‘Yeni’ Medya Mahallesi’ne hoþgeldin yazýsý

Araþtýrmalara göre Türkiye muhafazakârlaþýyor; bunda þaþýlacak ne var? Yalnýz Türkiye deðil çünkü muhafazakârlaþan; ABD'ye ve Avrupa'nýn öndegelen ülkelerine bu gözle baktýðýnýzda da görüyorsunuz, dünyanýn gittiði istikamet o...

Ýnsanlar zenginleþtikçe maneviyatlarý aðýr basýyor; fakirler için de inançlar bir kurtuluþ kapýsý... Dünyanýn kan, gözyaþý ve terle sýnandýðý her ortam muhafazakâr deðerlerin yükseliþine þahit olur. Türkiye'de olan da bu...

Türkiye'de garip olan, toplumun muhafazakârlaþmasý karþýsýnda þaþkýnlýk duyan medyanýn hali... Muhafazakârý bol bir toplum için çýkarýlan gazetelerde, o toplumun bireylerinin izlediði programlarda büyük bir dengesizlik var.

Ak Parti on yýlý aþkýn bir süredir iktidarda, ama medyada gözle görülür bir deðiþim yaþanmadý. Muhafazakâr kesime hitap eden gazetelerin satýþlarý arttý artmasýna, ancak kendisini 'merkez medya' veya 'kitle gazetesi' olarak tanýmlayanlarda küçücük bir farklýlaþma görülmüyor.

Döneme uygun yayýn yapmýyorlar mý? Yapýyorlar. Bunu farklý çizgide olduðu bilinen kiþiler yaptýðý için hiç inandýrýcý olmuyor. Siyasiler de mutlu görünmüyor bu durumdan, okurlar ve izleyiciler de... Ayrýca bazý tiplerin yanar-döner görüntüsü yüzünden meslek de aðýr darbe aldý, alýyor...

Meclis'te 'darbeleri' araþtýran komisyon 12 Eylül'den (1980) 28 Þubat'a (1997) uzanan çizgide demokrasi-karþýtý olarak algýlanan yayýnlar yaptýðý ithamýna muhatap patronlar ve medya yöneticilerini sorguluyor; iyi güzel de, attýklarý manþetler ve yaptýklarý yorumlar yüzünden sorgulananlar þimdi daha az sorumluluk mu taþýyorlar?

Eski hamam, eski tas...

Bu konuya ilgi duymamýn sebebi, CNN-Türk'te yayýnlanan 'Medya Mahallesi' programýnýn yeni hali oldu. Daha önce Ayþenur Arslan'ýn tek baþýna sunduðu programdý 'Medya Mahallesi' ve medyayý kendisini 'sol/sosyalist' olarak tanýmlayan sunucusunun görüþleri istikametinde sorguluyordu. Yeni dönemde programý Akif Beki ile birlikte sunmaya baþladý Ayþenur Arslan...

Sonunda küçük de olsa bir geçiþlilik iþareti sayabiliriz bu geliþmeyi...

'Sol/sosyalist' bilinen meslek mensuplarýnýn medyadaki hakimiyeti, komisyon önünde kendisini "Ben Anadoluluyum, ben muhafazakârým" diye tanýmlayan patronlarýn gazete ve kanallarýnda hiç kesintisiz sürüyor. Mesleki çizgilerine bakýldýðýnda çoðunun 'solcu' veya 'sosyalist' oluþundan kuþku duyulabilir medyada köþebaþlarýný tutan yönetici ve yazarlarýn; ancak taassuplarý kendilerine kesin biat etmeyenlere hâkim olduklarý kuruluþlarýn kapýlarýný bugün de kapalý tutma sonucunu doðuruyor.

Bildiðim tek örnek, Kanal-7 ve TV-24 kökenli Akif Beki'nin Radikal'de yazý yazýp CNN-Türk'te program yapmasýdýr. Muhafazakârlara hitap eden gazeteler ve kanallarda her eðilim ve düþünceden insanlar kendilerine yer bulabilirken, 'merkez' iddialý medya her dönemde sergilediði taassubundan bir türlü vazgeçmiyor.

Ýþin tuhafý, kimse bundan rahatsýz görünmüyor; hatta iktidarda bulunanlar bile... Medyanýn bu geçiþsizliði siyasilerin hoþuna gidiyor...

Alan memnun, satan memnun olduðuna göre, deðiþik eðilimlerin görüþleri arasýnda iç-barýþý saðlamak herhalde kolay olmayacak. Suriye'de 'iç-savaþ' bitecek, bizdeki 'Soðuk Savaþ' bir türlü sona ermeyecek...

Yeni formatýyla 'Medya Mahallesi' bir umut olabilir mi? Belki.