Yeni Lozan’lara doðru

Suriye krizinin, deðil bölge ülkelerini büyük güçleri bile içine çeken büyük bir çatýþma riskine dönüþmesiyle tansiyonu düþürecek adýmlar yeniden düþünülmeye baþladý. Halep’teki ateþkesin bozulmasý ve bozulma biçimine yönelik karþýlýklý suçlamalar yapan ama ayný zamanda Irak ve Suriye sorunlarýný kendi sorunu sayarak kimselere býrakmayan ABD ve Rusya, bir araya gelme kararý aldýlar. Lozan’da yarýn gerçekleþeceði öngörülen toplantýnýn kamuoyuna Rusya Dýþiþleri Bakaný Sergey Lavrov tarafýndan duyurulduðunun da altýný çizmek gerekiyor. Kim bilir belki ABD bu toplantýnýn fazla duyulmasýný istememiþ ama Rusya, giriþimi bir tür zirveye dönüþtürmek istemiþ olabilir. Ne de olsa, Suriye konusunda eli en kuvvetli olan oyuncu Rusya ve bölge ülkelerinin ABD politikalarýna karþý geliþtirdikleri kuþkudan yararlanmak istiyor gibi.

Yapýlan duyurudan öðrendiðimize göre, toplantýya ABD ile Rusya dýþýnda “bazý” bölge dýþiþleri bakanlarý katýlacak. Bu “bazý” devletlerin kesin listesini þimdilik bilemiyoruz. Belki de önceden gizemli bir hava yaratarak kimlerin hevesli taleplerde bulunacaklarý görülmek isteniyordur.

Kamuoyuna duyurulanlar

Lavrov, CNN International’a verdiði mülakatta, toplantýya Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ýn katýlacaðýný açýklamýþ ve konuyu da Suriye krizinin çözümü için atýlacak ek adýmlar olarak özetlemiþ. Sanki çok adým atýlmýþ da, bunlara ek iþler yapýlacakmýþ gibi.

Gayet tabi toplantý, esasen “iç çatýþmalarýn devletleri karþý karþýya getirecek aþamaya taþýnmamasý için ne yapýlmalý?” sorusu etrafýnda þekillenecek, muhtemelen bu soru gelip Suriye ve Irak’ýn geleceði sorununa dayanacaðýndan kavga çýkacak ve ateþkes imkanlarý düzeyinde de sonlanacaktýr.

Bununla birlikte, her ne olursa olsun bu türden bir toplantýnýn önemi yadsýnamaz. Kim bilir belki Suriye tarihine de geçecek bir Lozan Konferansý söz konusu oluverir. Ancak toplantýnýn katýlýmcýlarý Lavrov’un söyledikleriyle sýnýrlýysa, ortada açýklamaya muhtaç bir durum var demektir.

Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar, Suriye ve hatta Irak’ta “Sünni” muhalifleri destekleyen tarafta görülüyor; iki ülkenin baþkentlerindeki yönetimler tarafýndan istenmeyen ülkeler olarak ilan ediliyor ve ABD’nin de en anlaþamadýðý müttefikleri listesinde bulunuyor. Eðer katýlýmcýlar bunlarla sýnýrlýysa toplantýnýn iki yönde geliþme ihtimali var demektir.

Kamuoyuna duyurulmayanlar

Birincisi, ABD ile adý geçen ülkeler arasýndaki anlaþmazlýk konularýna Rusya’nýn aracýlýk yapma olasýlýðýdýr. Ýkincisi ise Rusya ve ABD’nin ayný safta yer alarak adý geçen ülkelerin faaliyet ve politikalarýnda geri adým atmalarýný tavsiye etme olasýlýðýdýr.

Öte yandan eðer toplantýya bölge ülkesi Ýran davet edilmediyse, o zaman adý geçen ülkeler ile Ýran arasýndaki anlaþmazlýklarýn iki süper güç tarafýndan çözülme giriþimi söz konusu demektir. 

Kabul etmek gerekir ki, Ýran ve hatta Ýsrail’in bulunmadýðý bir Lozan Konferansý’ndan sorun çözecek bir sonuç beklenemez. Ancak hem adý geçen ülkeler hem de Ýran ve Ýsrail ayný masa etrafýna oturunca da sonuç almak zor olur. Bu durumda belki de Lozan I, Türkiye-Suudi Arabistan-Katar katýlýmýyla yapýlýr, Lozan II ise Ýran ile. Eðer amaç baðcýyý kovmak deðil de üzüm yemek ise bu bir yöntem olarak uygulanabilir. 

Ancak bu yönteme gidilir ise Türkiye’nin her Lozan Konferansý’na katýlmanýn yolunu bulmasý gerekir. Zira tüm taraflarýn bir arada olduðu bir konferanstan hemen sonuç alýnamasa da devletlerin rekabet eksenlerine ya da mezhep siyasetine göre sepetlere yerleþtirilmesine engel olunabilir.