacak…
Kýrk katýr mý, kýrk satýr mý demem o yüzden…