Seçmen 7 Haziran’da verdiði tepkinin karþýlýðýnda ‘güven verici’ sözler aldý ve 1 Kasým’da yeniden tek baþýna iktidarý getirdi.
Þimdi o sözlerin gereðini bekliyor:
- 2002’nin heyecanlý, vatandaþ odaklý, kalkýnmacý, özgürlükçü ve reformcu ruhunun yeniden aktif olmasýný;
- Ekonomik vaatlerin yerine getirilmesini;
- Ekonominin iyi yönetilmesini ve vaatler yerine getirilirken parasýnýn pul olmamasýný, kendisinin, eþinin, çocuðunun iþsiz kalmamasýný;
- Türkiye’nin terörle mücadelesinde baþarýlý olmasýný ve yeniden ‘huzur sürecine’ girilmesini;
- Suriye kaynaklý teröre karþý güvenliðinin saðlanmasýný;
- Demokratik, özgürlükçü reform vaatlere iliþkin adýmlarýn atýlmasýný;
- AB üyeliði sürecinde ve sýðýnmacýlara iliþkin politikalarda somut iyileþmelerin olmasýný;
- Türkiye’nin dýþ politikada, özellikle son terör saldýrýlarýyla artan Ýslamofobi’ye karþý uluslar arasý toplumun saygýn ve ‘etkin’ liderliðini görmek istiyor.
Aslýnda dünyanýn ihtiyacý olan da bu.
Yani enerjisini içeride eritmeyen, içeride ekonomik ve siyasi gücünü toparlayan; bölgesi ve dünya için doðru iddialarýný etkin bir þekilde küresel denge için kullanabilen bir Türkiye.
Cumhurbaþkaný Erdoðan G20 zirvesindeki konuþmalarýnda ve dünya liderleriyle ikili görüþmelerinde; Baþbakan Ahmet Davutoðlu da dün milletvekillerine yönelik konuþmasýnda böyle bir dönemin iþaretini verdi.
Yani;
- Yeni Türkiye’yi inþa sürecine devam edilecek.
- Bu baðlamda ekonomik yatýrýmlarda dev projeler ve toplumsal barýþ projeleri eþ zamanlý yürütülecek.
- Ýlk 3 ay içinde baþta ekonomik vaatler olmak üzere seçim öncesi verilen tüm sözler ya yerine getirilecek ya ilk adýmlarý atýlacak.
- Ýlk 6 ay içinde, yasa gerektiren birçok reform paketi TBMM’ye getirilecek.
- Ekonomide yapýsal reformlar baþlatýlacak.
- Mali disipline uymayan popülizme izin verilmeyecek.
- Muhalefetle iþbirliðine ve her türlü yapýcý eleþtiriye açýk olunacak.
- Ayný süreçte, terörle mücadele ve çözüm süreci de ‘atbaþý’ gidecek.
***
Yeni hükümetin yapýsý bütün bunlar için ‘güven’ vermesi bakýmýndan önemli.
Seçmen de bunu bekliyor, siyaset de, ekonomi çevreleri de...
1 Kasým’da siyasi belirsizliðin ortadan kalkmasý, Cumhurbaþkaný ve Baþbakan’ýn mesajlarý ‘güven’ duygusunu pekiþtirdi, umutlarý güçlendirdi.
Þimdi gözler Türkiye Cumhuriyeti’nin 64. Hükümeti’nin kurulmasýnda. Bugün milletvekilleri TBMM’de yemin edecek. Ýlk yemini Baþbakan Davutoðlu edecek ve Beþtepe’ye giderek Cumhurbaþkaný Erdoðan’dan 64. hükümeti kurma görevini alacak.
Kabinenin yarýn (çarþamba günü) açýklanmasý bekleniyor.
1 Kasým öncesi AK Parti yönetimi ve milletvekili adaylarýnda ‘2002 ayarý’ yapýlmýþtý. Seçmenin güvenini tazeleyen bu tercih, yeni kabinede de görülecek.
Kabinenin omurgasýný, AK Parti’ye ve Türkiye’ye bugüne kadar ‘kazandýran’ ekip oluþturacak.
Bu omurganýn çevresinde ikinci halkayý ‘iki ve üç dönemlik’ milletvekilleri, üçüncü halkayý da ‘yeniler’ oluþturacak.
Ekonomi çevreleri, en çok ekonomi yönetiminde ‘kimlerin’ olacaðýný merak ediyor.
Ancak hükümetin önceliði kiþilerden çok ‘politikalar’.
Ekonomi politikalarýnda artýk ‘finans yönetimi’ ile birlikte ‘yüksek katma deðerli üretim, istihdam ve adil gelir paylaþýmý’nýn da öncelik olduðu bir döneme giriyoruz.
Yeni ekonomi yönetimi Aralýk’ta ABD Merkez Bankasý FED’in faiz attýrmasýyla karþý karþýya kalabilir.
Ancak bu ‘tehdit’, Türkiye’nin ve hükümetin halen yüz yüze olduðu ‘orta gelir tuzaðý’ndan ve iþsizlik tehdidinden daha aðýr bir tehdit deðil.
Türkiye, iki yýlda 5 seçime, toplumsal olaylara ve teröre raðmen ‘sarsýlmayan’ ekonomiye yönelik ‘güven’i korumak, ama ayný zamanda ‘üretim ve istihdam ekonomisi’ne geçiþi saðlamak zorunda.
Ve ayný süreçte kiþilerden çok ‘politikalara ve kurumlara güven’ dönemine geçiþi de saðlayarak.