Mart 2014 yerel, Aðustos 2014 Cumhurbaþkanlýðý ve Haziran’ý patinaj olarak kabul edersek Kasým 2015 Genel seçimleri “Ak Parti üçlemesi”nin baþarýyla çýktýðý seçimlerdi. Ak Parti bu seçimlerden kazasýz belasýz çýkarsa yeni bir dönemin baþlayacaðýný herkes biliyordu.
Bu üçlemenin en azýndan birinden baþarýsýz çýkmasý için dýþarýdakiler ve içerideki iþbirlikçileri ellerinden geleni yaptý. Amaç belliydi. Yeni dönemde kendilerine yer olmadýðýný, canlandýrmaya çalýþtýklarý vesayet odaklarýnýn, sýrtlarýný dayadýklarý payandalarýn çökeceðini biliyorlardý.
Korktuklarý baþlarýna geliyor. Bu kesim Erdoðan’ýn “Muhtarlar Buluþmasý”ndaki konuþmasýný, muhtarlara yapýlan bir konuþma olarak anlamadýlar elbette. Çünkü Erdoðan düþmanlýkta sýnýr tanýmayan o kesime net mesajlar verdi, yeni dönemin kodlarýný açýkladý.
Yeni Anayasa
“Seni Baþkan Yaptýrmayacaðýz” diyen de bunun suflesini veren de anladý ki bu imar sürecinde en önemli baþlýk yeni anayasa ve Türkiye’nin hak ettiði Baþkanlýk Sistemi olacak.
Ak Parti, 2011 yýlýnda aldýðý yüzde 49,8 oya ve 327 milletvekiline raðmen, Anayasa Komisyonu’na tüm partilerin eþit sayýda üye vermesini isteyerek, uzlaþma neticesinde bir anayasa yapmayý denedi. Olmadý. Olamayacaðý belliydi. Öyle ki üzerinde anlaþýlan maddeler bile muhalefet partilerinin kývýrmasý nedeniyle kanunlaþamadý.
Yeni dönemde bu yapýlmayacak. Her parti vekil sayýsýna göre komisyona katýlýp çalýþmalar yapacak, uzlaþý olmasý halinde ya referandumla ya da meclis çoðunluðuyla bu ülke darbe anayasasýndan kurtulup arzuladýðý anayasaya kavuþacak. Ak Parti’nin seçim beyannamesinde yer alan Baþkanlýk Sistemi de bu þekilde hayata geçirilecek. Dün “Seni Baþkan Seçtirmeyeceðiz” diyen bugün “Baþkanlýðý tartýþýrýz” diyorsa bu iþ olur.
Milli Süreç
Buzdolabýna kaldýrýlan çözüm süreci aslýna uygun þekilde yeniden baþlatýlacak. Erdoðan’ýn “Milli Birlik ve Kardeþlik süreci” olarak adlandýrdýðý sürecin hedefi Kürt vatandaþlar dâhil olmak üzere tüm kesim. Temel talepler elbette deðerlendirilecek, eksikler giderilecek ama terörle mücadele seçim öncesi göstermelik deðil, kökü kazýnýncaya kadar sürecek. Aklý olanýn silahý gömmesi gereken bir dönemde hala þiddetten medet umulursa en aðýr þekilde karþýlýk verilecek.
Kucaklaþma
Ak Parti kurulduðu günden bu yana muhalefetle ve muhalif kesimlerle hep iyi diyaloglar geliþtirdi. Baþta liberal kesimler olmak üzere STK’lar, akil insanlar ve kanaat önderleriyle vesayet odaklarýný yýktý, milletin iradesini hâkim kýlmaya çalýþtý. Ancak beraber yürüdüðü bu kesimlerden bir kýsmý “yeni vesayet biz olalým” tavrý görünce buna da karþý çýktý. Hazýmsýzlýðýn, düþmanlýðýn kaynaðý bu. Kucaklaþma talep eden bu kesim, kibrini býrakmadýðý, “bu ülkenin sahibi, efendisi benim” tavrýndan vazgeçerse, milli ve yerli olursa kucaklaþma olacak. Erdoðan’ýn “biz kucaklaþmayý biliriz” sözü bu kesime fabrika ayarlarýna dönme þansý da veriyor. Köþelerden mektuplar yazarak, iyi niyet beyan ederek ve hala akýl vererek bu þansý tepmemeleri lazým. Yoksa yeni dönem yeni aktörlerini eskilerin yerine ikame edecek.
Muhalefet partileri
Yeni dönem muhalefetin de fabrika ayarlarýna dönmesine imkân verecek. Saygý görmek, halkýn teveccühünü kazanmak, oy almak istiyorlarsa halkýn kararlarýna saygý gösterecekler. Ülkenin seçilmiþ Cumhurbaþkanýna katil demeyecek, diktatör demeyecekler. Muhalefet partilerinin Genel Baþkanlarý ya kendilerini deðiþtirecekler ya da koltuklarýný býrakacaklar. CHP, MHP ve HDP’de bu süreç baþladý bile. 2023, 2053 ve 2071 hedefine koþan Türkiye’de, ülkeye yakýþan muhalefetin de oluþmasý gerekiyor. Ak Parti nasýl 7 Haziran’dan sonra kendini yenileyip oyunu 9 puan artýrdýysa, muhalefet de kendini yenileyecek.