Suriye’nin kuzey bölgelerinde yaþanan geliþmelerin belli kesimlerce endiþe ve kaygýyla izlendiðini görüyoruz. PKK’nýn uzantýsý olan PYD’nin Türkiye sýnýrýnda uzanan bölgede etkinlik kazanmasý panikle karþýlanmamalý, ama ciddi bir durum olarak ele alýnmalý...
Eðer yanlýþ sorun algýlarý üretirsek doðru tavýrlar takýnamaz, doðru çözümler üretemeyiz...
Sorun, Suriye’deki Kürtlerin belli haklara sahip olmasý olarak görülürse kategorik olarak Kürtlere karþý hasmane bir tutum takýnýlmýþ ve yanlýþ yapýlmýþ olur. ‘Suriye halký bizim kardeþimizdir’ dediðimizde elbette Kürtler de bunun içindedir ve sýnýrda her bayram gördüðümüz akraba bayramlaþmalarý aðýrlýklý olarak bu Kürtler veya Türkmen gruplar arasýnda yaþanmaktadýr. Bizim sorun olarak algýlamamýz gereken durum, Suriye’de haklarý gaspedilen veya büyük zulümlere maruz kalan insanlarýn belli haklara sahip olmasý deðildir. Nitekim Türkiye’nin Esad’a yaptýðý reform baskýsýnýn içinde vatandaþlýk hakký bile verilmeyen Kürtlere insanca yaþam imkaný verilmesi de vardý.
O zaman sorun olarak görmemiz gereken nedir?
Suriye’nin toprak bütünlüðünün ve birliðinin bozulmasý, içkarýþýklýk ve çatýþmanýn yaþanmasý Türkiye’yi rahatsýz edecek bir risk faktörüdür. Bölünmüþ, parçalanmýþ ve istikrarsýzlýk yayan bir Suriye, öncelikle bize zarar verir.
Tahammül edilemez bir sýkýntý üretir
PKK’nýn etkili olduðu PYD’nin alan hakimiyeti kurarak silahlý unsurlarý vasýtasýyla bölgede otonom veya özerk bir yapý kurmaya yeltenmesi, baþlý baþýna bir sorundur. Afrin’den Kamýþlý’ya doðru uzanan sýnýr bölgesinde Kürt varlýðý eskiden beri vardýr. Ama bu kesintisiz bir hat veya ayrýlmýþ bir bölge olarak uzanmamaktadýr. Kürtlerin yaþadýðý yerlerin arasýnda Türkmen bölgeleri veya Araplarýn yaþadýðý beldeler de bulunuyor. PYD’nin buralarda terör estirerek diðer unsurlarý kaçýrmaya veya hakimiyetine almaya çalýþmasý tahammül edilemeyecek bir sýkýntý üretir.
PKK, Suriye’nin kuzey sýnýr bölgesini, Türkiye ile mücadelesinde bir üs olarak görüyor, bunu da açýkça deklare ediyor. PYD’nin bölgeyi PKK üssüne çevirmesi, Türkiye açýsýndan öncelikli güvenlik tehdidi oluþturur ve Türkiye’nin meþru savunma hakkýný, deðil PYD hiçbir güç engelleyemez.
Kürtler bütünlükten yana
Otoritenin kalmadýðý bir yerde birilerinin eline silah almasý, orada siyasi hakimiyet kurduðu anlamýna gelmez. Suriye’de PYD’nin dýþýnda onlarca Kürt grubu bulunmaktadýr ve bunlarýn çoðunluðu Suriye’nin bütünlüðünden yanadýr. Esad’ýn devrilmesinin ardýndan Suriye’de oluþacak yönetimin terör örgütlerine zemin hazýrlayan bir siyasi yapýlanmaya geçit vermesi söz konusu olamaz. Yeni oluþacak yönetimde Türkiye’nin etkisinin çok daha fazla olacaðý da nazara alýndýðýnda bugünkü bir kýsým endiþelerin kolayca ortadan kaldýrýlabileceðini düþünüyorum. Nitekim Hür Suriye Ordusu da son günlerde yaþanan geliþmelerden rahatsýzlýk duyduðunu ifade etmektedir.
Muhalefetin bilmesi gereken
Geliþmeleri hükümete fatura eden muhalefetin de þunu bilmesi gerekiyor: ABD gibi süper güçler bile her geliþmeyi planlama ve yönlendirme kabiliyetine sahip deðildir. Geliþmeleri izleyip tüm ihtimallere göre doðru pozisyonu alabilmek, süreci lehine çevirebilecek hamleler yapabilmek önem taþýr. Türkiye de geliþmeleri kendi lehine çevirebilecek bir donanýma sahiptir. Türkiye, elbette bölgesindeki en küçük aktörleri ve en küçük hesaplarý dahi nazara almaktadýr, ama ayný zamanda herkesin de Türkiye gibi bölgenin en büyük gücünü hesaba katmasý gerekir...
Türkiye’nin dostluðu kadar fayda saðlamaz
Bu noktada Mesut Barzani’nin tavrýný ve politikasýný netleþtirmesi önem taþýyor. Erbil toplantýsýnda Barzani, SKUK ile PYD’yi bir araya getirerek kendince Kürtleri Esad karþýtý cephede birleþtirmiþ oldu. Esad’la iþ tutan ve oportünist þekilde denge politikasý izleyen PYD’nin SKUK’la iliþki kurmasý, aslýnda devrimci güçler karþýsýnda refüze olacak ve yeni dönemde güçlü pozisyon elde edemeyecek PYD’yi sürece katan ve siyasi aktör olarak meþrulaþtýran bir etki yaptý. PKK’nýn da destek vereceðini açýkladýðý Yüksek Kürt Konseyi, Kürtlerin ortak hedefleri doðrultusunda geçici uzlaþma zemini saðlýyor. Merkezi Irak yönetimi ve Ýran ile arasý soðuk olan Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin, Suriye Kürtleri üzerinden kendisine kapý açmaya çalýþtýðý düþünülebilir, ama bu tür çýkýþlarýn hiçbirisi Türkiye’nin dostluðu kadar kendisine fayda saðlayamaz. Suriye’deki Kürt gruplarý birleþtirmek veya onlar üzerinde nüfuz elde etmeye çalýþmak siyasi bir tercih olarak görülebilir. Ancak; PKK’nýn konuþlanacaðý yeni bir varlýk ve etkinlik alaný oluþmasýna zemin hazýrlamak, kabul edilemez bir durum üretir.