Yeni düzen ve bürokrasi

Yeni düzen dünyada ve bölgede söz konusudur. Türkiye bundan etkilenecektir ve bazı değişiklikler olacaktır. Zaten çağa uygun değişmeler bizi de etkiledi ve siyasi tablomuz epeyce değişti. Bu tabloyu ebediyen devam ettirmek zorunda değildik ve değişmeler şartlara uygun gerçekleşiyor.

Mesela eskiden CHP okumuşların partisi görünümündeydi ve bürokrasi büyük çoğunlukla onu desteklerdi. Ancak bu parti diğer kesimlerden oy alamadığı için iktidara gelememişti ve ufukta böyle bir ihtimal gözükmüyordu. Bunu görenler merkez sağ partiyi zayıflatmak için bir operasyon yaptılar. Merkez sağ partinin içindeki İslamcı ve milliyetçi kesimlerin yeni partiler kurmasını ve merkez sağ partiden ayrılmasını sağladılar. Bana göre yeni partiler bunların savundukları dünya görüşlerini güçlendirmek için değil merkez sağı bölmek için yapılmıştı. Bu partilerin iktidara gelmeleri söz konusu değildi. Nitekim bugünkü iktidar merkez sağ politika izlemektedir. Ancak bu bazı küçük İslamcı parti kurulmasına neden olmuş ve milliyetçi parti ayakta kalmıştır. Bu partilerin iktidara gelme şansları yoktur ancak siyasi operasyonlarda kullanılırlar.

***

Günümüzde eskiden CHP’yi destekleyenlerin tereddüt içinde kaldıkları gözüküyor. Geçmişte, yanlış da olsa, CHP’nin düşüncelerini beğenenler bugün çaresiz kaldılar. Askerlerin önemli bir bölümü darbeye hazırlandıkları için yargılanıyorlar. Bu kadar kişinin geleceğini ve ailesini tehlikeye atıp böyle bir teşebbüste bulunması zor ama bu işe yeltenip yeltenmedikleri yargılama sonucu ortaya çıkacaktır. Ayrıca askerler hata yaptıklarını düşünmeden ya da öyle gözükerek defalarca darbe yaptılar ve sivil yönetimden vazgeçilemeyeceğini, müdahalenin sivil taraflardan biri lehine sonuçlandığı ve darbe yapanların yönetimi ona devrettikleri anlaşılamadı. 

Hata ülkeye yönelik tehlikenin, yıllardan beri, komünizm ırkçılık ve irticadan kaynaklandığına inanmalarından kaynaklanıyor. Ülkeye yön vermek isteyen ve çoğunlukla dışarı ile anlaşan güçler bu tehlikenin var olduğunu ortaya çıkaracak eylemleri desteklediler. Asıl amaçları ortaya çıkan hareketi bastırmak değil onun gelişmesine neden olacak aksi düşünceyi savunmaktı. Yani evin bir köşesinde çok tehlikeli olmayan ama insanları korkutan bir yangın çıkarmak ve evin diğer yanlarına sempati duyulmasını sağlamaktı.

Gerçekte tehlike dünya şartlarından kaynaklanır ve bir dış güç operasyon yapardı. Dünyanın ve ülkenin durumu analiz edilmedi ve ideolojik eylemler yıkıcı kabul edildi,  onun karşısındaki güçler desteklendi ve o güçlerin kazanması sağlandı. Buna benzer bir proje Kürtler kullanılarak yapıldı. Aslında Kürtlerin Türkiye’nin dışında bir güçle işbirliği yapıp haysiyetli bir yaşam sürmeleri imkansızdı. Oysa beraber olduğumuz zaman kurmaya katkı sağladıkları ve birlikte büyük güç haline getirdikleri bir devletin vatandaşı olacaklardı. Türkiye’nin hatası kişilikli bir kitle ile beraber hareket ederken onların bazı kültürel haklarını vermemekti. Geçmişte yeni bir devlet kurmak isteyen ve birkaç kişiyi geçmeyen kişiyle konuşurken şöyle söyledim: “Devlet kurmanıza karşı değilim ama bir şartla: Geri dönmek yok”

Amacım bu kişiler için en iyi seçeneğin ülkeyle bütünleşmek olduğunu söylemek ama bunun bir cebir kullanmanın sonucu olmadığını ve herkes için doğru seçenek olduğunu söylemekti. Kürtler bağımsız devlet olamazdı. Bölgede yabancıların kullandığı basit bir araç olurlardı. Birliktelik sadece onlara değil bize de yararlı olurdu ve birlikte tarihin çizgisini dünyaya kabul ettirecektik. Bu yolda yürüdüğümüz için mutluyum.