Yunanistan kadar Türkiye’de de iktidara geliþi büyük yanký uyandýran SYRIZA-ANEL koalisyonu iþe hýzlý baþladý. Önce tek taraflý kararlarla kemer sýkma paketlerini gevþettiler, AB’nin kendilerine raðmen aldýðý yaptýrým kararlarýný eleþtirdiler, ardýnda da koalisyonun küçük ortaðýnýn lideri Savunma Bakaný Kardak kayalýklarýna gidip çelenk býraktý.
Böylece Atina’daki yeni iktidar AB ortaklarý kadar Türkiye’yle de iliþkilerinin sorunsuz olmayacaðýný herkese göstermiþ oldu. Belli ki Savunma Bakaný Panagiotis Kammenos 1990’lý yýllarýn gerilimli günlerini çok özlüyor. Belki de Yunanistan’ý Türkiye karþýtlýðýnda birleþtirmek ve sorunlarýný aþarken çekeceði açýlarýný hafifletmek istiyor.
***
Yunanistan Savunma Bakaný’nýn ilk icraatlarýndan biri olarak 1996 yýlýnda yaþanan kriz sýrasýnda düþen/düþürülen helikopterin personelini anmayý düþünmesini baþka türlü açýklamak zor. Umarýz iktidar ortaðýnýn bu tür teþebbüslerine SYRIZA liderliði karþý çýkar, Yunanistan’ý yeni krizlere sokmak yerine krizlerden çýkartmak için çalýþýr.
Çünkü ne Yunanistan’ýn, ne de Türkiye’nin yapay krizlere ihtiyacý var. Her iki ülkenin de içinde ve çevresinde yeteri kadar sorunu mevcut. Daha fazlasýný biz de, onlar da kaldýramaz. Yapýlmasý gereken var olan sorunlarý çözmek için iyi niyetle çaba harcamak, iliþkileri bir önceki iktidarýn býraktýðý yerden daha üst seviyeye çýkartmaktýr.
Türkiye’ye göre Kardak, Yunanistan’a göre Imia kayalýklarýnýn aidiyet sorunu çözülemeyecek bir sorun deðildir. Söz konusu olan Lozan Antlaþmasý baþta olmak üzere 1932’de Ýtalya ile üstünde mutabakata varýlan bir protokolün, 1947 Paris Antlaþmasý’nýn ve zamanýnda çizilmiþ bazý haritalarýn yorumlanmasýndan doðan bir sorundur.
Kriz, 1995 sonunda Figen Akat yük gemisinin bu kayalýklara oturmasý ya da iki ülke Dýþiþleri Bakanlýklarýnýn notalaþmasý yüzünden deðil, her iki tarafta da basýnýn þiþirmesi yüzünden çýkmýþ ve týrmanmýþtýr. Ne yazýk ki zamanýn Hürriyet gazetesi yönetimi de bu krizden karþý kýyýdaki muhataplarý kadar sorumludur.
Kardak krizi sýrasýnda gazeteciler hiç de iþi olmayan þeyler yapmýþ, þöhret ve satýþ uðruna kayalara bayraklar dikmiþtir. Her anlamda zayýf olan siyasi irade de gazetecinin belirlediði siyaseti izlemiþ, hukuki ve diplomatik yöntemlerle çözülebilecek sýradan bir anlaþmazlýk iki ülkeyi savaþýn eþiðine getirmiþ, en az üç Yunanlý askerin hayatýna mal olmuþtur.
Türkiye basýný kriz giderildikten sonra da bu kayalýklara olan ilgisini kaybetmemiþ, týpký dünkü gazetelere ve Hürriyet’in manþetine yansýdýðý gibi sýradan olaylarý dünyanýn en büyük kriziymiþ gibi vermeyi sürdürmüþtür. Oysa sorumlu bir basýnýn yapmasý gereken kriz týrmandýrmak deðil, ülkesini ve komþusunu saðduyuya davet etmek olmalýdýr.
***
Yunanistan Savunma Bakaný’nýn ilk icraatlarýndan biri olarak Kardak kayalýklarýný ziyareti seçmesinin haber deðeri tabii ki vardýr. Ancak sorun bunu aktarmada ve okuyucuyu, seyirciyi gerilime þartlandýrmadadýr. Umarýz Türkiye’de sadece Hürriyet deðil tüm basýn her konuda ayný hassasiyeti gösterir, bütün sorunlarýn çözümünde yapýcý rol oynar.
Temenniden tespite dönersek Kammenos’un bu teþebbüsü Kýbrýs baþta olmak üzere iki ülke arasýndaki sorunlarýn suiistimale ne kadar açýk olduðunu, farklý nedenler ve gerekçelerle konulduklarý derin donduruculardan kolaylýkla çýkartýlabileceðini, devletler arasý iliþkilerin de evlilikler gibi sürekli ilgi ve þefkate ihtiyaç duyduðunu göstermiþtir...