Yeni dönemin ilk günü

Bugün benim doğum günüm. 1968’in 10 Temmuz’unda doğmuşum, yani 50 yılı geride bıraktım. Türkiye de bir dönemi bugün geride bıraktı. Son 15 yılında Türkiye’nin nereye geldiğini gördüm, çocuklarımın geleceği için daha umutluyum. 

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Dün bütün gün kimlerin bakan olacağına dair kulisler konuşuldu. Ancak hiç kimsenin yakıştırma, çevrede konuşulanlar ve kendince tahminlerin dışında somut bir duyuma ya da kulise dayanan isimlendirmesi olmadı, olamadı. 

Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan bundan önce olduğu gibi dün de son ana kadar değerlendirmeleri ne yaptı sonucunu çok az kişiyle paylaştı. Bu nedenle dışarıya sızması da mümkün olmadı.  

Yine de gece açıklanan liste bazılarının zikrettiği isimleri de kapsadı. 

Yine de sürpriz olarak görülen, ismi anıldığında “Zannetmiyorum” cevabı alınan bazılarını kabinede görmemiz mümkün olacak.  

Olacak diyorum, zira bu yazı henüz kabine açıklanmadan yazıldı. 

Yeni döneme dair kabinedeki isimler kadar hükümet programı, politika oluşturan, kabineyi denetleyici pozisyonundaki kurullar da önemli olacak.  

Türk milleti Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gösterdiği güveni kabineye de gösterecek. Sorumluluk alanlar, ortaya koyacakları başarılarıyla geleceğe dair yönelik bir güven inşa edecekler. Zira 8 ay sonra yeni bir seçim sınavı var bu yeni hükümetin önünde. Mart ayında yapılacak yerel seçimler. Cumhurbaşkanı’nın yeni dönem için 100+100 gün+6 ay şeklinde formüle ettiği takvimlendirilmiş, somut sonuç değerlendirmeleri içeren yol haritası, seçime kadar somut sonuçlar ortaya konulacağının işareti. 

Ve bu yüzden de son derece önemli. Bugün bütün Türkiye yeni yapılanmayı, yeni bakanları ve yeni uygulamaları görmek için beklemeye geçiyor.  

Bu ‘pozitif beklenti’nin neredeyse tavan yaptığı bir süreç.  

Bu beklentiyi karşılayan bir kabine elbette geleceğe dair umutları daha da güçlendirecek.  

Türkiye ve yüzüne Türkiye’ye dönmüş bütün milletler için hayırlı uğurlu olsun.