Uzun zamandýr Rusya’nýn çöküþü üzerine Amerikan kaynaklý analizler yapýlmaktaydý. Ukrayna-Rusya arasýnda kriz oluþturulduðunda, zaten hedef bu idi. Almanya-Rusya arasýnýn açýlmasý ise en önemli hamlelerden biriydi.
ABD kendi kurduðu sistemin; “kendinden baþka birinin yýldýzýný daha fazla parlattý” diye, bu sistemi kendi elleri ile çöküþe itmekte.
Afganistan’a giriþ hikâyesi, esasen paranýn seyrini deðiþtirmek için idi. Rusya en baþýndan Çin ile boðuþturulacak güç olarak tanýmlandý. Yeltsin’in gidiþi sonrasý Putin dönemi, yeniden imparatorluk hayalini devreye sokan Rusya’yý karþýsýnda bulmasý, ABD’nin hesaplarýna uymadý.
Gerçi Rusya-Çin arasýnda gözle görülür birbirini irrite eden noktalar söz konusudur. ABD bunu bildiði için Rusya’yý, Çin’in demografik geniþlemesine tampon olarak yorumladý. Lakin Putin, hesaplarý çürütmeyi baþardý! Amerikan hesaplarýna göre 2 yýllýk strateji planlamasý yapma kabiliyeti olan Putin, yeni dönemde tekrar önemli ve hesaba katýlan güç olarak sahnede.
Almanya ve genelde Avrupa ile arasýný açmamaya gayret eden Rusya, ABD ile AB’nin arasýný açmayý çok istedi. Avrupa ile beraber olarak yoluna devam etmesini arzuladý. “Ukrayna krizi” ile Putin’in hedeflediði plan gecikmeye uðradý. Kýrým meselesi üzerinden, Ukrayna-Rusya arasýnda kapanmaz yara açmak isteyen ABD, Almanya’yý oyuna müdahil ederek, Ýngilizlerin iki cihan savaþý dönemindeki senaryosundan vazgeçmedi. Almanlarla Ruslar savaþtý. Lakin küresel güç olarak ABD çýktý. Hem de bölgesinde büyük savaþ sancýsý geçirmeden!
Almanya ile Rusya’nýn çatýþmasý, Amerikan planlarý için müsait zemini oluþturacaktý. Yeni ticaret savaþlarý baþlatan Trump, AB ülkelerinin de olaylara farklý bakmasýna yol açtý.
Almanya’nýn, Rusya-Türkiye-Ýran ekseninde ekonomik ve jeostratejik olarak yeniden okumalar yapmasý, yeni dönemde ciddi geliþmelere sebep olacaktýr.
Almanlarýn geniþleme planlarýnýn hep Ýngilizler açýsýndan sorun olduðunu, Rusya’nýn büyük güç olmasý, Türkiye’nin tekraren kendi hinterlandýnda lider olarak devreye girmesi, “Amerika’nýn tüm hayallerinin suya düþmesi” anlamý taþýmaktadýr. Dikkat ederseniz, tüm savaþlar büyük devletlerin ve dünyada söz sahibi tarihin sahiplerinin üzerinden gerçekleþtirildi.
Dünyadaki siyonist yapýlarýn bu gidiþattaki rolünü, tarih daha sonra tüm detaylarý ile ortaya çýkaracaktýr.
Þu anda siyonistlerle evanjelistlerin ortaklýðý ve kader birliði Amerikan politikalarýna hâkimiyeti ilerideki yeni düzeni bozma gayretinden doðmaktadýr.
Türkiye Müslüman coðrafyasý için baþkahraman ve merkezi güç haline gelmiþtir. Yani yeni dönemde Türkiye, kendi baþýna yeni blokun mihenk taþý ve þemsiyesi olarak devreye girecektir. Bu coðrafyanýn konumundan ve doðal rezervlerden dolayý, dünyanýn geleceðindeki rolü inkâr edilemez. Rusya, Çin, Hindistan gibi yeni güç merkezi konuma evirilmiþ ülkelerin sosyo-kültürel yapýsý, bu ülkelerdeki dindaþ ve kandaþ toplumlarýn mevcudiyeti, Türkiye’yi bu ülkeler üzerindeki etkisini de her daim zinde tutacaktýr.
Rusya ve Türkiye’nin etki alanlarýndan olan Hazar etrafýndaki Türk Devletlerinin de müdahil olduðu “Hazar’ýn statüsü meselesine” gelince, bu konunun 22 yýl sonra uzlaþýya varmasý da, bir nevi Amerika’nýn Karadeniz’de baþardýðý hamlelerinin, Hazar’da da geçerli olmamasýný temin etme niyeti taþýdý. Rusya için bu durum yeni tehdit kapýsýdýr ve Amerika için açýk alan býrakmak istemedi. Rusya’nýn kalýcý hamlesi olarak okunan bu olay, Amerika açýsýndan ciddi endiþe kaynaðý olarak yorumlanmakta! Bu durumda 5 devletten 3’ünün Türk devleti olmasý ise Türkiye’nin bu yeni duruma da etkisini, orta ve uzun vadede önemsememiz gereklidir. Ve elbette Kafkasya’daki sorunlarýn baþýnda gelen Daðlýk Karabað sorunun çözümünde Türkiye’siz geliþmelerin olmamasýný temin etmek þarttýr. Rusya konuyu tek baþýna götürmek barýþ gücü baþlýklý ordusunu Karabað’a getirmek, Azerbaycan’ý tatmin etmek için bir kaç þehri geriye vermek ve Karabað’a en yüksek statü ile olayý kendince tatlýya baðlamaya gayret edecektir. Türkiye’nin bu konulara kalýcý müdahil olmasý ise hayatidir. Aksi takdirde sadece geçici olarak yara kapatýlacaktýr. Bu durumda kalýcý tedavi, Türkiye’siz mümkün deðildir.