Diyanet gurbetçiye de mülteciye de din hizmeti götürüyor
1960’larda Türkiye’den Avrupa’ya, “acý vatan” Almanya’ya gidiþlerle baþlayan baþlar Diyanet’in de “gurbete hizmeti”. SSCB’nin daðýlmasýyla Avrasya, Türkiye’nin gönül coðrafyasýnýn geniþlemesiyle Afrika, Latin Amerika ve Uzak Doðu dahil olur ayný ufka. Bugün Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý yurtdýþýnda 120 noktada “iyilik, barýþ ve bilgi hareketi” olarak hizmeti veriyor, beþ yýldýr da iþin muhasebesini yapýyor. Çaðýn-coðrafyanýn acý gerçeði bir kaç yýldýr “Müslüman mülteciler” adýyla giriyor Diyanet’in kapsama alanýna. Türkiye’nin önemli bir kurumu olarak Diyanet yurt dýþýnda müslüman mültecilere ensarlýk yapýyor. Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof. Dr. Mehmet Görmez ile konuþtuk.
Üç milyon Suriyeli’ye ‘ensar’ olan Türkiye, Diyanet eliyle yurtdýþýnda 120 yerde hem gurbetçilere hem Müslüman mültecilere din hizmeti veriyor. Prof. Görmez ‘Cenevre Sözleþmesi iþlemiyor, yeni mülteci sözleþmesinin vaktidir’ diyor.
120 noktada din hizmeti veren Diyanet, müslüman mülteciler konusunda net bir bakýþa sahip. Diyanet’in yurt dýþý hizmetlerini konuþtuðumuz Prof. Dr. Mehmet Görmez, hizmet ufkunun 2006’da Afrika’ya açýlýmla baþladýðýný hatýrlatýyor:
Biraz zor bir geçiþ oldu. Müþavirlik kadrolarý için mevzuatla mücadele gerekiyordu. Hariciyemiz pek çok kereler bu ülkelerde Din Ýþleri müþavirliðine gerek yok diyordu. Hâlbuki eðer 70’lerde Körfez ülkeleri 80’lerde Ýran bu ülkelere gidip mezhep taassubuna kapýlmadan önce, Ýslam’ýn evrensel mesajýný doðru bilgisini götürme imkanýna biz sahip olabilseydik, belki bugün daha farklý bir dünya olabilirdi.
Yaptýðýmýz bilgi, hizmet, barýþ ve iyilik hareketi
Farklý roller biçiliyor bu tür hizmetlere, inanç diplomasisi ve dini diplomasi deniyor. Ama din, inanç ile diplomasi kelimesini yan yana getirmek ne kadar doðru tartýþýlýr. Misyonerlik olarak deðerlendirenler var. Ama bu çalýþmalarýn hiçbiri misyonerlik deðil. Bu çalýþmalarý uluslararasý politika daha çok soft power/yumuþak güç olarak adlandýrmak istedi. Biz kabul etmiyoruz. Biz dört kavramý esas aldýk. Bir, doðru bilgi. Ýslam dünyasýnda doðru bilgi kaynaklarýna ulaþmakta ciddi sorunlar ortaya çýktý. Onun için doðru bilgi önemli. Ýkincisi din hizmeti, insani hizmet. Üç, iyilik hareketi, dört, barýþ hareketi.
Misyonerler Müslüman mültecilere el attý
Ýnsanlýk göç ve iltica olgusunu dikkate, ciddiye almýyor oysa çok büyük tramvalar trajediler yaþanýyor. Bunlarý yaþayanlarýn yüzde 80’ini Müslüman. 60 milyon mülteciden söz ediliyor. Bu sadece Suriye’de ortaya çýkan bir gerçek deðil. Afganistan, Suriye ve Somali öne çýkýyor göç veren ülkeler olarak. Öncesinde Irak, Filistin, Kafkasya, Tatarlar, Ahýskalýlar Filistinliler, Boþnaklar var yeryüzünün sürgün milletleri olarak dünyanýn her tarafýna daðýldýlar. Arap baharý ile Ýslam dünyasýndan baþka dünyalara göçler arttý. Ülkemize 3 milyon insan sýðýndý. Avrupa’ya geçen Müslümanlara, bilhassa çocuklara gençlere kiliseler ve bazý misyoner teþkilatlarý el atmaya baþladý.
Camilerde ve sofralarda birarada olabilmek için
Dolayýsýyla Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý olarak sadece Türkiye’deki göçmen kardeþlerimize hizmet vermekle yetinmeyip Avrupa’daki teþkilatlarýmýzla dünyanýn muhtelif yerlerinden Avrupa’ya göçen Müslüman kardeþlerimize de hizmet verecek þekilde organize olduk. Ateþelerimiz Almanya’ya Hollanda’ya Fransa’ya Avusturya’ya, Belçika’ya göçen Müslümanlar için hizmetler geliþtirdi. Hamdolsun bilhassa Almanya’da kardeþ ailelerle -hedefimiz 25 bin aile- onlarý kendi camilerine, evlerine, sofralarýna taþýyorlar. Cuma günleri mülteci kamplarýndan camilerimizde namaz kýlmalarý için onlarý taþýmaya baþladýlar. Koruyucu aile sistemiyle yetim çocuklarýna sahip çýkýyorlar. Zulme uðradýðý ülkeden kaçtýðý için yaþadýðý travmalarý var kardeþlerimizin. Bazýlarý denizlerde boðuldu,bazýlarý yollarda vefat etti. Mezar taþlarýna yazacak isimlerini bile bulamadýk.
Cenevre Sözleþmesi artýk iþe yaramýyor
Dünyanýn ve Avrupa Birliði’nin göçmen sorununu çözmekten çok kendi ülkelerini göçmen dalgalarýndan korumaya yönelik çalýþmalar üzerinde durduklarýna hepimiz ibretle þahit oluyoruz. Bilhassa kitlesel göç hareketlerinde kadýnlar, çocuklar ve yaþlýlar üzerinde ayrýca durulmasý gerekiyor. Uluslararasý kuruluþlar ve evrensel sözleþmeler bugünün dünyasýna hitap etmiyor. Dünyanýn mültecilerle, kitlesel göç hareketleri ile ilgili mevzuatýna baktýðýmýzda, 1951 Birleþmiþ Milletler Cenevre sözleþmesi var. 67’de 69’da protokollerle yeniden yenilenmiþ ama tamamý Ýkinci Dünya Savaþý’ndan sonra yerinden, yurdundan edilmiþ 40 milyon insana yönelik bir mevzuat. Bugünün göçmenleri, mültecileri ile ilgili bir insanlýk sözleþmesi, bir merhamet sözleþmesi yok. Doðrusu buna ihtiyaç var ve Müslümanlarýn gündeminde böyle bir þeyin olmamýþ olmasý Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý bünyesinde dahi böyle bir birimin olmamýþ olmasý gerçekten çok üzüntü verici. Cenevre sözleþmesinden söz edilirken; bir Mekke, bir Kudüs bir Ýstanbul Sözleþmesinin yani Ýslam beldelerinde imzalanmýþ bir sözleþmenin olmamasý Müslümanlar için üzüntü verici.
Göçler yeni yaralý bilinçler oluþturuyor
Ýltica ve göç meselesinde en önemli sorun kimlik ve aidiyet meselesidir. Tarih bilincinin kaybolmasýdýr. Toplumsal bilincin ortadan kalkmasýdýr. Bütün bunlarýn göçmenlerde oluþturduðu derin yaralar, yaralý bilinçler oluþturuyor. Bu yaralý bilinçleri tedavi etmek, bu ölümcül kimlikleri sarmak, bu ölümcül kimlikleri ölümcül olmaktan kurtarýp içinde yaþadýðý toplumla barýþ içerisinde yaþamasýný nasýl saðlayabiliriz? Kitlesel göç hareketlerine karþý küresel din hizmeti, öncelikle kaybettikleri bu kimliðin inþasýna baþlanarak, o yaralý bilinç sarýlarak yapýlabilir. Göçmenlere, iltica eden mültecilere din hizmetlerini hassaten kimlik ve aidiyet bilinçlerini, tarih bilinçlerini yeniden inþa etmeleri konusunda yardýmcý olmamýz gerekiyor.
BÝN SURÝYELÝ ALÝM ÞU AN TÜRKÝYE’DE
Ýslam dünyasýndan, Suriye’den bize sýðýnmýþ bin kadar dünya çapýnda alim þu an Türkiye’de. Suriye’den Ýran’dan, Yemen’den, Libya’dan... Libya’da bakanlýk yapmýþ üç kiþi þuan Kocatepe’nin yanýnda bir yerlerde. Akademik araþtýrma yapmýþ 300 alimle irtibat halindeyiz. Ýhtisas merkezlerimizde Suriyeli hocalar istihdam etmeye baþladýk. Bir yýldýr eðitim merkezlerimizde kendi görevlilerimize Arapça öðreten Suriyeli hocalarýmýz var. Bu listeyi ilahiyat fakültelerimizle paylaþtýk ve dedik ki “þu hocalarýn doktoralarý þu konularda. Ýhtiyacýnýz varsa -ki vardýr, yüze yakýn yeni ilahiyat fakültesi açýldý- deðerlendirin”. Þu an Kilis’te altý hoca, Antep’te on hoca, Karabük’te beþ hocamýz var. Dolayýsýyla zenginleþmeye baþlamýþýz.
VATANDAÞLIÐA ALMALIYIZ
Bu listeyi Sayýn Baþbakanýmýza ve Sayýn Cumhurbaþkanýmýza da götürdük, “bu alimleri vatandaþ yapmalýyýz” dedik. Baþka ülkeler teklif getirebiliyor. Bazýlarý da gitti ne yazýk ki. Kendi aralarýnda Suriyeli Alimler Birliði kurdular. Usame Rudayi hepsinin çok saygý duyduðu þahýs. Fatih’te yeri var. Bizden en çok istediði þey Ýstanbul’da ve Suriyelilerin yaþadýðý bütün þehirlerde Arapça hutbe de okunacak camilerin olmasý. Biz de dedik ki “Cuma günü ayný safta namaz kýlalým, ayrý yerlerde olmasýn. Onun için Türkçe de Arapça da bilen hocalar tayin edelim. Arapça ve Türkçe hutbe okusunlar”. Edirnekapý Mihrimah Camide Suriyeliler aðýrlýktadýr. Hutbe iki dildedir. Cumadan sonra Usame Rýfai Hoca Suriyeli gençlerle sohbet eder. Avantajýmýz, Suriye’deki din anlayýþý bizim bu topraklarda inþa ettiðimiz din anlayýþýndan farklý deðil mutedildir.
50 BÝN MÜSLÜMAN DÝN DEÐÝÞTÝRDÝ
Almanya müþavirimiz Almanya’nýn en yüksek rütbeli din görevlisinden þöyle bir konuþma aktardý. Diyor ki bu din adamý kiþi; “Bizim atalarýmýz Þark’a, bu zor dünyalara ellerine Ýncil alarak hiçbir imkanlarý olmadýðý halde zorluklar içerisinde, kýtlýklar içerisinde Hazreti Ýsa’nýn mesajýný yaymak üzere gidiyorlardý. Þimdi onlarýn çocuklarý ayaðýmýza geliyor ama biz vazifemizi yapmýyoruz”. Halbuki Almanya müþavirimiz 18 yaþýndan aþaðý 50 bin çocuk ve gencin din deðiþtirdiðini aktardý. Sadece Almanya’da ! Büyük oranda Suriyeli mülteciler, ayrýca tabi Afganistan ve Somali’den de çok sayýda mülteci var orada.
Arzýn geniþti kullarýn daralttý
Bugünün göç ve ilticalarý tarihteki hicretlere benzemiyor. Tarihteki hicretler daha tabii gerçekleþmiþtir ve o hicretler dünyayý zenginleþtirdi. Ýbn-i Haldun, “dünyayý muhacir kültürler ayakta tutar” der. Fakat tarihteki hicretlerle bugünün göç ve ilticalarý ayný deðil, sýðýnmacý kavramý, yabancý kavramý bilakis dünyamýzý zayýflatýyor, güçlendirmiyor. Çünkü gittikleri yerlerde kendi kültürlerini, inanç deðerlerini koruma ve yaþatma konusunda zaafa düþüyorlar.
Bazý insanlar kýyamet gününde Allah’a bunu mazeret ifade edecekler.
Cenabý Hak da onlara diyecek ki: “Siz neredeydiniz?”
Onlar cevap verecekler: “Biz dünyada mustazaf býrakýlmýþtýk” (ezilmiþtik).
Cenabý Hak onlara diyecek ki; “Allah’ýn arzý geniþ deðil miydi, orada hicret etseydiniz ya.”
Bugünün mültecileri bu soruya muhatap olurlarsa muhtemelen Rabbimize diyecekler ki; “Rabbim kullarýn dünyayý çok daraltmýþlardý. Arz geniþti ama ulus devletler sýnýrlarýyla dünyayý öyle daralttýlar ki hicret edecek yer bulamadým, vatansýz kaldým”.
AVRUPA’DA GÖÇMEN NÜFUSU
- 2015 yýlý mülteci sayýsý: 244 milyon
- AB’ye iltica baþvurusu: 1,004,345
- ALMANYA Mülteci sayýsý: 1,1 Milyon (2016 baþvurularýna göre gelenlerin % 96’sý Suriye kökenli. Ýlk üç sýrada Suriye, Afganistan ve Somaliler var.
- Mültecilerin ilk irtibata geçtikleri Türkler ve DÝTÝB dernekleri.
- FRANSA mülteci sayýsý: 70 bin
- BELÇÝKA 1200 - 1600
- DANÝMARKA 10 bin
- Danimarka 1956’dan beri 200 bin
- ÝSVEÇ-NORVEÇ-FÝNLANDÝYA 42 bin
- AVUSTURYA 7 bin 200
Diyanet mülteciler için ne yapýyor?
En acil ihtiyaç olan yiyecek, giyecek ve barýnma için baðýþ toplanarak mültecilere ulaþtýrýlýyor.
- Gönüllü saðlýk ekibi ile hizmet ve týbbi malzeme yardýmý. - Yetim çocuklarýn eðitimi. - Acil ihtiyaçlar dýþýnda mülteciler için þehir turlarý organize etmek, çocuklarý hayvanat bahçesi, oyun parký gibi yerlere götürmek, çocuklarýn ve yetiþkinlerin uyumunu saðlamak. - Ücretsiz dil kursu vermek. - Oyuncak, ev eþyasý ve giyecekler toplayarak ihtiyaçlarýný karþýlamak. - Mültecilerin uyumu için ev ziyafetleri, toplantýlar veya Cuma namazlarý için otobüs veya arabalarla taþýma organizasyonlarý. - Mültecilere taþýma hizmeti sunarak devlet dairelerine, doktora, ev aramaya, iþ bulmaya götüren ve refakat eden çok sayýda cemiyet var. - Kurban kardeþliði - “Halil Ýbrahim Sofrasý” organizasyonlarý -Kur’an-ý Kerim, seccade, tespih, baþörtüsü gibi ibadet için elzem malzemelerin mülteci yurtlarýnda veya Hayýr Köprüsü için ayrýlan mekânlarda daðýtýlmasý
- Mültecilerin kendi dillerinde ilanlar hazýrlanmasý ve özellikle çocuklar ve gençler için Kur’an-ý Kerim kurslarýnýn mültecilere de açýlmasý, kurs giderlerinden mültecilerin muaf tutulmasý.
Doðumlarý da ölümleri de bizim vazife alanýmýz
Müslüman mülteciler gittikleri ülkelerde travmalar yaþýyor. En büyük sorun kendi tarihi ve toplumsal kimliklerini koruyamamalarý. Bu kardeþlerimizin göç ettikleri yerlerde doðumlarý, ölümleri, gömülmeleri sorundur. Yýkanmalarý, kefenlenmeleri sorundur. Bunlar bizim hizmetlerimizi ilgilendiren boyutlardýr.
ÇOCUKLARA KORUYUCU AÝLE
Diyanet’in aciliyetine dikkat çektiði konularýn baþýnda koruyucu ailelik geliyor. Yakýnlarýný kaybeden, velisi olmayan küçük çocuklar koruyucu aileye, daha büyük çocuklar ise yurtlara veya destekleme yapýlan evlere yerleþtiriliyor. Koruyucu aile olmak isteyenlerin resmi baþvurusu için Diyanet aracý oluyor. Camilerde cemaat koruyucu aile olmaya özendiriliyor. l Bilindiði üzere onbinlerce küçük çocuk yanýnda ebeveyni olmaksýzýn Avrupa’ya gidiyor. Bu çocuklar yolculuk esnasýnda olduðu gibi Avrupa kentlerine ulaþtýktan sonra da her türlü kötü muameleye ve suistimale maruz kalýyor. Hýristiyan ya da eþcinsel ailelere evlatlýk olarak veriliyor.