Yeni dünya, Türk devletleri ve yeni stratejiler!

"Yeni dünya"dan sıkça bahseder olduk!

Savaşlar, kanallar, koridorlar ve paylaşım...

Maalesef bunlar yeni dünya için olmazsa olmaz oldu.

Yani Ukrayna ile gün yüzüne çıkan paylaşım savaşının, bölgeselden daha fazla küresel anlamı olduğunu giderek daha net görebiliyoruz.

Gazze'deki zulmün de, zulmü yapanın da, yapana seyirci kalanların da, nihai hedefleri vardır ve biz bu hedefler gölgesinde kalmamak için, kendi "milli politika"larımızı üretmekten mesulüz.

"Türk Dünyası" ana başlıklı tema, artık sadece duygusal retorik taşımıyor.

Ve sadece şairlerin, yazarların, aydınların ülküsü ve konusu değildir.

Yeni dünya inşasında Türk Devletleri, ciddi bir aktördür.

Türk Devletleri ana başlıklı tema, Türkiye dış politikasının merkezine oturtuldu. Bu oldukça önemli bir hamle ama bu konu bir taraftan İngiltere ve ABD merkezli siyasi aklın radarında, diğer taraftan Rusya ve Çin'in merak merkezinde...

Bölgenin esas etkili gücü, şu anda Rusya'dır. Giderek Türkiye de, ciddi eksen olmanın peşinde.

Ve tabii Türkiye başarılıda!

Son hamleleri ile uzun yol kat etmeye nail olmuş gözüküyor.

Ama reel-politik bize farklı gerçekleri de anlatmaktadır.

Kafkasya ve Orta Asya, çok kutuplu dünya inşasında önemli bir halkadır.

Bu halkayı derinleştirmek için ise, olaylar üzerindeki etkiyi de artırmak gerekiyor.

Ekonomik işbirlikleri ve refah bu durumda olmazsa olmaz konulardır.

Türkiye cazibe merkezidir ve her zaman arzu edilen budur.

Konuyu sadece hükümetler arası ilişkiler modunda ayakta tutmak mümkün olabilir ama derin iz bırakmak için halka yayılması gerekiyor.

Türkiye'de yabancı oturma izinlerine karşı artan sınırlamaların, Türk devletlerinden olan vatandaşlara da yansıması; ciddi soru işaretlerine yol açmaktadır.

Evet, düzensiz göç olayına hiç bir devlet izin vermiyor ve vermemesi gerekiyor, ama burada uzun vadede ortaya çıkabilecek sorunları da; gözden kaçırmamamız gerekiyor.

Türkiye'de oturma izinleri sertleştikçe, Türk devletlerinden çalışmak için gelenlerin, yeni cazibe merkezi Rusya olmaya başladı.

Aslında bu yeni bir alan değil. Zaten Rusya, her zaman Türkistan coğrafyası insanları için ekmek kapısıydı ve halen de öyledir.

Türkiye'nin verdiği geniş fırsatlar daralmaya başladıkça, Türk devletlerinden olanların yeniden yüzünü Rusya'ya çevirmesi, doğal sonuç olarak görülmelidir.

Orta Asya ve Kafkasya'da sadece petrol zengini insanlar yaşamaz, zengin oligarklar dışında, orta sınıf ve altı da var. Ve Türkiye'de eğer sadece zenginlerin gelmesi için şartlar müsait olup, orta sınıf ve altına sınırlama olursa, esas maya olan bu sınıf, ne tarafa evrilirse; ilerideki politikaların rengini belirler.

Türk devletlerindeki refah ve sosyal adalet, geniş halka yayılmazsa, bu ileride sorun oluşturur.

Kazakistan bu sorunu çözmede daha akıllı politikalar üretmektedir.

Bunu yaygınlaştırma konusunda, "Türkiye ilham verici olabilir".

Demokrasi, hukuk, adalet ve refah meselesinde de insanlar daha fazla başarı görmek ister.

Rusya toplumunda da "düzensiz göç" konusuna, özellikle Orta Asya'dan gelenlere bir mesafe ve eleştiri vardır.

Ama diğer taraftan devlet oturumlarını kolaylaştıran yöntemlere de başvurmaktadır.

Hatta vatandaşlık konusu bile kolaylaştırılıyor.

"İpek yolu hattı"na İngiltere'nin merakı hep vardır.

Şimdi ise, İsrail, o coğrafyaya "musallat olmuş" durumda.

İran, Çin ve hepsi sırada...

Türk Devletleri bu realiteyi göz önünde bulundurarak, Rusya ve Türkiye eksenine uymaktadır.

Tabii birde zenginlerin paralarının Londra ve diğer Batı şehirlerinde saklandığını da bilmiyor değiliz!

Yani coğrafyayı analiz ederken, tüm dengeleri göz önünde bulundurmalıyız.

Türkiye'nin, Türk Devletleri ile yeni stratejileri, yeni dünya motivasyonuna göre daha hassas temellere dayanmalı.

Burada en önemli husus ise, toplumların bir birine entegre olunmasıdır. Mental farklılıklar, gelenekler, siyaset yapma yöntemleri hepsi ayrı ayrı ana başlıktır.

Dolayısı ile yakın yüzyılda üzerimize düşen önemli husus, Türk devletleri üzerine üreteceğimiz yeni projeksiyon olmalıdır.

Türk devletleri ile ilişkilerin halkların beklentileri dikkate alınarak, dizayn edilmesi elzemdir.

Sadece zengin iş adamları, memur veyahut oligarşi yapı ile iş tutulursa, bunun adı menfaat ittifakı olur.

Kardeşlik ittifakı için, farklı motivasyonlar da gereklidir.